Güncelleme Tarihi:
Politzer-Uluslararası Kulak Cerrahisi ve Bilim Derneği tarafından düzenlenen 29’uncu Politzer Derneği Toplantısı, Antalya’da düzenlendi. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Politzer Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Özgirgin, baş dönmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu: "Baş dönmesi her boyutuyla bugün tespit edilebilir durumda. Zaman, bize var olduğundan emin olmadığımız bir takım yeni baş dönmelerini öğrenmemize yardımcı oldu. Çok sık karşılaşılan bir sağlık problemi olan migren, baş dönmesi nedenleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Elimizdeki araştırma imkânları bir baş dönmesi laboratuvarında olması gereken tüm cihazlar var ise onların da katkısı ile biz sonuca kolaylıkla ulaşabiliriz. Baş dönmesinin tanısında doğrusu çok iyi bir hasta öyküsü almak önemli ve hastadan alınan detaylı öykü bizi %60-70 oranında hastanın tanısına götürmektedir. Buna ek olarak sofistike test yöntemlerinin uygulanması ile bugün erişemediğimiz tanı yok. Bugün migren, aslında biz daha önce farkında değilken şimdi biliyoruz ki baş dönmesi sıklıkları içinde ilk 3 -4. sırada yer alıyor. Çünkü bu yeni test yöntemleri ile biz artık birçok konuyu ayrıştırdık ve hastalara migren tedavisi uygulayarak baş dönmesini tedavi eder olduk” dedi.
YENİDOĞANDA İŞİTME KAYIPLARINA DİKKAT
Her yenidoğan 1000 bebeğin 3’ünde işitme kaybı görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Özgirgin, şunları söyledi "Her yenidoğan bebeğin 24- 48 saat içinde işitip işitmediği özel cihazlarla anlaşılmakta. Bu ölçümler, yüzde 100 değeri olan bir şey değil, ama birkaç ay arayla yapılan tekrar, kesin sonucu verebilmekte. Ama işitme rehabilitasyonu açısından 6 aya geldiği zaman kesinlikle ayrıştırılma oluyor ve tedavi başlıyor. Sağlık Bakanlığı’nın erişebildiği yenidoğan bebek sayısı yüzde 80 üzerinde. Dünya ortalamasının üzerinde çok başarılı bir proje yürütülüyor. Yenidoğanda binde 3 civarında işitme kaybı görülüyor. Tedavi noktasında sıkıntı var. Tedavide gecikmeler oluyor."
Politzer Derneği gelecek dönem başkanı Prof. Dr. Angel Ramos ise, kodlama sistemleriyle sesi elektrik akımına çevirip işitme siniri aracılığıyla beyne gönderen biyonik kulakların başlangıçta çok metalik ses çıkarttığını, adaptasyon için rehabilitasyon gereksinimi ortaya çıktığını kaydetti. Bu alandaki teknolojik gelişmelerle artık kullanıcıların konuşulanları tam olarak algılamayı da aşarak müziğin tüm tınılarını hissettiğini kaydeden Prof. Dr. Ramos, biyonik kulakların özellikle 6 aydan itibaren uygulanmasıyla bebeklerin çevresiyle iletişim kurduğunu kaydetti
Beynin öğrenme yaşının bebeklik döneminde çok aktif olduğunu, 5- 6 yaşlarından itibaren beynin bu gücünü kaybettiğini dile getiren Prof. Dr. Ramos, 6 aydan itibaren yapılacak uygulama sayesinde bebeklerin anadilini aynen uygulayabilecek düzeye geldiğini aktardı. Prof. Dr. Ramos, "5- 6 yaş sonrası implantasyonun kazanç oluşturmadığı, tatminkar işitme ve konuşmayı sağlayamadığı görülmüştür" dedi.
BAŞDÖNMESİ YAŞAMI ETKİLİYOR
Dernek eski başkanı Fransız Prof. Dr. Jacques Mangan, ağrılardan sonra kişilerin en çok baş dönmesi ve dengesizlikten şikayet ettiğini söyledi. Baş dönmesinin yaşamda en sık rastlanan sorunlardan biri olmasıyla birlikte birçok nedeni de olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mangan, "Ancak birçok olguda tedavi tam olarak sağlanabilmektedir. Denge organı tek tarafta fonksiyonunu yitirince karşı kulakta sağlam bulunan denge organı ve beyne olan uzantıların süreci kontrol altına almasıyla sorun çözülmektedir. Ancak iki tarafta da denge organının işlevini kaybetmesi sonucunda yürümek, araç sürmek zorlaşmakta ve kişi aktif yaşamdan kopmaktadır. Şimdiye dek tıp bu sorunu tam olarak çözebilmekten aciz kalmıştır" diye konuştu. Prof. Dr. Mangan, tam da bu noktada hastaları aktif yaşama döndürebilecek yapay organlardan söz edilmeye başlandığını belirterek, "Tıpkı biyonik kulakta olduğu gibi bu amaca özel hazırlanan implantların iç kulağa yerleştirilmesiyle iki taraflı denge kaybı olan hastalar için umut doğmuştur" dedi.