Güncelleme Tarihi:
Radyo D’de, yeni şarkı çalışmaları hakkında konuşan Afra, “Operasal bir şey yapmak istiyorum benim şarkılarımın da konseptleri var aslında. 4 – 5 şarkım bana kalsa en iyi şarkılarım onlar, ben acayip seviyorum onları. Onların hepsini bir arada yayınlamak istiyorum ya IP ya da bir albümle olabilir adını da Opera koymak istiyorum. Onun dışında featuring olabilir bir iş birliğimiz olabilir… Kafamda isimler var, görüşmelerimiz oluyor çok hoş karşılanıyorum. Yasemen demek ki gerçekten güzel tepkiler almış beğenilmiş de. Bir ay içinde yeni bir şarkım yayında olacak ismi ‘Şimdi Böyle Biriymiş’ daha çok kendimden bahsettiğim nakaratında da kız kardeşimden bahsettiğim, ona ithaf etiğim bir şarkı ama kendimi de biraz anlatıyorum şarkıda. ‘Afra şimdi böyle biriymiş’ geçiyor.” diye konuştu.
Programda konser deneyimini anlatan Afra, “Konser çok güzel geçti çok iyi geri dönüşler alınca insanlar tabii ki bunun daha fazla daha sık olmasını gerektiğini savundular. Benden de rica ettiler ama ben henüz kuluçka dönemi ben biraz daha üretmeliyim. Çok az şarkım var evet sahneyi deneyimledik yapabiliyoruz çok da keyif alıyoruz, başarabildiğimiz bir şey bu ama önce onun altını doldurmak istiyorum ben bir süre stüdyoya kapanırım” dedi.
Sahnede başkalarının şarkılarını da söylediğini belirten Afra, “Beğendiğim kulağıma hoş gelen vokalimin yettiği, tanıdığı tüm şarkıları söylerim ama tabii ki repertuarımda kendi şarkılarım olsun daha çok isterim. O başka bir şey çünkü onu istediğim gibi eğip çevirebilirim. Sahnede mesela Yasemen’i öyle bir söyledik ki dört kere döndürdük orkestra ile birlikte. Özgürüm yani oralarda daha özgür hissettiğim için kendi şarkılarım olmasını isterim” dedi.
“AYNI ACIYI FARKLI BEDENLERDE YAŞAMIŞIZ GİBİ”
Yasemen şarkısının her şeyiyle kendisine ait olduğunu vurgulayan Afra, “Her şeyi bana ait Yasemen’in, bu o kadar soruldu ve aslında o kadar uzun ki bunu anlatmak ne kadarını paylaşmak gerekir bilemedim. Yasemen eski mitolojik bir hikâyeye ait bir şarkı. Hint ve Fars mitolojisine ait. Orda bir tane prenses var ve güneş tanrısına aşık oluyor. Aşık olunca da bir gün dayanamıyor ilanı aşk ediyor. Güneş tanrısı diyor ki ‘sen fanisin ben tanrıyım, biz birlikte olamayız.’ Sonra prenses canına kıyıyor ve prensesin küllerini üfleyip yakıp bedenini toprağa savuruyorlar ve her kül tanesinden de Yasemen çiçeği -aslında Farsçada Yasemen dilimizde Yasemin- diye geçiyor, o çiçek açığa çıkıyor ve bu çiçeğin özelliği de Yasemen çiçekleri gece toplanır, hasat zamanı geceleridir. Geceleri açar ve çok güzel kokarlar gündüzleri kapanırlar ve güzel kokusunu vermezler o da hikâyede prensesin o çiçeğe güneş tanrısına küskünlüğüyle bağdaştırılıyor. Elif Şafağın “Aşk” kitabını okumuşsunuzdur orda modern hayata bir aşk var resmedilen. Genç bir kadının yaşadığı bir de daha uhrevi daha ilahi bir aşktan söz ediliyor onu mesela kitapla matchlemiş. İkisini birden okuduğunuzda bambaşka bir dönemlerde çağlarda iki aşkın iki duygunun ne kadar benzediğini fark ediyorsunuz. Yasemen de öyle bir şarkı yani mitolojik bir hikâye belki gerçeklikte de bir bağı yok aslında ama mitolojik bir karaktere aşık olan ve bunun sonucunda kendi canına kıyan çok aşk acısı çeken bir kadın var orda ve bunu çiçekle birlikte resmetmiş. Şarkımda kendi aşk hikâyemden de dokunuşlar var ben de kendi hikayemi anlatıyorum. Tabii benimki öyle değil ama aynı acıyı farklı bedenlerde yaşamışız gibi” ifadelerini kullandı.
Lise zamanlarının sahaflarda geçtiğini anlatan Afra, “Dört yıl tasavvufla ilgilendim, çok okudum, çok yazdım, çok zaman geçirdiğim için ister istemez eski Farsça eski Osmanlıca oradaki tabirlere, kelimelere hakimim. Tasavvufi kelimelere hakimim. Oradaki hikâyelere hakimim ister istemez olay yazma kısmına geçince ilhamınız neyse ne okuduysanız tabii ki ondan besleniyorsunuz. Benim de biraz öyle oluyor ve diğer şarkılarımda da var hatta bunu azaltmayı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.