Güncelleme Tarihi:
Eda Taşpınar (Stil danışmanı): Bana her gün Sevgililer Günü
Eda Taşpınar’ın o davet senin bu davet benim gezen biri olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. London College of Fashion’dan sonra School of Central St. Martins’de tasarım ve styling eğitimi alan Taşpınar, şu sıralar Warner Brothers ve Lisans A.ş. işbirliğiyle Tweety by Eda Taşpınar adı altında birçok markaya tasarım hazırlıyor. Kişiye özel moda danışmanlığı, marka elçiliği, personal shopper’lık ve televizyondaki dekorasyon programı da diğer uğraşları...
Bütün bu koşuşturma içinde kendine yarattığı ilk fırsatta soluğu, heykeltıraş dedesi Engin Yontunç’un Moda’daki atölyesinde alıyor. Çocukluğunu da bu atölyede çamurdan heykeller yaparak ve alçı kalıpları hazırlayarak geçirmiş.
Taşpınar, bugün patlayan flaşlara alışık... Peki okul yıllarında da gözler üzerinde miydi? “Kendi dünyasında yaşayan bir çocuktum. Benim etrafımla alakadar olmamdansa, etrafım benimle daha alakardı. O yüzden kendimi hep popüler hissederdim ama etrafıma karşı örülü duvarım hep sabit dururdu” diyor. 14 şubat için fikri ise net: “Bana her gün Sevgililer Günü. Bora (Kozanoğlu) sürprizlerle dolu biri.”
Emre Ergani (İşletmeci): 14 şubat benim için işten ibaret
Emre Ergani deyince insanın aklında gece hayatı geliyor... Hangi mekana el atsa “in” oluyor, başarısının sırrı çok çalışmasında yatıyor. Biber, Blackk, W Otel derken, son olarak Pera’da açılacak Rixos Oteli’nin Food&Beverage’ını da (yiyecek-içecek işleri) üstlenmiş. Yazın Çeşme için sürpriz projeleri var ayrıca...
O kadar çok çalışıyor ki, 14 şubat deyince aklına yine “iş” geliyor: “Yıllardır özel günlerde çalıştığımdan olsa gerek, benim için Sevgililer Günü işten ibaret. Ticari anlamda bana destek olduğu için kutlanması gereken bir gün diye düşünüyorum.”
ıstanbul Üniversitesi ıngilizce ışletme mezunu olan Emre Ergani, London School of Economics’te master yapmış. Ailesi bankacı olacak diye beklerken barcı olmuş. ış hayatındaki başarısı nedeniyle gece hayatının en popüler isimlerinden. Peki okul yılları nasıl geçmiş? “Çenem kuvvetlidir, konuşkanlığım nedeniyle okulun en popüler çocuklarındandım.”
Ruhunun çocuk yanını özenle koruyabilen nadir insanlardan o... En büyük zevki oyuncaklar. Minik arabalar, tilt, motor, bilardo masasından oluşan 40 bin parçalık koleksiyonun gözdesi ise çocukluk kahramanı Küçük Prens...
Emre Çapa (Minyon Executive Chef-Manager): Bu özel günleri anlamlandıramıyorum
İnsanın soyadı Çapa’ysa ilgi odağı olması kaçınılmazdır! Ama Emre Çapa’nın gördüğü ilginin tamamını soyadına bağlamak haksızlık olur. Çünkü mutfaktaki marifetinin de bunda büyük payı var.
İsviçre ve Amerika’da aşçılık eğitimi alan Emre Çapa, sahibi olduğu Minyon’un mönüsünü kendisi hazırlıyor. Kıymasını sekiz saatte pişirdiği spagetti bolonez’ini anlata anlata bitiremiyor. Barmenlikte de yemekte olduğu kadar iddialı. “Okul yıllarında da bu kadar popüler miydiniz?” sorumuza “Okulun sivrilen kişilerindendim. Hiperaktif, haylaz ve konuşkan bir çocuktum” diye cevap veriyor.
Peki 14 şubat’ın hayatındaki yeri ne? “ınsanın sevgilisini yemeğe çıkarması ve ona hediyeler alması güzel. Bunu bir güne sıkıştırması ve herkesin aynı günde bunu ritüel olarak uygulaması pek gerekli gelmiyor bana. Sadece Sevgililer Günü de değil, Anneler Günü de dahil tüm özel günlerin tek bir günde kutlanmasını anlamlandıramıyorum.”
Melda Tuna (Gurme-yemek yazarı): Zoraki kutlamaları hiç sevmiyorum
Biz onu şamdan’ın sahibi Mehmet Tuna’nın kızı olarak tanıyoruz. Ama dahası var... Paris Descartes Üniversitesi’nde tıbbi biyoloji eğitimi almış. Tıbbın kendisine uygun olmadığını fark edince hayattaki en büyük tutkusu yemeğe yönelmiş. ICOGES’te beslenme ve diyet üstüne master yapmış. şu sıralar şamdan’ın özel davet mönülerini hazırlıyor. Kendi catering şirketini kurma hayalini de gerçekleştirmek üzere...
Sahici bir kadın. Olduğu gibi görünüyor. Okul yıllarını sorduğumuzda “Başarılı ama yaramaz bir çocuktum” diyor. 14 şubat’a dair görüşleri ise şöyle: “Romantik değilim ve zoraki kutlama gerektiren günleri sevmiyorum. Yılbaşı, bayram ve doğum günleri dahil. Dolayısıyla 14 şubat’ın benim için özel bir manası yok. Elbette ki ‘aşkı kutlama’ konsepti güzel, ancak bunu bir gün ile sınırlandırmak doğru değil. şahsen kutlamıyorum ancak tanıdığım birçok çift kutlamaktan keyif alıyor. Önemli olan insanları neyin mutlu ettiği. Eğer 14 şubat ilişkilerini iyi yönde etkileyecekse kutlanmalı. Son birkaç yıldır ilişki içinde de olsam, baş başa kutlama yerine arkadaşlarımızla yemeğe gittik. Geçen sene ise şamdan’ın mutfağında çalışarak geçirdim o günü...”
Selin İmer (Tasarım danışmanı): Kutlama için böyle günlere ihtiyaç duyulmamalı
Selin İmer, cemiyet hayatının gözde kadınlarından biri... Gerçekte fotoğraflarından daha da güzel. Objektiflere alışkın olması gerektiğini düşünürken şaşırtıyor bizi. Rol yapamıyor, poz veremiyor... Zoraki gülemiyor çünkü.
şu an nasıl bir ilgi görüyorsa, okul yıllarında da aynı olduğunu söylüyor. “Hatta arkadaşlarım bile aynı” diye ekliyor.