Sebepsiz meÅŸhurum ama suçlusu ben deÄŸilim

Atomu bile parçalayabilirsiniz ama önyargıyı asla! Röportajı yapabilmek için çokça diller dökmeme raÄŸmen, ben de önyargılıydım. Ä°nsanlardaki Özlem Önal imajı neyse, benim kafamdaki imaj da oydu. Dedemanlar’ın torunu, zengin, şımarık, sorumsuz, teÅŸhirci, yüzeysel. Ama acayip güzel. Ve stil sahibi. Bu son iki sıfatla var olan, varlığını sürdüren bir kadın. Oysa...KonuÅŸma aktıkça, o kendini anlattıkça, mezun olduÄŸu okulları, yaptığı iÅŸleri, hobilerini duydukça, olgunluÄŸunu, derinliÄŸini ve felsefe merakını keÅŸfettikçe ve tabii samimiyetini gördükçe kendimden utandım. Anladım ki, ne benim ne de sizin tanıdığınız Özlem Önal, ÅŸu an karşımda duran Özlem Önal. Siz onu tanımıyorsunuz. Bu röportajdan sonra inÅŸallah tanıştığınıza memnun olursunuz...Siz ne kadar güzel olduÄŸunuzun farkında mısınız?- Ben ortalıkta ‘‘Güzel kadınım’’ diye dolaÅŸan biri deÄŸilim. Allah korusun! Aynaya baktığımda kendimi sevdiÄŸim zamanlar oluyor, sevmediÄŸim zamanlar oluyor. Gündüz eÅŸfomanlarla dolaÅŸan biriyim. Aslında, bakımsız olduÄŸumu bile söyleyebilirim. Saçlarımın dibi bazen ÅŸuraya kadar uzar, kuaföre gitmem. Üşenirim. Ben üşengecim. Ama insanların aklında basında çıkan fotoÄŸraflarım kaldığı için beni hep güzel, bakımlı, şık bir kadın zannediyorlar. Öyle algılamak istiyorlar. Onların takdiri de, gelsinler bir de beni gündüz görsünler!Yine de sizin güzelliÄŸiniz ve duruÅŸunuz farklı bir stil yansıtıyor. Bunun farkında mısınız?- Hayır. Söylüyorum, hiçbir ÅŸeyin farkında deÄŸilim. Olmak da istemiyorum. Zaten ‘‘Ben farklıyım, bakımlıyım, stil sahibiyim, böyleyim, şöyleyim’’ demek biraz komik deÄŸil mi? Kafayı sadece böyle ÅŸeylere taktığın zaman, hayatta bir dolu ÅŸeyi ıskalıyorsun. Sığ ve yüzeysel bir ÅŸey oluyorsun.Türkiye'de pek çok insan sizi takip ediyor. Ne yapmış, ne etmiÅŸ, ne giymiÅŸ, kiminle evlenmiÅŸ, kimden ayrılmış. Sizce neden?- Hiçbir fikrim yok. Bilsem. Sebepsiz meÅŸhurum ben. Bu durumdan çok hoÅŸlandığımı da söyleyemem. Belki, buralarda çok yaÅŸamıyorum diye. Çok ortalıkta deÄŸilim diye. Arada bir çıkıyorum diye. ‘‘Dedemanlar’ın torunu Özlem Önal gece bilmem neredeydi. Göz doldurdu. Pek şıktı. Cüretkar bir kıyafet giymiÅŸti...’’ Böyle yazıyor basın. Onlar için baÅŸka bir özelliÄŸim yok. Beni tanımadıkları için bu tür ÅŸeylerle ön plana çıkıyorum. Ä°yi de neden siz? Köklü aileden gelen ünlü bir sürü kadın var...- Cevabını bilmediÄŸim sorular bunlar. Özel hayatımda bir skandal yok. Özel bir baÅŸarım yok. Çok deÄŸerli fikirlerim olduÄŸunu da düşünmüyorum. Ben de insanların neden beni merak ettiÄŸini merak ediyorum. Nereye gitsem fotoÄŸrafımı çekiyorlar. Ãœstelik o görüntüledikleri kadın tam olarak beni de yansıtmıyor. Tuhaf bir durum...Siz insanların tanıdığı Özlem Önal mısınız?- O sosyetik olan mı? Hani ÅŸu sırtı açık kıyfatle magazin basınında boy gösteren mi? Jet set. Bir ayağı New York'ta bir ayağı Ä°stanbul'da. Vallahi de billahi de deÄŸilim. Türkiye'nin en güzel giyinen kadını hiç deÄŸilim.Peki siz kimsiniz? Ve nereye aitsiniz?- Ben de bu soruların cevabını arıyorum. 35 yaşındayım ve kim olduÄŸumu bulmaya çalışıyorum. Ben galiba her yere ve hiçbir yere aitim!New York'ta yaÅŸarken de, sanki doÄŸum yerinizi orasıymış gibi rahat mısınız?- Evet. Herhangi bir yere gidebilirim, oraya aitmiÅŸ gibi tek başıma yaÅŸayabilirim. Muazzam bir uyum kabiliyeti! Bali'de bir köye bile yerleÅŸebilirim. Bazen düşünmüyor da deÄŸilim. Ama iÅŸte böyle olunca, bütün bir gezegeni ‘‘playground’’un gibi algılayınca, tuhaf bir hiçlik hissediyorsun. Kök salamıyorsun. Hem her yere aitsin hem hiçbir yere. Bir süredir New York'taydım. Bir yıl Soho'da dünyanın en iyi butik otellerinden birinde, Mercer'de çalıştım. BaÄŸlantılar ve iliÅŸkiler sayesinde mi bu iÅŸi buldunuz?- Hayır. New York'ta sen varsın, senin kiÅŸiliÄŸin var. Ailen yok. Köklü bir aileden gelmiÅŸsin gelmemiÅŸsin, kim takar? Benim CV'mde öyle aman aman baÅŸarılar da yoktu. Bugüne kadar hep ailemin otellerinde çalışmıştım. ‘‘Tamam baÅŸla’’ dediler. Beni representatif manager olarak iÅŸe aldılar. O pozisyon için binlerce kız birbirini yiyor. Ben de ÅŸaşırdım. Patronum ÅŸu an Uma Thurman'la sevgili. E haliyle o insanları tanıyorsun. Öyle bir dünya. Ãœnlüler, meÅŸhurlar. Bir süre hoÅŸuma gitti. Çok çalışıyordum, çok öğreniyordum çok da eÄŸleniyordum. Fakat benden bu kadar dedim...Neden?- E yalnızlık dokunuyor bir süre sonra. Buradakinden daha fazla arkadaşın oluyor güya. Ama insan iliÅŸkileri daha farklı. Burada hastayım desen evine koÅŸar arkadaÅŸların. Orada, ‘‘İyileÅŸince beni ara tamam mı?’’ diyorlar. Ailemi özledim. Bir taraftan dünya vatandaşı geçinirken bir taraftan ne kadar milliyetçi olduÄŸumu da fark ettim. Türkiye'yi özledim. Zaten çok gururlanıyordum orada ‘‘Ben Türküm’’ diye. Hiçbir fikirleri yok Türkiye hakkında. Fena temsil etmedim yani ülkemi!İçimde iki Özlem var Kafanıza neler takılıyor? Her ÅŸey toz pembe mi? Yoksa sizi huzursuz eden ÅŸeyler var mı?- Olmaz mı? Benim olmak istediÄŸim bir insan var. O ÅŸu an çok uzağımda. Kafamdaki o kadın olabilmeyi her ÅŸeyden çok istiyorum. Bir tarafım bu güncel hayatın içinde. Tam da o fotoÄŸraflardaki kadın, gülüyor, eÄŸleniyor ama öteki tarafım bütün bunların boÅŸ olduÄŸunu söylüyor. Zaman zaman bocalıyorum. Çünkü iki Özlem var içimde. Ä°kisinden birine doÄŸru gideceÄŸim. Sürekli kendimi sorguladığım için de huzursuz bir insan haline geliyorum. Ä°nsanlar bir gruba aitler ben kendimi tam öyle hissetmiyorum. Ama ÅŸunu biliyorum: Hayatı dolu da geçirebiliriz boÅŸ da. Ben birinci şıkkı tercih ediyorum. Mesela çocuk yapmayı çok istiyorum. Ä°mkanım olsa bugün yaparım.ÇirkinleÅŸeceÄŸim, ÅŸiÅŸmanlayacağım gibi dertleriniz...- Tam tersine! Kadınların doÄŸurduktan sonra, çok daha güzelleÅŸtiklerine inanıyorum. Hayat vermek böyle bir ÅŸey. Sana bir ÅŸey katıyor. Yüzünün ifadesi deÄŸiÅŸiyor. DoÄŸum yapan her kadın ışıldıyor. O eskidendi: ‘Hamile kaldı ÅŸiÅŸmanladı, çirkinleÅŸti...’TEZATLARIN KADINIYIMHem çok güvenli hem de çok güvensiz duran bir haliniz var.- Sürekli ikisi arasında gidip geldiÄŸim için hangisiyim bilemiyorum. Söylüyorum ben içimde tezatları fazlasıyla barındırıyorum.Giyiminizde cesur ve cüretkarsınız, sosyal hayatta da öyle misiniz?- Al sana bir tezat daha! Çekingen bir insanım. Utangacım. ÇocukluÄŸumdan beri bu hep öyle. Diyebilirsiniz ki: Hem öyle giyiniyorsun hem utangaç biri olduÄŸunu söylüyorsun. Ama öyle. O utangaç kadın, o giyimi nasıl taşıyor ben de bilmiyorum.Tabu yıkmaktan gizli gizli hoÅŸlanır mısınız?- Ben mi tabu yıkacağım! Yok hayır. Kalıplarla büyüdüm ben. Onlar beyninim bir köşesinde hep var. Zaten beceremem.GüzelliÄŸinizle gündemde acayip bir yer iÅŸgal ediyorsunuz. BaÅŸka hangi özelliÄŸinizle gündemde yer iÅŸgal etmek isterdiniz?- Bütün problemim bu zaten! Çünkü sadece güzelliÄŸinle var olmak, öyle tanınmak anlamsız bir ÅŸey. Bana raÄŸmen oluyor. Rahatsızlık duyuyorum. Ama sonra düşünüyorum: ‘‘Niye dert ediyorsun? Gerçek Özlem'i tanıyan tanıyor.’’10 yıl önce hayata nasıl bakıyordunuz, ÅŸimdi nasıl bakıyorsunuz?- DaÄŸlar kadar fark var! Hayatımdaki öncelikler deÄŸiÅŸti. DeÄŸer verdiÄŸim, heyecanlandığım ÅŸeyler deÄŸiÅŸti. Bu yüzden ben 20'li yaÅŸlarda yapılan evliliklere çok karşıyım. 20'li yaÅŸlarda hayatı daha yeni tanıyorsun ama en önemli iki seçimi o yaÅŸlarda yapıyorsun. Nedir onlar? Ä°ÅŸ ve eÅŸ. Resmen ileride ne olmak istediÄŸimize, kiminle yaÅŸlanmak istediÄŸimize karar veriyoruz. Ä°ÅŸin komiÄŸi 20'li yaÅŸlarda ne hayatı tanıyoruz ne kendimizi! Åžimdi en büyük hırsınız ne?- Onu bulmaya çalışıyorum. 20'li yaÅŸlarda yaÅŸamı keÅŸfetme heyecanı içindeydim. 30'lar ise benim için ruhumun büyüme süreci. Daha yeni yeni bir ÅŸeyler oturmaya baÅŸlıyor. Ä°nsan olarak hedefimin ne olduÄŸunu keÅŸfetmeye çalışıyorum. Ama iÅŸ deÄŸil sözünü ettiÄŸim. O ayrı...Ne peki?- Hepimizin amacı mutlu olmak deÄŸil mi? Neyin biz mutlu ettiÄŸini bulup, o yolda ilerlemek deÄŸil mi? Herkesi deÄŸiÅŸik ÅŸeyler mutlu ediyor olabilir. Bu aÅŸk olabilir, iÅŸ olabilir, aile olabilir. Ben de benim için neyin doÄŸru olduÄŸunu arama dönemindeyim. Ama bir taraftan da iÅŸimde heyecanla yeni projelere giriÅŸiyorum...Mesela?- Dedeman gibi büyük bir grubun parçasıyım, burada pek çok sorumluluÄŸum var. Ama Dedeman'ın yanı sıra ben kendim de bir ÅŸeyler yapmak istiyorum. Varlıklı bir ailenin, kurulu düzeni içinde doÄŸduÄŸun zaman, baÅŸarıların her zaman ikinci planda kalıyor. Görülmüyor. Ya da sen kendin görmüyorsun. ‘‘Bir ÅŸeyi baÅŸardım’’ duygusu bir türlü içine gelmiyor. Belki de kendime bunu kanıtlama ihtiyacındayım. En büyük hayalim Ä°stanbul'da bir butik otel. Nedir turizmde Türkiye olarak bizim ÅŸikayetimiz? Hep ucuz turistin gelmesi, tesislerimizin ucuza satılması. Oysa paralı ve üst düzey turistin Türkiye'ye gelmemesi için hiçbir neden yok. Bir süredir yer bakıyorum. Bu çok pahalı bir proje deÄŸil mi?- Elbette öyle. O yüzden önce VIP müşterilere hizmet veren bir seyahat acentesi açmanın peÅŸindeyim. O da aklıma ÅŸurdan geldi. Eski patronum sevgilisi Uma Thurman'la yazın Türkiye'ye geliyor. Telefon açıyor: ‘‘İstanbul'da nerede kalacağız, nerede yemek yiyeceÄŸiz lütfen sen ayarla.’’ Sonra, ‘‘Güney'de neler yapabiliriz, nerede kalabiliriz?’’ O kadar çok böyle ünlü tanıdığım var ki, istiyorum ki onları buraya çekeyim. Türkiye için de iyi bir PR olacağını düşünüyorum.ODTÃœ Ekonomi'yi bitirdim hem de onur öğrencisi olarakVarlıklı bir aileden geliyor olmak nasıl bir ÅŸey?- Kimse doÄŸacağı aileyi seçemiyor. Varlıklı bir ailede doÄŸuyorsan, ÅŸurası gerçek ki, hayat rahat. Maddi olarak tabii. Ve bu büyük bir ÅŸans. Gelecek kaygın, sıkıntı olmuyor. Ama iÅŸte hayat, sırf paraya bakmıyor. Ä°nsanların aklına pek yatmayabilir ama varlıklı bir ailede doÄŸunca da mücadele vermen gerekiyor, o zaman da acılar çekiyorsun. BaÅŸka tür acılar. Herkes zengin bir ailede doÄŸmanın avantajlarını tahmin eder de, dezavantajları olabileceÄŸini hiç aklına getirmez. Oysa onlar da var.Neler onlar?- Benim için mesela, kendime güvenimi azaltan bir ÅŸey. Hiçbir zaman insan olarak sen ön planda deÄŸilsin. Hep senin önüne geçen bir soyadın var. Ve insanların sana ne amaçla yaklaÅŸtığını bilemiyorsun. Böyle bir paranoya yaşıyorsun. ArkaÅŸlıkta da böyle, kadın-erkek iliÅŸkilerinde de. O soyadı hep orada dikiliyor. Ve insanlar sana bir paket gibi bakıyor. İçini görmeleri daha zor oluyor. Bazen görmek bile istemiyorlar. Varlık içinde mi doÄŸdun bitti, kendini anlatabilmek için özel çaba harcaman gerekiyor. Kendini kanıtlaman gerekiyor. Sınav yani. BaÅŸarıların görünmüyor. Bir de elin ayağın düzgünse, sana avantaj diye sunulan ÅŸeyler gerçekten dezavantaj olabiliyor. Güzel kadının ötesinde bir ÅŸey olduÄŸunu anlatabilmen için kendini parçalaman gerekiyor. KimliÄŸini gösterebilmen, kiÅŸiliÄŸini ortaya koyabilmen, o ismi hak edebilmen. Çok kolay deÄŸil yani. O yüzden yurtdışında yaÅŸamayı seviyorum ya. Orada sadece Özlem'im. Kendime orada daha fazla güveniyorum. Daha az savunmaya geçiyorum. Burada hep gardımı alıyorum. Kaldırıma oturup telefonla bile konuÅŸamıyorum. Ama iÅŸte tilkinin dönüp dolaÅŸacağı yer kürkçü dükkanı, sonunda buraya hep geri dönüyorum. Çünkü her ÅŸey bir tarafa, buranın baÅŸka bir tadı var. Ne olduÄŸunu açıklayamıyorum...Siz Ä°stanbullu musunuz?- Yok Ankaralıyım. TaÅŸralı yani. Ä°stanbul'a taşındığımda burası bana bir tiyatro sahnesi gibi gelmiÅŸti. Alışmakta zorluk çektim. Ankara insan insanın yeridir, daha gerçektir. 21 yaşına kadar orada yaÅŸadım. Sonra Ä°stanbul, Montreux, Floransa ve New York. Ankara'da balkonda büyümüş kız, sonra dünya vatandaşı oldu!MATEMATÄ°KLE Ä°LGÄ°LÄ°YÄ°MEÄŸitiminiz?- ODTÃœ Ekonomi'yi bitirdim. Hem de onur öğrencisi olarak. Acayip çalışkan bir öğrenciydim. Ders çalışmayı severdim. Hálá bazen matematik kitaplarımı çalışırım.Benim sizinle tanışmadan önce kafamda yarattığım kadının matematik sevmesi olanaksız gibi!- Tam tersine çok severim. Bayağı matematikle ilgiliyim. ODTÃœ'den sonra Ä°sviçre'de, otelcilik masteri yaptım. Bir süre orada otellerde çalıştım. Sonra Türkiye'ye döndüm ve Ä°talya'ya gittim. Dünyanın en güzel ÅŸehri Floransa'ya, Ä°talyanca öğrenmeye. Tabii benim eÄŸitimimi kimse umursamıyor. Dahası bilmiyor!En kolayı cart diye Özlem Önal fotoÄŸrafları basmaktı. Oysa Ergün Gündüz fotoÄŸraflarına bakıp, illüstratif çizim yaptı. Hem özlem Önal'ın hem da Ergün'ün çizgileri mükemmele yakın güzellikte olduÄŸu için biz çok beÄŸendik. Bakalım, siz nasıl bulacaksınız?Â