Güncelleme Tarihi:
Kansere neden olan zararlı kimyasalların vücuda hava, su ve besin yoluyla alındığını ifade eden Doç. Dr. Elmacıoğlu, besinlerin pişirilmesi sırasında da kansere neden olabilecek zararlı kimyasallar oluşabileceğini söyledi.
Yüksek sıcaklıkta, doğrudan ateş teması ve yağda kızartmayla pişirme sırasında ve besinlerdeki protein ve yağın yıkımıyla zararlı kimyasalların oluşabileceğini belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, “Doğrudan ateşle pişirmede, dumandaki kimyasallar da besinin içine girer. Besinleri hazırlarken, pişirirken ve saklarken aşırı tuz kullanımı da özellikle mide kanseri riskini arttırır” dedi.
Sindirim sırasında zararlı atıkların oluşacağını da belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, bunların kalın bağırsaktan kısa sürede dışarı atılamamasının da kanser yapıcı etki gösterebileceğini kaydetti.
Zararlı kimyasalların vücutta hücrelerin yapısını bozduğunu söyleyen Doç. Dr. Elmacıoğlu, hasarlı hücrelerin zamanında onarılmaması ya da yok edilmemesi durumunda bölünerek işlev görmeyen 'tümör' denilen hücre topluluğunu oluşturacağını bildirdi. Doç. Dr. Elmacıoğlu, bu durumun da 15-20 yıl gibi uzun bir süreyi gerektirdiğinden genellikle kanserin ileri yaşlarda ortaya çıkmasına neden olduğunu bildirdi.
Bu olumsuzlukların yanı sıra besinlerde kanser yapıcı zararlı kimyasalları ve hava yoluyla alınan radyasyonu etkisizleştiren yararlı kimyasallar da bulunduğunu belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, şu bilgileri verdi:
“Bunlara antioksidantlar denir. Bunlar bitkilerin yaprak, çiçek, meyve ve tohumlarında bulunur. Bunların bir bölümü E ve C vitaminleri ile çinko, selenyum gibi minerallerdir. Diğerleri ise karotenoidler, flavonoidler gibi adlarla anılırlar.
Antioksidantların en iyi kaynakları, yeşil yapraklı sebze ve yenebilen otlar, sarı-turuncu renkli havuç, domates gibi sebzelerle kayısı, kiraz, vişne, kara üzüm, karadut, böğürtlen, portakal, greyfurt ve diğer meyvelerdir.
Ayrıca, sarımsak, soğan, lahana, pırasa, karnabahar, kereviz gibi sebzelerde bulunan özel tat verici bileşikler de zararlı kimyasalları etkisizleştirme kapasitesine sahiptirler.”
TAZE SEBZE
Küçük yaştan itibaren taze sebze ve meyvenin çok yenmesinin kanser riskini büyük ölçüde azaltacağını bildiren Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, şunları kaydetti:
“Çocukluktan itibaren düzenli alınan taze sebze ve meyve, kanser riskini azaltmada önemli etkendir. Günde en az 5-6 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi önerilir. Buna ek olarak kalın bağırsakta biriken zararlı atıkların hızla dışarı atılması için günlük beslenmede bağırsak hareketini artırıcı, diyet posasını çok içeren kuru baklagiller, kepeği ve özü ayrılmamış undan yapılan ekmek ve tahıl ürünlerinin yeterince bulundurulması kalın bağırsak kanserinden korunmada yardımcı olur. Bunun yanı sıra her gün yeterli miktarda yoğurt tüketimi de kanser riskini azaltır.”