Sedirli, fermanlı, şadırvanlı yalı yarattı

Güncelleme Tarihi:

Sedirli, fermanlı, şadırvanlı yalı yarattı
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2009 00:00

Sinpaş GYO, Küçükçekmece’deki Bosphorus City projesinde Boğaz mimarisinden esinleniyor. Burada Ortaköy, Beylerbeyi, Rumelihisarı, Kandilli, Emirgan, Kanlıca, İstinye, Yeniköy ve Paşabahçe gibi Boğaz semtlerinin adını taşıyan mahalleler, bu mahallelerde de kuleler, yalılar, meydanlar var. Projedeki yalılardan birinin dekorasyonu da ünlü tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu’na emanet edilmiş.

Haberin Devamı

Boğaziçi yalısı, bahçe katı, birinci kat ve hobi katı olmak üzere üç kattan oluşuyor. Zeynep Fadıllıoğlu ve yedi kişilik ekibi, binanın içindeki oturma ünitelerinden masalara, objelerden perdelere her şeyi özel olarak tasarladı.
Ama birebir klasik bir tarz uygulamadılar: “Mesela antik bir parçayı bugünün dekorasyon anlayışıyla yorumluyoruz” diyor Zeynep Fadıllıoğlu. “Çok çağdaş bir formun üzerinde Osmanlı’ya ait bir şeyi öyle kullanıyoruz ki anlamanız çok zor. Ayrıca tarzımızı sadece Osmanlı diye kısıtlamamak lazım. Selçuklu mimarisi de bunun içinde.”
ŞADIRVANIN YANINDA BİLARDO MASASI
Evin içinde sedir, şadırvan, hamam gibi bölümler var. Tavanlarda eski yalılardan çıkma alçı bezemeler kullanılıyor. Bu bezemeler ve nişler kalem işleriyle süslü. Banyo tasarımında da Topkapı Sarayının banyosu örnek alınmış. Banyoda altın varaklı Venedik aynaları kullanılıyor.
Evin girişinde, bir taht karşılıyor insanı. Odalarda cam kenarları sedirlerle çevrili. Buralara oturanlar kendilerini denizin üstündeymiş gibi hissediyor. Bazı oturma birimlerinde de mermer oymalar kullanılmış.
Odaların tavan işlerinde de yine Osmanlı tarzı göze çarpıyor. Eskiden gelme bir yemek masası kültürümüz olmadığı için salondaki yemek masası İngiliz tarzında.
Evin en ilginç bölümlerinden biri hamam. Burada ahşap sütunlar ve İznik çinileri kullanılmış. Çiniler evin diğer bölümlerinde de göze çarpıyor. Örneğin İznik ve Kütahya çini koleksiyonları yemek odası ve salonlardaki nişlerin içine yerleştirilmiş. Duvarlarda da fermanlar asılı.
Evin bodrum katın da şadırvan, onun yanına da bir bilardo masası yerleştirilecek.
Zeynep Fadıllıoğlu, tasarımlarının kullanıcılar tarafından şekillenmesini istiyor: “En önemlisi insanların yaşadıkları evi benimsemeleri. Kendi hobilerini bu evlerde rahatça uygulayabilmeleri. Mekanlar insana bir hayat tarzı dayatmamalı; öyle olunca oradan kurtulamıyorlar.”

Haberin Devamı

EVDE DE SEDİRDE OTURUYORUM

Yaptığım işler aslında benim yaşam tarzımı yansıtıyor. 18. ve 19. yüzyıllara damgasını vurmuş mimar Balyan ailesinin Boğaz’da yaptığı bir evde büyüdüm. Şimdi yaşadığım evlerden biri, eski taştan bir ev, diğeri ahşap Osmanlı evi. Birini restore, diğerini renove ettim. 20 sene önce de ikisini birbirine bağladım. Evde de sedirlerde oturmayı seviyorum. Kıyafetlerimde de antik ve çağdaş ürünlerin bileşimini bir arada kullanıyorum. Kapalıçarşı’dan aldığım bir bluzla Chanel bir ceketi birleştirmeyi seviyorum örneğin. Annem de bu konuda çok iyi. Takılarımın çoğunu o alır.

Haberin Devamı

BURADAKİ KÖPRÜLER SADECE YAYALARA AÇIK

Sinpaş GYO’nun Halkalı-Küçükçekmece’deki Bosphorus City Projesi 2800 konuttan oluşuyor. Projenin mimarları Alp ve Mehpare Evrenol. İsimlerini Boğaz semtlerinden alan mahalleler arasındaki ulaşım da eski İstanbul’daki gibi sandallarla sağlanıyor. Örneğin “Ortaköy Meydanı”ndan sandala binip, gündüz “Emirgan”da çay içmek, öğlen “Kanlıca”dan yoğurt alıp, akşamüstü “Kandilli Meydanı”ndaki Liman Restoran’da balık yemek mümkün. Bu yeni yerleşim biriminde iki tane de Boğaz Köprüsü var. İki köprü arasındaki mesafe 330 metre, Bu köprüler sadece yayalara açık. Bosphorus City’de kafeler, restoranlar, yüzme havuzları, spor kompleksleri, mini golf sahaları, sağlık kulubü var.

Haberin Devamı

EN ÇOK İSTEDİĞİM TEKFUR SARAYI’NIN RESTORASYONUNDA ÇALIŞMAK

Zeynep Fadıllıoğlu, son günlerde Karacaahmet’te yapılan Şakirin Camii’nin tasarımında çalıştığı için sık sık gündeme geliyor. 18 kişilik bir ekip ve 8 sanatçıyla çalışıyor. Caminin 8 Mayıs’ta açılması planlanıyor. Zeynep Fadıllıoğlu’nun cami projesinin ardından en büyük isteği, Tekfur Sarayı’nın restorasyonunda çalışmak: “Sarayı hayatın içine adapte etmeyi isterdim. Aslında Türkiye’deki tüm restorasyonlarda çalışmak güzel olur. Çünkü çoğu renovasyon olarak yapılıyor. Bu da çok acıklı.”

BAHÇE MODASI VE İSTANBUL TEMASI YÜKSELİYOR

Favori renkleri Tek bir favori rengim yok. Beni asıl ilgilendiren tonlar. Mesela minimalizmi başlatan adam 19 farklı beyaz tonuyla çalışmış. Eskiden sevmediğim sarıyı son zamanlarda sevmeye başladım.
Favori malzemeleri Zaha Hadid’in de kullandığı yeni poliüretan malzemeleri seviyorum.
Evinin olmazsa olmazları Halım çok önemlidir. Çünkü yerde oturmayı çok severim. Üzerinde oturduğum bir de büyük yastığım var.
Dekorasyonda sevdikleri Çağdaş sanata hayranım. Zamansızlığı çok seviyorum. Hat sanatıyla çağdaş sanatı birarada kullanmak hoşuma gidiyor.
Tasarımda yükselenler İstanbul kültürü dünyada ön plana çıkıyor. Bu sene İstanbul senesi olacak diye düşünüyorum. Bir de bahçe modası hızla yükseliyor. Bahçeniz yoksa balkonunuzda bile küçük alanlar yaratabilirsiniz. Işık ve bahçe tasarımcılığı geleceğin önemli meslekleri arasında olacak.
Tasarımda rahatsız oldukları Mimari yetersizlikten rahatsız oluyorum. Bizde çok kötü inşaat ve yapılar var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!