Şehir heykeltraşlarıyla tanışın

Güncelleme Tarihi:

Şehir heykeltraşlarıyla tanışın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2011 00:00

Range Rover, yeni modeli Evoque’un tanıtımı için ‘Şehrin Nabzı’ isimli uluslararası çapta bir proje başlattı. Proje şimdiye dek Londra, Paris, Milano, Madrid, Brüksel, Prag gibi 18 şehirde hayata geçirildi. 21 Nisan’daki lansmanla da Türkiye ayağı başladı. Proje kapsamında ses getiren işlere imza atmış dört kişi ‘city shaper’ yani şehir heykeltraşı seçildi.

Haberin Devamı

İstanbul’a şekil veren bu dört kişi mutfak şefi Elif Yalın, iç mimar Derin Sarıyer, moda editörü Hakan Öztürk ve moda tasarımcısı Tuvana Büyükçınar... Onlarla City Shaper olmayı konuştuk...

CITY SHAPER’LAR NE YAPACAK

Bakmayın siz şimdi maketinin içine girdiklerine. City Shaper’lara Ağustos ayında bir yıl boyunca kullanmaları için birer Range Rover Evoque teslim edilecek. Arabayla yaşadıkları deneyimi www.helloevoque.com sitesi ve Twitter kanallarıyla takipçilerine duyuracaklar. 18 ülkede seçilen 40 City Shaper’ın aynı anda şehir deneyimlerini akardığı, favori mekanlarını paylaştığı bu internet sitesi online bir rehber niteliğinde. City Shaper’lar ayrıca araçla ilgili farkındalık yaratma kapsamında en az bir showroom etkinliğine katılacak ve farklı dönemlerde düzenlenecek kişisel partilere ev sahipliği yapacaklar. Evoque modeli İstanbul’da Kasım gibi satılmaya başlayacak.

Haberin Devamı

Kendimi evlenmişim gibi hissediyorum
HAKAN ÖZTÜRK (MODA EDİTÖRÜ)

Range Rover yetkilileri tarafından city shaper seçilmek hoşuma gitti. Hepimiz yaptığımız işlerden dolayı gözönünde olan insanlarız. Ama hiçbirimizin “Ben şehrin nabzını tutuyorum” gibi bir iddiası olduğunu sanmıyorum. Zaten bunu kendi kendimize değil, birilerinin bize söylüyor olması güzel. Zorlama olmadan, kendiliğinden... Yeni ünvanım üzerime bir sorumluluk yükledi. Sırtımda tatlı bir yük var. Kendimi evlenmişim gibi hissediyorum. Artık bir ailem var ve hareketlerimde daha dikkatli olmalıyım gibi. Ama bu benim için bir görev değil. Önceden nasıl yaşıyorsam, bu arabayı kullanmaya başladığımda da öyle yaşayacağım. Yaptığım işten dolayı sürekli otomobille dolaşan, hatta otomobilde yaşayan bir insanım. Çekimden çekime gittiğim için bagajım kıyafetlerle, ayakkabılarla, çantalarla dolu. Neler neler taşıyorum bir bilseniz. Çekim olmasa bile bir sonraki çekim için mekan bakmak için İstanbul’un içinde ve dışında sürekli dolaşıyorum. Marmara Bölgesi’nde gittiğim her çekime arabayla gidiyorum. Ben hiçbir zaman hiçbir konuda rol model olmadım, bu projede de değilim. Ama yaptığım iş insanlara keyif veriyor.

Haberin Devamı

Ben zaten direksiyon başında üretirim
TUVANA BÜYÜKÇINAR (MODA TASARIMCISI)

Projedeki dört kişiden biri olmak bana kendimi çok özel hissettirdi. Ama ağır bir görev gibi gelmiyor bana. Rutinimizi bozmadan, daha önce nasıl yaşıyorsak öyle yaşamaya devam edeceğiz. Göze batmayan insanlarız, öyle kalacağız. İşimizle konuşmaya devam. Yoksa ben de kişisel olarak örnek biri değilim. Bir yığın defom var. Araba benim hayatımda çok önemli bir yer tutar, çünkü ben direksiyonun başındayken üretirim. 15 dakikalık bir seyahat bile bana inanılmaz ilham verir. Müzik çalacak, yanlız olacağım ve kesinlikle ben kullanacağım. İşte pek çok şey beynimde böyle zamanlarda klik ediyor. Ofise gider doğrudan uygularım.

Haberin Devamı

Kimse bizden Murat Belge’lik beklemesin
DERİN SARIYER (İÇ MİMAR)

Bir mimar olarak projeyi öğrendiğim ilk an otomobilin tasarımını inceledim. Fazla büyük değil hatta kompakt. Keskin ve dramatik hatları var. Her türlü yol şartına, İstanbul gibi trafik sorunu olan bir şehre, dar alanlara uyum sağlayacak olması beni çok cezbetti. Babamın kurduğu Derin Design bu yıl 40. yılını kutluyor. Ben 18 senedir bu işin içindeyim. Pek çok ev ve iş yerine girerek insanların hayatlarına değdiğimiz, şekillendirdiğimiz bir gerçek. Projenin internet sitesinde yayınlanması için bu şehre ait önerilerde bulunduk. Tamamen kişisel tercihlerimiz var. Kimse bizden Murat Belge olmamızı beklemesin tabii...

Haberin Devamı

Bende ‘bayandan temiz’ durumu yok
ELİF YALIN (ŞEF, İŞLETMECİ)

Yaşadığım şehre şekil veriyor muyum, nabzını tutuyor muyum bilmiyorum. İnsan böyle şeyleri düşünmeden yaşıyor. Zaten böyle de bir hedefim yok. Yaklaşık 10 senedir bu sektörde yaptığım şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Böyle bir projeye seçilmek tabii ki hoşuma gitti, gurur duydum. Range Rover’dan arayıp bana bir yıl kullanmam için araba vereceklerini söylediklerinde ilk sorduğum soru “Siz benim nasıl araba kullandığımı biliyor musunuz” oldu. Hani ‘bayandan temiz’ diye bir tabir vardır ya bende durum tam tersi. Arabada her şeyi taşırım. 30’dan fazla CD’m var hiç yanımdan ayırmadığım, spor çantam, üstüme yemek döktüğüm zamanlarda değiştirmek için yedek kıyafetlerim, yemekler, yemek kitapları, semt pazarlarından aldığım sebzeler. Haftalar sonra yerde çürümüş bir lahana parçası bulabilirsiniz mesela.

Haberin Devamı

CITY SHAPER’LARDAN İSTANBUL ÖNERİLERİ

Derin Sarıyer: (Yemek için) Mangerie, Delicatessen, Balıkçı Kahraman, Mikla, Corvus Wine and Bite, Kantin. (Görülmesi gereken yerler) Kapalıçarşı, Yerebatan Sarnıcı, Haydarpaşa Garı, Galata Kulesi, Moda Deniz Kulübü, Kanlıca, Tamirhane, Dragos Sahil Yolu. (Favori otellerim) Sumahan, Ajia, Bentley ve Sofa Otel. (Eğlence için) Corridor, Lucca, 360 İstanbul.

Elif Yalın: Mimar Sinan’ın yaptığı yerleri tek tek görüp, gerçekten anlamak lazım. Rumeli Hisarı’ndan başlayıp Taksim, Haliç, Surlar ve eski İstanbul’a uzanan tüm şerit gezilmeli. Öğle yemeği muhakkak Etiler Hünkar’da. Bebek’de Dünya Kitapevi, Beyoğlu’nda Lale Plak görülmeli. Yine İstiklal’deki Hachette ve Fransız Konsolosluğu Kütüphanesi... Plak ve CD için Nişantaşı Reasürans Pasajı’ndaki Groove. Pazar akşamı Müze de Changa ve Tünel iyi gelir. Favori eğlence mekanlarım Corridor, Roxy, Babylon.

Hakan Öztürk: Pazarları Demirciköy tarafında kahvaltı, küçük saklı plajların birinde gün boyu tembellik. Mevsim yazsa genellikle Gümüşdere’ye veya Boyacıköy’deki Dalia Beach’e giderim. Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddesi’ndeki Hünkar öğlen yemeklerini kurtarır. Mısır Çarşısı’nın üstündeki Pandelli şımarma mekanım. Güzel bir Uzakdoğu istiyorsam Xuma. Galata’da Güney restaurant, Mango Burger, Birde, Uzunya Balıkçısı ve Sultanahmet’deki Balıkçı Sabahattin, Beyoğlu Hardal’ın terası sevdiğim mekanlar.

Tuvana Büyükçınar: Cibali-Fener- Eyüp hattında gezilip görülecek o kadar çok yer var ki. Bugün Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampusü olarak geçen ve 1876 yılında Tütün fabrikası olarak yapılmış olan bu bina aslına uygun renovesiyle görülmeye değer. Gül Camii ve Aya Nikolai Kilisesi keza öyle. Sirkeci’deki Meşhur Filibe Köftecisi’ne mutlaka uğranmalı. Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi büyüleyici. Gitmişken Pierre Loti Tepesi’nde çay içilmeli. Dönüşte muhakkak Vefa Bozacısı’ndan boza ve kavrulmuş sarı leblebi, akşam TV karşısında boza keyfi… Nişantaşı’nda Kantin en sık yemek yediğim mekan. Bebek Happily Ever After benim kafem. Lucca benim barım. La Duree’nin makoronlarına da hayır diyemiyorum. Tam 50 yıldır Bebek’te bulunan Santral Şarküteri evimize de yakınlığından dolayı sürekli uğrak noktamiz. Bir lezzet sırrı isterseniz de Feriköy’deki Hamov’u söylerim. Kelimenin Ermenice anlamı ‘lezzetli’, zaten tattığınız her yemek de bu ismin neden seçildiğini vurguluyor. Kurtuluş’ta ara sokakta yer alan bu minicik bir mekanda şahane ev yemekleri yapılıyor. Öğle yemeği arasında kaçamak yapmış Türkiye’nin en ünlü iş adamlarını bu mekanda görmek mümkün. Özellikle Ermeni mutfağının meşhur mezesi topik her gittiğimde iştahımı kabartıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!