Şarkılarım hazırız dedi onların sözünü dinledim

? Üç yıl ara verdiniz. ‘Artık üretemiyor mu’ diyenler oldu...
- Her şarkı yaptığımda “Bir daha yapamayacak mıyım?” diye düşünüyorum ama Allahıma şükürler olsun, ölene kadar üreteceğim. �
? Neden şarkıları üç yıl beklettiniz?
- Şarkılarda ben de yorgundum. Dinlenmemiz gerekiyordu. Şarkılarım hazırız dedi, onların sözünü dinledim.
? Albümün adı ‘Sözyaşlarım’. Gözyaşlarım ve şarkı sözlerim anlamında mı?
- Bu albümdeki şarkı sözleri gözyaşlarıma şahit oldu. Ayrıca albüm ‘Bitti’ isimli şarkıyla kapanıyor. Yani ‘Sözyaşlarım’ı sözlere akıttım ve bitti, diyorum.
? Çok gözyaşı dökülerek mi yazıldı bu sözler?
- Bir şarkımda söylediğim gibi ‘Ağlamadan çalamaz hiçbir saz’. Şarkılar yaşanmışlıklarıyla olgunluk kazanıyor ve kalbe dokunuyor.
? Sizin müziğinizin sırrı da bu sanırım...
- Ben gerçek biriyim. Oturup kafiyeleri düşünüp aritmetik hesaplar yaparak şarkı yazmıyorum. Dilimdekileri ve gönlümdekileri kaleme döküyor, melodiyle bütünleştiriyorum. Sorulara karşı biraz ürkek olduğum için cevaplarımı da şarkılarla veriyorum.
? Peki bazen dinleyicilere özelinizi anlatmamak için, sözlerinize sansür uyguluyor musunuz?
- Sansür en sevmediğim şey. Zaten öyle bir sansür mekanizmam olsaydı bu albüm olmazdı.

DİMDİK VE MAĞRUR BİR KADIN

? Bir önceki albümünüz ‘Sahici’ için kendimle yüzleştiğim bir albüm demişsiniz. ‘Sözyaşlarım’ nasıl bir albüm?
- Biraz önce bana “Bu albümü dinleyen aşık olur” dedin. O zaman ne mutlu bana, demek aynı noktada buluşuyoruz. Şarkıların kendilerini anlattığı çok başka boyutta bir albüm oldu. Yedinci albümüm ama ilk albümüm kadar özel. Albümde yeniden doğuşum ve aydınlığa bakışım var. Sound’u da aydınlığı, hüznü, umudu, ümidi, gözyaşını içine alıyor ve ruhunuzu doyuruyor.
? Şarkılarınızda nasıl bir kadın var?
- İçindekileri sözlerine akıtan; yaşadığı her şeyden ders alarak dimdik, mağrur, asil, müzik aşkıyla yanıp tutuşan, yaşadıkları sesinin tınısına yansıyan bir kadın var.
? Çıkış şarkınız ‘Suya Hapsettim’de ‘Okusam da söyleyemem adını’ diyorsunuz...
- Bazı şeyler gerçekten suya hapsedilir. Ben de kendimi yalnız hissettiğim ve sırdaş aradığım o dönemde bazı dertlerimi, sıkıntılarımı suya anlattım. Çünkü su sır saklar. Biliyor musun, suyun hafızası bile vardır.
? Hiç duymamıştım...
- Örneğin iki bardağa su koyalım. Bir bardaktaki suya güzel şeyleri, diğerine kötü şeyleri anlatalım. İkisinin tadına bak. Farkı göreceksin!
? Şarkıda aynı zamanda ‘Yolumu kaybettim’ diyorsunuz...
- Öncelikle kaybolmak zor. Bulmak da kaybolmak kadar zor. Bu yüzden geçen o süre çok zor. Ama insanın kendisini bulması gerçekten güzel.
? ‘Ne kuşlar, ne de o ağaçlar görmeden geçirdiğim çok sabah var’ sözleri dört duvar arasında mı yazıldı?
-Sultan Süleyman’ın Sarayı’nda yazılmadı yani (gülüyor).

FERDİ ÖZBEĞEN COVER’I

Albümde 10 şarkıdan sekizi Deniz Seki imzası taşıyor. Kalan iki şarkıdan biri Ferdi Özbeğen’den duyduğumuz, sözleri Ülkü Aker’e ait yaklaşık 30 yıllık ‘Herkes Kendi Yolunda’ isimli bir cover. Diğer şarkı da Onur Baştürk imzalı ‘Soysuz Şövalyeler’.

KALBİMLE KARAR VERDİK AŞKA VİZE YOK

? Deniz Seki dendiğinde akla aşk şarkıları geliyor...
- Aşkı, sevmeyi ve aşkın anlamını bilen bir kadınım. Hayatın sevdikçe ve paylaştıkça güzelleşeceğine inanıyorum.
? O zaman şimdi hayatınızda biri var mı?
- Yalnızlığı tercih ediyorum. Kendime olan aşkımı o kadar unutmuşum ki, kendimi hatırladığım ve tanıdığım bir dönemi yaşıyorum.
? Aşka tövbe var mı?
- Yok canım, olur mu öyle şey.
? Nasıl bir aşk istiyorsunuz?
- Öyle siparişle olmuyor bu işler! Aşk ne zaman geleceğini kimseye sormadan, ‘küt’ diye geliyor. Ama buna izin vermek senin elinde. Biz kalbimle karar aldık. Uzun süre aşka vize yok, yalnızız.
? Etkilenmesi zor bir kadın mısınız?
- Tarif mi istiyorsun (gülüyor). Hak eden biri olunca zaten sen de göreceksin.
? Şarkınızda ‘Soysuz Şövalyeler’ diyorsunuz. Hayatınıza öyle şövalyeler girdi mi?
- Hiç kimse için öyle bir benzetme yapamam. O benim hayat hikayem ve geçmişime ne olursa olsun saygı duyuyorum.
? Şimdi nasıl bir döneminizdesiniz?
- Yepyeni bir hayatım var. Hem mecazi hem gerçek anlamda bütün çekmecelerimi boşalttım. Bir yandan Arnavutköy’deki evimden taşındım. Eskiyen ve canımı sıkan şeyleri attım. Kıyafetlerimi başkalarına yolladım. İnsanların da bazılarını eledim. Artık hayatımda beni mutsuz eden kimseyi istemiyorum. Bundan sonra da beni kazanmak daha zor. Hayatıma girecek dostlarıma çok güvenmem ve çok sevmem gerekiyor.
? Hayatınızın en büyük pişmanlığı ne?
- Cevap vermek istemiyorum. Çünkü her pişmanlık tecrübe olarak geri dönüyor. Tecrübenin de okulu yok.

YENİ BİR DENİZ OLDUM 10 KİLO VERDİM

Bu albümde çok daha duru ve sade olmayı seçtim. Ayağımda ayakkabılarım, takılarım hatta dudağımda rujum bile yok. Ve gerçekten bu fotoğraflardaki kadınım. Bu imaj için yapılmış bir şey değil. Başka bir Deniz oldum. Daha sistemli yaşıyorum. 18.30’dan sonra asla yemek yemiyorum. Detoks yapıyorum. Vücudumu mikroplus teknolojisiyle toparlatıyorum. Pilates ve spora gidiyorum. Eve asla kalorisi yüksek yiyecekler almıyorum. Sonuçta yaptığımız iş ruh kadar, göze de hitap ediyor. Ayrıca ben hep fiziğiyle de konuşulan bir kadın oldum. Ambalajım neyse öyle olmak zorundaydım.

İŞİN SIRRI YÜREĞE DOKUNAN ŞARKI

Evde oturup 24 saat ağlayıp aşk şarkıları yazmam. Ama duygularımı derin yaşarım. Her ne kadar boyum 1.74 olsa da, aslında hassas ve kırılganım. Şarkı sözü için ne zaman ilham geleceği hiç belli olmuyor. Ancak geleceğini hissettiğim zaman ortadan yok oluyorum. Arkadaş ortamındaysak mutlaka ruhum kopuyor. Hemen gidip içimdekileri kağıda döküyorum. Şarkıları albüme almam için önce benden geçmesi gerekiyor. Sonra müzisyen kardeşim ve aranjörlerim dinliyor. Bu işin tek sırrı var aslında. Yüreğe dokunan güzel şarkılar yapmak. Sözler ve beste sizi ya ağlatmalı ya oynatmalı ya da güldürmeli.