Güncelleme Tarihi:
Can Bonomo (24) İzmir’de yıllarca biriktirdiği enerjisini İstanbul’a boşaltmaya karar verdi. Bilgi Üniversitesi’nin sinema bölümünde okurken oyunculuğu ve yönetmenliği öğrendi. Ödevleri için okuldan kamera kiralayıp film çekti, hatta vakit varsa eğlenmek için 5-6 tane daha kısa film çekip internete koydu. Fakat öncesinde radyoculuk girdi kanına: “Radyo Klas ve Number 1 FM’e ses prodüksiyonu stajına gittim. Hiçbir eğitimim yoktu ama bana bir ayda işi öğrettiler. Sürekli bir çalışan alacaklarını duyunca CV’mi verdim ve alındım. Bir ay sonra demo program hazırladım ve program ‘Can Bonomo Show’a dönüştü. Sonra şovumu Radyo N101’e taşıdım” diyen Bonomo ardından televizyonculuğa da atıldı. MTV Türkiye’den gelen teklifle Rock’n’ Dark Express’in sunuculuğunu yaptı.
Bu sırada müziğe devam ediyordu: “Çocukluğumdan beri gitar çalardım. MFÖ, Athena, Duman ve Erkin Koray’dan etkilendim. İrili ufaklı birçok mekanda sahneye de çıktık. Hatta İTÜ’de bir şenlikte sahne aldık. Ertesi gün okulun anlaştığı esas grup çıkmayınca ilk defa öyle büyük bir kitleye şarkı söylemiştim.”
Üniversitedeyken sürekli demolar da kaydetti: “Çok beğenen arkadaşlarım bana gaz vermeye başladı” diyen Bonomo o heyecanla yola çıktı, şimdiki prodüktörü Can Saban’la tanıştı. “Demomu kaydettim fakat evde zarf bulamadım. O sıralar Irvine Welsh’in ‘Porno’ kitabını okuyordum, kitabın ilk sayfasını yırttım ve CD’yi sarıp üstüne şarkı isimlerini yazdım. O garip zarflı CD prodüktörümün eline geçince hemen iletişim kurdu. Üstünden nerdeyse iki buçuk yıl geçti ve o demo artık bir albüm” diye anlatıyor profesyonel müzik macerasını.
FACEBOOK’TAN OYUNCULUK TEKLİFİ
Oyunculuğu da tesadüfen gelişen Bonomo “Çektiğim filmlerde oynamak çok eğlenceli gelirdi. Ödev için ‘Hoppala’ diye bir film çekmiştim. Yönetmenliği, kurgusu ve başrolü bendeydi. Komik bir filmdi fakat kısa sürede çektiğim için teknik şeylerle ilgilenmemişim. Çok düşük bir notla geçtim. Filmi Facebook’a yükledim. O kadar çok paylaşılmış ki, sonunda Seray Sever görüp beni buldu. Mezun olmuştum ve albümle uğraşmadığım zamanlarda evde oturuyordum. Hemen görüşmeye gittim ve role seçilip +18 dizisinin başkarakteri oldum. Benim dışımda Paşhan Yılmazel, Aysun Kayacı ve Pamela Spence de oynuyor. Kadınlarla ilişkisi çok kötü, aşırı takıntılı, sütünü bile her gün aynı sıcaklıkta içen, antropoloji mezunu ve benimle aynı adı taşıyan bir tipi canlandırıyorum. Gayet sempatik ve eğlenceli” diyor.
Aynı anda dizi ve albümle çıkmanın garip bir his olduğunu söyleyen Bonomo’ya göre dizideki karakteri ya çok sevilecek ya da nefret edilecek. Albüm için de şunları söylüyor: “Pek çok şarkıyı çöpe atmamıza rağmen hala üç albümlük materyal var. Hem pop hem de rock dinleyicisine hitap ediyor. Kendimi sansürlemeden söylemek istediklerimi söyledim. Şaşkın parçasını tanıdığım DJ’lere götürdüm, farklı mekanlarda çaktırmadan iki şarkı arasına sıkıştırdık. İnsanlar yadırgamadan dansa devam etti.”
BONOMO SAHNE İSMİM DEĞİL
Bonomo sahne ismim sanıldı. Oysa gerçek soyadım ve İbranice’de ‘iyi adam’ demek. O kadar az Bonomo var ki; bir arkadaşımın Lübnanlı bir arkadaşı Fransa’da yaşayan ve aynı soyadını taşıdığımız arkadaşı Valentine’e benden bahsetmiş. Valentine hemen bir mail attı ve ailesinin İzmirli olduğunu söyledi. Sonradan akraba olduğumuz ortaya çıktı. Fransa’daki tek Bonomo onlarmış. Yakında tanışmak için Fransa’ya gideceğim. Albümün ismine gelince. Meczup aklını yitirmiş demek. Yıllar önce kolunda meczup yazısı dövmesi olan biriyle tanıştım. Felsefesi o kadar hoşuma gitti ki, konuyla ilgilenmeye başladım, hikayeler okudum ve hatta ney bile üfledim. Meczup şarkısını albüme koymamıştık. Fakat son anda fikir değiştirdik.”