Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2006 00:00
Geçtiğimiz ay "Karartma Günleri" adlı yeni albümünü piyasaya süren Funda Arar, "Sanatçı değil, şarkıcıyım" diyenlere sert tepki gösterdi: "Sanatçılık başka. Ben kendime sanatçı demiyorum ki, şarkıcıyım diyenler var. Hadi ya! Sen Safiye Ayla’ya küfür mü ediyorsun? Müzeyyen Senar’a küfür mü ediyorsun?"
Sizin için "Hanım hanımcık, iyi şarkı söylüyor ama soğuk kadın" diyenler var. Bu soğuk kadın imajı nereden geliyor?Çevremdekilerde ilk bu izlenimi uyandırıyorum, doğru... Ama benimle birkaç dakika konuştuktan sonra "Vay be, hiç de beklediğimiz gibi biri değilmişsin" diyorlar. Ben de insanım ya; konuşuyorum, eğleniyorum. Sanatla ilgileniyorsam illa bir sapıklığım, bir bozukluğum, özel hayatımda iniş çıkışlarım mı olması gerek? Sanatçıların hepsi böyle mi? Gerçek anlamda sanatçıların hiçbiri sanıldığı gibi değil.
- Gerçek sanatçılar arasında hiç mi aykırı yaşamlar yok?
Bakın, özel yaşamlarında sapık bile olabilirler. Ama bu beni ilgilendirmez. Benim için önemli olan onun yaptığı iştir. Mesleğini yapıyorsa öpüp başıma koyarım. Basına çok malzeme veren insanlar sanatçı değildir. Mesleğini iyi yapan, albümleri satan, süper konserler veren, sevilen ve sayılan sanatçı hiçbir zaman malzeme vermeye çalışmaz. Popüler müzik piyasasında iş yapıyoruz diye bizden ille de malzeme mi bekleniyor? Yaptığımız iş ne oluyor peki? Çıkış noktanız önemli. Biri çıkıyor, "Ben bu kadar iş yaptım, onlardan söz etmiyorsunuz da bilmem kimle ilgili soru soruyorsunuz" diyor. Ama zamanında o sordukları şeyleri sen gözlerine sokmuşsun. Belki de röportajların bu hale gelmesinin nedeni bizleriz!
- Sizler misiniz?Evet bizleriz. O kadar çok yaptığı işi bir kenara atıp, özel hayatımla gündeme geleyim, şöhret olayım diyen insan vardı ki... Bu sonuç normal.
- Siz magazini seviyor musunuz? Yoksa ekonomi ve siyaset haberlerinin takipçisi misiniz yalnızca?Açıkçası magazini takip ediyorum. Siyasetle, ekonomiyle işim olmaz, hiç anlamam da!
- Şu ana kadar yurt içi ve yurt dışında yaklaşık ne kadar konser verdiniz?Ooo, o kadar çok ki! Yılda 150 konseri buluyordur sanırım. Bir de ne kadar çok televizyonda görünürsen, sansasyon yaratırsan, o kadar ekstraya gidersin mantığı var. Oysa sansasyonum olmamasına rağmen Türkiye’de en çok konser veren ve ekstraya giden isimlerden biri benim.
- Ama uzun zamandır bar programı yapmıyorsunuz..."Alagül" albümünü yaptığım dönem Etiler girişindeki Kulüp Ashk’ta program yaptım bir süre. Söylemesi ayıp cuma günleri bile kimse programı açamazken, biz çarşamba, cuma, cumartesi çalışıyorduk. Ses problemi yaşanınca oradan çıkmak zorunda kaldık.
- Neden devamı gelmedi?
Birincisi çok fazla mekan kalmadı. İkincisi 01.30’dan sonra sahne alıp da şarkı söylemek zor. Sabah kalkıyorsun, her tarafın sigara kokuyor.
- Barlardaki izleyici profili nasıl?Birkaç tip müşteri vardır. Birincisi isim sanatçıysanız, sadece sizin şarkılarınızı dinlemeye gelen gruptur. İkincisi bir doğum günü, bir şirket yemeğidir, açarlar gazeteyi, seçerler yeri ve gelirler eğlenmeye... Üçüncü grup da günübirlik sevgilisiyle o mekanlara gelenlerdir.
- "Karartma Günleri" kaçıncı albümünüz?Dördüncü. 14 Mart’ta çıktı.
- Düzenlemeleri hep eşiniz Febyo Taşel mi yapıyor?Evet, zaten birçok beste de ona ait. Kemik ekip yine aynı... İşin kolayına kaçmadık hiç. "Ben de yüzüne gözüne bakılan bir insanım, açılayım, saçılayım" demedim. "Erkeğimi mutlu ederim, Geyşa ruhluyum" demedim! Öyle yapsaydım ne kadar kalıcı olurdum, bilemem... Acaba her gün takip edilen, haberleri çıkanlar, biletli konser vermeye cesaret edebiliyorlar mı? İşte burada önemli bir ayrım var. Sen sanat yapıyorsan, konser veremedikten sonra neye yarar? Bir de "Sanatçılık başka. Ben kendime sanatçı demiyorum ki, şarkıcıyım" diyenler var. Hadi ya! Sen Safiye Ayla’ya küfür mü ediyorsun? Müzeyyen Senar’a küfür mü ediyorsun? Şarkıcılık yorumculuktur. İyi yorumcu, vasat bir şarkıyı en yukarılara taşır, o zaman sen sanatçısındır işte. Allah’ın verdiği yeteneğe nasıl böyle dersin?
Bara gelen adam mekanı satın aldığını sanıyor
Bar programlarında ben insanları hep gözlemlerim. Orada 300 kişi bile olsa, anında tararım kim gelmiş, neden gelmiş diye... Onlarsa sizi hiç tanımazlar, sizden tarzınızla alakası olmayan şarkılar isterler. Kağıda bakar, nasıl yani dersiniz. Sonra o isteği yapan ısrar eder, şampanya gönderir yanındaki kıza hava atmak için... Dersin ki "Kardeş ben bu şarkıyı bilmiyorum. Hayatım boyunca söylemedim!" İlle de söyletecek diye şefi çağırır. "Ben buraya para veriyorum, şampanya gönderiyorum, söylesin" tarzı şeyler yaşanabilir. Mekanı satın aldığını sanıyor adam!Stüdyodayken çok sinirliyim
Evliyseniz eşinizle ortak bir bütçeniz oluyor tabii. Ama onun işi ayrı; beste yapıyor, aranje yapıyor
. Biz tamamen profesyonelce çalışıyoruz. Benim albümümü yaparken de eşim değil aranjörümdür. İşimizi yaparken iki işçiyiz. Kimse kimseyi kayırmaz mesela... Aynı zamanda daha acımasızız birbirimize karşı. Biz bunu ayırt ettiğimiz için başarılı oluyoruz. Stüdyoda ben çok gergin, sinirli ve titizimdir. O zaman gözüm hiçbir şey görmez. Kardeşimmiş, eşimmiş, anammış, babammış, yok öyle bir şey. O orada çalışan bir insan. Onun için de ben albümünü yaptığı herhangi bir sanatçıyım.