Şehvet uyandıran alçı heykeller

Güncelleme Tarihi:

Şehvet uyandıran alçı heykeller
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2000 00:00

Haberin Devamı

Mehmet Güleryüz (Ressam)

Allah ıslah etsin

Normal bir lisede resim dersinde antik torsolardan yapılmış öğrenci etüdleri bunlar. Bu ana kadar böyle bir şeyin düşünelebileceğini bile düşünmedim hiç bir zaman. Böyle bir şeyin olasılığı aklıma gelmedi. Ve bunların artık çok klasik eğitim içinde yer alan görsel etüd malzemesi olarak kullandıldığını herkes biliyor. Özellikle antik heykellerden seçilmesinin nedeni de bunların form güzelikleri ve oranların mükemmeliğinin öğrencilere bir form etüdü yaptırmak. Bu formlar özellikle artık ifade etmeye kalktıkları meseleden dahi uzaklar çünkü o kadar klasik üst bir değere varan formlar ki bunlar. Bunlar cinsellik ve tahrik düşünülebilirliği son derece uzak yapıtlar. Maalesef ancak bu tür gözlerle, bu tür bakışlarla bunların böyle değerlendiğini anlıyoruz. Bu tür olaylarla bu eserlerin neler olduğunu değil de, bu adamların gözlerinin nasıl gördüğünü öğreniyoruz. O yönden bir ilginç yanı var. Fakat tabi şanssız bir durum. 2000 yılında bir lisede bu nasıl bir yaklaşımdır, nasıl bir kafadır ki böyle görüyorlar. O zaman kapı tokmağında da cinsellik göreceklerdir. Yuvarlıkların, sivirileklerin hatırlatacağı şeyler vardır. Bütün bunlar sizin neye nasıl baktığınızla ve kendinizi eğitememenizle ilgili. Vallahi yazıklar olsun. Çok da çekecekler, çok da üzülecekler hayatları boyunca. Çünkü bütün hayatları boyunca tahrik halinde olmaları acıklı. Bunları çok yorucu görüyorum. Allah onları ıslah etsin diyeceğim. Islahın da bir şekli var, eğitim. Allah onlara kısmet etsin de eğitilsinler.

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz

Böyle şey olmaz

İslam'da resim ve heykel konusunda iki türlü görüş var. İslam öncesi Cahiliye Arapları dikilitaşlara tapınıyorlardı. Eğer bir kimse böyle bir maksat taşır ise o zaman bu haramdır. Böyle bir tapınma amacı yok ise müslümanlıkda resim ve heykel haram değildir. Çünkü ameller niyetlere göredir. Niyetiniz neyse ameliniz ona göre değerlendirilecektir. Bugün resim ve heykel hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Özellikle resim. Siz resmi elle çizmeyi reddediyorsunuz, peki o vesikalık resimler ne olacak. Bunlar olmasa bugün, kişinin kimliğini tespit etmek mümkün değil. Sonra dikkatinizi çekerim, bir şeyin aslı muhterem ise onun kopyası neden melun olsun. Böyle aptalca bir şey olur mu? İkincisi müstehcenlik konusu; genç çocuklar, genç kızlar ve erkekler belirli bir yaşa gelinceye kadar resim konusunda dikkatli olmak gerekir. Yani eğitim maksadıyla her türlü resim yaptırılabilir ama işin laçkalaşmaması gerekir. Ahlaki değerleri korumak için ve çocukların o yaşta zihinlerinin dejenere olmaması için. Yoksa Ramazan'da günahmış da Ramazan'dan sonra sevapmış, böyle şey olmaz.

Mehmet H. Doğan (Eleştirmen)

Ortaçağ zihniyeti

Utanç verici bir şey bu dönemde. Aslında Anadolu'nun ufak kentlerine gidildiğinde bu durum böyle ama Ankara, İstanbul, İzmir'de pek o kadar yaygın değil. Ama buralarda da varoşlarda bazı okullarda oluyor. Aslında aynı küçük kentlerdeki Ramazan'da oruç tutulup tutulmamasıyla ilgili durum gibi. Sanata bakışın bu insanlardan beklenmesi, o insanlarda sanat görüşünün, bakışının, estetik değerlendirmenin bu insanlarda olduğunu kabul etmek demek oluyor. Bu da olmadığına göre, böyle Orta Çağ zihniyetiyle baskı altında tutacaklar. Eğitim yükselmedikçe de böyle olacaktır.

Alaeddin Aksoy (MSÜ Öğretim Üyesi)

Fakülte açmak yetmez

İlkel anlamında kullanıyorum, arkaik bir beyin bunu yapan. Antik Yunan'da her şey inceden inceye, en yalın şekline ulaştırılmıştır. Dolayısıyla işin alfabesi gibidir. Bir formu en yalın şekliyle tarif etmenin alfabesidir. Malesef Türkiye'de sadece orta öğretim değil, İstanbul dışındaki daha doğrusu MSÜ dışındaki okulların büyük bölümünde, özellikle Anadolu'da canlı modelden çalışma denen bir şey mümkün değil. Hálá günah. Bir ülkede güzel sanat fakülteleri ya da okulları açılırken her şeyden önce, o bölgenin kültürel yapısını daha önceden geliştirmek lazım. Sanmıyorum ki bir Burdur ya da Eskişehir'de bir fakültede hálá o müdür yasakçı kafasına benzer kafalar mevcut. Güzel Sanatlar Fakültesi açmak yeterli değil, önce insanların beynini açmak gerekiyor. Sanatlar eğitimi neyi getirir? Her şeyden önce insanın yarıtıcı gücünün, endüstriyel bir şey için de bu geçerli; bir şekli beyinde oluşturmayı getirir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!