A.A
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2010 11:44
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde, sedef hastalarının tedavisi için oluşturulan biriminin en geç bir ay içinde açılmasının planlandığı bildirildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde, sedef hastalarının tedavisi için oluşturulan biriminin en geç bir ay içinde açılmasının planlandığı bildirildi.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Server Serdaroğlu, pek çok insan tarafından bir cilt sorunu olarak algılanan, ancak ciddi sonuçlara yol açabilen sedef hastalığının bağışıklık sistemi bozukluğu olduğunu belirtti.
Şiddetli seyreden formlarında tüm cilde yayılarak hastanın yaşam kalitesini düşürebildiğine işaret eden Serdaroğlu, şunları ifade etti:
“Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Dermatoloji Bölümüne bağlı olarak, hastalığı daha yakın takip etmek, ortak bir dil kullanmak ve hastaların tam bir dokümantasyonunu sağlamak amacıyla Sedef Hastalığı Birimi kuruldu. Burası Mart ayının ortalarında açılacak. Bu birimin diğer amacı da sedef hastalarının, birbirleriyle görüşmesini, konuşmasını, kaynaşmasını sağlamak ve tedavisi sürecinde morallerini yükseltmek. Bu şekilde belki sedef hastalarının dernekleşmesi de sağlanabilir.”
Sedef Hastalığı Biriminde, hastalarla kendisinin ve Dermatoloji Ana Bilim Dalından Prof. Dr Yalçın Tüzün'ün ilgileneceğini dile getiren Prof. Dr. Serdaroğlu, birimde bir çeşit hasta okulu gibi hastalara hastalık hakkında bilgi verileceğini, hastalıkta neler yaşayacaklarının anlatılacağını ifade ederek, ayrıca hasta yakınlarına da hastalık konusunda eğitim verileceğini kaydetti.
Serdaroğlu, gerekli görülürse hastanın yatırılarak tedavisinin sürdürüleceği birimde, ışık tedavilerinin uygulanabileceği tedavi salonlarının bulunduğunu ifade etti. Serdaroğlu, “Genetik geçişli, ama bağışıklık sisteminin bir hastalığı olan sedefin kalıcı bir tedavisi yok. Aynı hipertansiyon veya şeker hastalığı gibi... Ancak tedavi ile kontrol altında tutulabiliyor” diye konuştu.
Vücutlarında kabuklu yaralar olduğu için sedef hastalarının bazen çevrelerinden bir miktar soyutlanabildiklerine dikkat çekerek, hastalığı bilmeyen insanların bunu bulaşıcı bir hastalık zannettiklerini anlattı.
Prof. Dr. Serdaroğlu, “Şöyle düşünün. Sürekli vücudunuzdan kepekler dökülüyor. Sürekli büyük kabuklar, yaralar var. Ve bu yaralar travma ile kanayabiliyor. Bunların cinsel organda bile olduğunu düşündüğünüzde zor bir şey. O açıdan ailenin bu hastalığı çok iyi bilmesi lazım. Aile, eşler iyi öğrenirse hasta için hem tedavi süreci hem de yaşam daha kolay olur” şeklinde konuştu.
Bu hastalık grubundakilerin psikolojik açıdan çok çabuk etkilendiklerini dile getiren Serdaroğlu, bu nedenle hastalığın tedavisini çoğu zaman psikiyatristlerle yürüttüklerini söyledi.
Prof. Dr. Serdaroğlu, sedefin aynı zamanda romatizmal etkileri de olabildiğini, bu durumda kişinin eklemlerinin bozulabildiğini vurgulayarak, o zamanda hastayı fizik tedavi veya ramotoloji uzmanlarıyla beraber takip ettiklerini bildirdi.
Sedef hastalığı konusunda yaklaşık 3 yıl önce Mudurnu ve çevresinde bir saha taraması yaptıklarını anlatan Serdaroğlu, köy köy dolaşarak 10 bin nüfuslu bir alanının tarandığı çalışma sonucunda sedef hastalığının toplumda görülme sıklığını yüzde yarım olarak tespit ettiklerini belirtti.