Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2005 00:00
Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan’ın yıllar önce birlikte söylediği Küçük Bir Aşk Masalı’nı bilmeyeniniz yoktur herhalde. Türk popunun en nefis düetlerinden biri olan bu şarkı, yıllar sonra bu kez Seden Gürel’le Keremcem’i bir araya getirdi. Maia adlı albüm, geçtiğimiz hafta İrem Records etiketi ile yayınlandı.
Bir adam, bir kadın, aşk ve Maia... Nasıl başlıyor bu hikaye?
Seden Gürel: Kendimi bildim bileli insanın ille de tek başına var olmak zorunda olmadığını, birileriyle ortak çalışarak da güzel şeyler ortaya çıkarabileceğini savunan biriyim. Şarkı söylemeye başladığım andan beri de düet yapmak istiyordum. Ama düet yapmak bir sürü koşulun tamam olması gereken çok zor bir şey. Hele de bir kadınla bir erkek bir araya geliyorsa. En önemlisi ses renklerinin uyması ve aynı şarkıcılık kalitesinde olması lazım. Bu işi kimle yapabilirim diye düşünürken Ferda Anıl Yarkın’ı kendime yakın bulmuştum ama bir türlü bunu gerçekleştiremedik.
Keremcem’in düet için doğru kişi olduğunu nasıl fark ettiniz?
S.G: Biz, ailece Keremcem’le iş dışında da çok keyifli vakit geçirmeye başladık. Keremcem hakikaten iyi bir şarkıcı. Baktık bizim ses renklerimiz de uyuyor. Sonra ben bir gün ’Benimle düet yapar mısın’ dedim, pat diye.
BU SEFER ROLLER DEĞİŞTİ
Siz ne dediniz bu duruma Keremcem?
Keremcem: Seden’in iyi ki aklına gelmiş böyle bir şey. Ben zaten bu aralar dizi oyunculuğundan dolayı müzikten uzak kalmıştım. Yeniden şarkı söyleme fikri hele de böyle farklı bir proje ve şahane şarkılar olunca havalara uçurdu beni.
İlk belirlenen şarkı Küçük Bir Aşk Masalı olmuş. Kimin fikriydi o?
K.: Başlarken nasıl bir konsept olacağını düşünmemiştik. Seden bana ’Bak, ben senden büyük bir kadınım. Kimseyi kandırmanın anlamı yok. Ben bu yaştan sonra saçımı örüp genç kızlar gibi olamam. İkimizin bu durumunu taşıyacak bir şarkı olsun’ dedi. O esnada Aykut Gürel’le bizim aklımıza Sezen Aksu ile Özdemir Erdoğan’ın söylediği bu şarkı geldi. Seden’e ’Hadi bunu söyleyelim’ dedim.
S.G: Küçük Bir Aşk Masalı, duruma cuk oturuyordu. Çok da sevdiğim bir şarkıdır o. Ama dedim ki onu söylerken rolleri de değişmemiz, tersten söylememiz lazım. Çünkü onun ilk halinde ’küçücük güzel bebek’ diye seslenilen Sezen’di. Bizim düetimizde Keremcem’e o sen olacaksın, ben Özdemir Erdoğan’ın bölümlerini söyleyeceğim, dedim. Bu şarkıyı seçmemizde biraz böyle bir hikayeyi öne çıkarma isteğimiz de var. Çünkü böyle aşklar yani yaşça büyük adam, küçük kadın ya da tam tersi genelde çok fazla görülmemeye çalışılır, toplumda pek hoş karşılanmaz. Biz bunu deşmek istedik.
Siz o şarkıdaki gibi bir aşk yaşadınız mı peki hiç?
K: Benim hiç olmadı. En fazla benden iki yaş büyük kız arkadaşım olmuştur. Ama olsa buna karşı çıkıp söylenenleri takar mıydım, muhtemelen hayır. Çünkü aşık olunca insanın gözü hiçbir şeyi görmüyor.
S: Benim de böyle yaş farkı olarak ne çok büyük ne çok küçük bir ilişkim oldu. Sevgililerim hep yaşıtlarımdı. Mesela Aykut benden iki yaş büyüktür.
BİR PARÇA DERKEN, ALBÜM ÇIKTI
Önce tek bir şarkılık single yapacağınız haberleri gelmişti...
S: Tek şarkı içimize sinmedi bir türlü. Hadi bir şarkı daha yapalım dedik. Sonra Aykut, Aşk Her Şeye Değer’i getirdi. Seneler öncesinden onun çok sevdiği bir şarkıdır. Şarkının telif iznini Serhat Hacıpaşaoğlu’ndan alacaktık, ona projeden bahsettik. O da ’Benim elimde size yakışacak çok güzel bir düet şarkı var, gönderiyim dinle’ diye yeni bir teklif getirdi.
Albümün en iddialı şarkılarından Çağırma Aşk böyle mi dahil oldu projeye?
S: Aynen öyle. Kimsenin haberi olmadan Sibel Alaş’a yolladım, ona sözlerini yazsın diye. Sibel şahane sözlerle çıkageldi. Aşkı, aşkın taşkın anlatan şarkılardan biri oldu.
Neler hissettiniz bu şarkıları söylerken? İnsan dinlerken bile ister istemez aşka geliyor...
S.G: Küçük Bir Aşk Masalı’nda heyecanlı genç adam, olgun kadın. Kadın bir taraftan olmaz diyor ama bir taraftan köşeye sıkışıyor. Çağırma Aşk da aşk için yola çıkıyor ama sonra korkuyoruz. Aşk Her Şeye Değer’de adam gidiyor, kadın çağırıyor bu kez ’Kalp hepsini yener, aşk her şeye değer’ diyerek. Bütün bu inişleri çıkışları yaşadık şarkıları söylerken.
Nasıl buluyorsunuz birbirinizin şarkıcılığını?
K: Sesi, ses rengi, şarkıcılığı, müzisyen ve hayattaki duruşuyla Seden, kendimi çok yakın hissettiğim biri.
S.G: Ben de Keremcem’in şarkıcılığına, beraber söyleyebileceğimize inanmasaydım zaten bu işi yapmazdım.
İyi bir düet şarkı için nasıl koşullar bir araya gelmeli?
K: Düet şarkılarda şarkının kendi bölümünü çok iyi söyleyebilmen için karşında çok da iyi bir şarkıcının olması lazım. Seden, benim en büyük şansım oldu.
S.G: Her iki şarkıcının da birbirini tamamlaması, birbirinin sesine dokunması lazım.
Maia, albüme nasıl isim oldu?
K: Albümün isminin bir şarkı adı olmasını istemiyorduk. Bir gece yine böyle ailecek otururken Maya adı ortaya çıktı. Mayanın anlamını sevdik. Bir şeyi oluşturmak, hamuru kabartmak, köpürtmek...
S.G: Ben de bunu Sibel Alaş’a söyledim. Sibel, ’i’ ile yazılsın dedi ve bana Maia’nın mitolojik öyküsünü anlattı. Maia, Zeus’la birlikte olan ve Zeus’un özel sevdiği kadınlarından biri. Zeus’tan çocukları oluyor ve hatta Zeus, başka bir kadından olan çocuklarını da ona emanet edebiliyor. Anne, kadın, güvenilir kişi gibi anlamları var. En sonunda da Maia, gökyüzünde çok parlak ışık veren mavi bir yıldıza dönüşüyor. Onu duyunca o zaman yıldız bize yol göstersin, şimdi içime sindi bu isim dedim.
AŞK DEYİNCE
SEDEN Aşk ölür gibi olduğu zaman, eğer o adama ve aşka değecekse onu diriltmeye çalışıyorum. Zaten karşındaki buna değmiyorsa o zaman çekip gidiyorsun. Ben değecek adamı buldum, mücadele ediyorum yıllardır. Tabii 17 senenin her günü ’al gülüm ver gülüm, ben sana çok aşığım’ diye de geçmedi. Şimdi sorsan bir daha bu adamla bu işe girer misin diye, bilmiyorum yani. Ama şunu da söylemek lazım. Aykut, benim hayatta tek aşık olduğum adamdır. Heyecan, darbe, sarsıntı, üzüntü, sıkıntı, mutluluk hepsini bir arada onda yaşadım. Tabii bu böyle sürecek diye bir şey yok. Her an her şey olabilir. Birinin gitmesi gerekir, gider. Ama ben Aykut’tan sonra birine aşık olur muyum, hayır!!!
KEREMCEM Aşk benim için çok önemli bir şey. Ama ben aşkı tüketen bir adamım. Aşk bir ilişkiye dönüşmeye, sevgililer birbirini değiştirmeye, tutku sevgiye dönmeye başladığı zaman kalamıyorum orada. Çekip gidiyorum. Aşk en tutkulu halinde kalmalı benim için.