Yeşim ÇOBANKENT
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2009 00:00
Kendi kadınlarını, modasını ve yaşam tarzını yaratan efsane dizi Sex and the City’nin (SATC) kaymağını yemeye doyamadı Hollywood. 2008’de gösterime girdiğinde 400 milyon dolardan fazla hasılat yapan Sex and the City’nin sinema halinde dizinin tüm kadrosu hazır bulunmuştu. Şimdi harıl harıl ikincisi çekiliyor.
Mayısta gösterilecek devam filminin senaryo yazarı ve yönetmeni de ilk filminki gibi Michael Patrick King. 30’larında New York’un tozunu attıran, sekse ve eğlenceye doyamayan bekâr “kız”larımız 40’lı yaşlarda koca için yalvarır ve bebek bezi değiştirir hale gelmişti. Galiba ikinci filmde hepten “iyi aile kadını” olacaklar.
Kabul edelim. Sex and the City’nin dizisi,
sinema versiyonundan çok daha cüretkârdı. Dizinin bekâr, başarılı ve hayatın tadını çıkaran kahramanları daldan dala konup eğlenirken, sinema filminde “mutlu bir yuva” kurmak için çırpınıyorlardı. Bu tabloya hormonlarına yenik düşerek kapıldıkları bebek tutkusu da eklenince orta sınıf bir hayata teslim olan orta yaşlı bıkkın kadınlara dönüştüler. Buna rağmen artık Broadway ve Özgürlük Heykeli kadar New York’un simgesi Sex and the City. Ayrıca ayakkabılara düşkün şehirli ve özgür kadının da...
Hollywood’da şans arayan ve ikinci sınıf rollerden kurtulamayan Sarah Jessica Parker bu dizi sayesinde 35’inden sonra uluslararası bir yıldız ve gerçek bir “stil ikonu” oldu. Buna rağmen canlandırdığı seks yazıları yazan gazeteci Carrie’yi onaylamıyor: “Eğer seyirciler dizideki bazı sahneler hakkındaki gerçek duygularımı bilselerdi bu karakteri canlandırmak için çok kötü bir
seçim olduğumu düşünürlerdi.” Carrie’nin art arda yuvarladığı Cosmopolitan kokteyllere olan düşkünlüğünü de, gösterişli moda zevkini de kesinlikle paylaşmıyor. Dizinin çıplaklık gerektiren sahnelerinde de diğer oyuncular kadar rahat olamadığını söylüyor.
Sıkıcı ve düzgün Sarah Jessica Parker’ı bir kenara bırakıp, kesinlikle ondan daha renkli bir karakter olan Carrie Bradshaw’a dönersek o cephede de ilginç gelişmeler oluyor. Bradshaw’a kâğıt üzerinde hayat veren yazarı Candace Bushnell, Carrie’nin lise yıllarını anlatan bir kitap üzerinde çalışıyor. New York’a gelip kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan Carrie lisede de sürüyü izlemeyi reddeden bir yeniyetme olarak tasvir ediliyor. Popüler kızların lideri olmasına rağmen bir yandan da bir kenarda durup gözlem ve yorum yapmaya devam ediyor. Bu kitap yayınladıktan sonra televizyon dizisine dönüşmesi kimseyi şaşırtmaz herhalde. Bir de bakmışsınız Gossip Girl’e rakip olmuş...
FİLMİN DEVAMINDA NELER OLACAK? Miranda yüksek voltajlı avukatlık işinden vazgeçerek kocası Steve ile birlikte aile hayatına odaklanır. Birlikte restoran açmaya karar verirler. Samantha terk ettiği yakışıklı sevgilisi Smith ile yeniden bir araya gelir. Samantha’nın sıradan bir garsonken elinden tuttuğu Smith şimdi dünyaca ünlü bir aktör olmuştur. Charlotte iki çocuğunu büyütmeye çalışırken; kahramanlarımız New York’a ilk geldiği zamanları hatırlamaya çalışır. Tabii birbirleri ve Carrie ile nasıl tanıştıklarını da... Bu arada nihayet en sonunda evlenen Mister Big ile Carrie de ekonomik krizden nasiplerini almıştır ve gösterişli yaşam tarzlarını yeniden gözden geçirmeye başlarlar. Krizden tek etkilenen onlar değildir, Samantha da epeyce sarsılmıştır. Hatta Mister Big ve Samantha bütün birikimlerini kaybetme noktasına gelir. Mister Big ve Carrie, Charlotte ve Harry’nin yanına taşınmayı düşünür hale gelir. Bu arada Samantha da alt ettiği kanserinin tekrarlamasından korkar. Charlotte’un derdiyse Steve’in onu aldatıp aldatmadığını öğrenmektir...
SEX AND THE CITY’NİN SETİNDEN DEDİKODULAR44 yaşındaki Sarah Jessica Parker’ın taşıyıcı annelik yöntemiyle dünyaya getirdiği ikizleri yüzünden sete uykusuz geldiği söyleniyor. Ayrıca bu yoğun tempoyla birlikte kafayı yaşlanmaya taktığı için depresyona girdiği de fısıldanıyor.
Genç kızların idolü Miley Cyrus’ın da rol alacağı açıklandı ama bu söylenti henüz doğrulanmadı. Yine de büyük bir SATC hayranı olan genç yıldızı, yardımcı bir rolde izleme ihtimalimiz var.
İlk filmin çekimleri sırasında Sarah Jessica Parker ile Kim Catrall’ın arasının limoni olduğu konuşulmuştu. Parker ile Catrall’ın arasının hâlâ düzelmediği, yan yana poz verseler de çok gerekmedikçe konuşmadıkları biliniyor.
SATC düğün pastası yemekten bir türlü vazgeçmiyor! Bu sefer Carrie’nin gay arkadaşı Stanford ile Charlotte’un gay arkadaşı Anthony evleniyor. Tüm aile fertlerinin ve arkadaşların hazır bulunduğu düğünde Liza Mineli de boy gösterebilir!
Filmin bazı sahneleri Dubai’de çekilmek istendi ama ismindeki seks yüzünden izin alınmadı. Çekimler bu nedenle Fas’a kaydırıldı.
İngiliz aktör Max Ryan, yolu Samantha ile kesişen Avrupalı mimar Rikard rolünde gözükecek. Samantha’nın haremine girecek erkeklerden biri de eski Hırvatistan erkek güzel Filip Kleva.
Katie Price ile İngiliz dadı Jenni rolü için görüşüldü. Victoria Beckham ve Katie Holmes da ikinci filmde rol alma ihtimali olan isimlerden.
Filmin figüran kadrosu için “modellere, ünlülere, sosyetiklere, gay ve lezbiyenlere, uluslararası tiplere ve profesyonel futbolculara benzeyen” insanlara bir çağrı yapıldı ve seçmelere yaklaşık 5 bin kişi katıldı.
ŞEHİR, SEKS VE MODA
İkinci filmin kostümlerini de Patricia Field hazırladı. Bütün modacılar ve ünlü markalar SATC’de yer almak için çıldırıyor ve Field’i hediye yağmuruna tutuyor. Zira SATC’de özellikle Carrie’nin kullandığı her şey yok satıyor.
Sarah Jessica Parker kriz devam ederken pahalı markalar ve lükse vurgu yapılmasının uygunsuzluğu konusunda ısrar etti. Ancak Field, krizin yaratıcılığına engel olmasına izin vermeyeceğini söyledi: “Dört kızın da muhteşem gözükmesi gerek. Aksi takdirde bu filmin ne manası var?”
Fena halde 80’lere dönüş modası yaşanıyor. Karakterlerin New York’a adım attıkları ilk gençlik yıllarında giydiklerinin Madonna’nın 80’lerdeki kıyafetlerinden hiç farkı yok.
Ünlü iç giyim markası Cosabella özel bir Sex and the City koleksiyonu hazırladı. Koleksiyon Carrie’nin pembe dantelleri, Samantha’nın leopar desenleri, Charlotte’un hanım hanımcık yeşilleri ve Miranda’nın şirin çamaşırlarından oluşuyor.
Parker diziyle meşhur ettiği Manolo Blahnik markalı ayakkabılarının pabucunu dama attı. Kırmızı tabanlı Christian Louboutin ayakkabılar ve turuncu Jee Vice markalı lüks güneş gözlükleriyle görüldü. Çingene pembesi çantasıysa Sylvia Drapey imzalıydı.
İlk SATC filminde Carrie’nin giydiği gösterişli gelinliği tasarlayan ünlü modacı Vivienne Westwood bu kadarla yetinmeyip SATC’nin senaryosuna katkıda bulunmak istediğini söyledi.