Güncelleme Tarihi:
Görgün, yaptığı açıklamada, bu alışkanlığın, psikolojik kökenli olduğuna inanıldığını belirterek, tırnak yeme alışkanlığının toplumda farklı algılandığını ancak bu algının doğru olmadığını söyledi.
Stres ve endişeli durumlarda, daha fazla tırnak yeme davranışına rastladıklarını anlatan Görgün, şöyle konuştu:
“Tırnak yiyen her çocukta ya da ailesinde bir problem vardır diye bir şey söz konusu değildir. Bazen tırnak yeme öğrenilmiş de olabiliyor. Ailede herhangi birilerini gören çocuk, bazı davranışları nasıl ki taklit ediyorsa bunu da sorgulamadan taklit edebilir. Tırnak yeme alışkanlığı, stresin belirtisi olabilir ancak bizce hastalık olarak kabul görmüyor.”
Tırnak yeme alışkanlığında, çok özel bir tedavinin gerekli olmadığına dikkati çeken Görgün, “Bu alışkanlık bazen kendiliğinden de iyileşebiliyor. Zaman zaman acı oje de kullanılabilir. Direkt tırnak yemeyi önleme diye bir şey söz konusu değil. Bu olay bir stres kaynaklı ise bireylere stresle nasıl başa çıkabileceğini öğretmek gerekir” diye konuştu.
YALNIZLIK TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞINI TETİKLİYOR
İnsanların zaman zaman yalnız kaldığını bildiren Görgün, yalnızlığın, insanları düşüncelere ve iç hesaplaşmalara sevk ettiğini, bu durumun da strese yol açtığını ifade etti.
Kendileriyle baş başa kalan kişilerin, stres anında genellikle ellerini ağızlarına götürdüklerini anlatan Görgün, şöyle devam etti:
“İnsanlar yalnızken daha çok içlerine dönerler ve kendileriyle baş başa kalırlar. Genellikle kendileriyle baş başa kaldıkları dönemlerde stresli olurlar. Çünkü o anlar, iç muhakemenin kurulduğu bir süreçtir. Bir başkasıyla birlikteyken insanlar kendilerini fazla düşünmez. Ortamın muhabbetine kapılır. İnsanın yalnız kaldığı dönem, iç hesaplaşmasını yaptığı dönemdir ve genellikle stresli konular düşünülür. Bireyler yalnız kaldığı dönemlerde iç mahkemelerini kendilerini beraat ettirecek şekilde kurmazlar, genelde suçluluk ve stres duyguları ön plandadır. Bu da insanları bir uğraş gibi tırnaklarını yemeye götürür. Biz tırnak yiyen insana hastalıklıdır, hastadır diye bakmıyoruz”