Şapkanızı alın, çıkın...

Güncelleme Tarihi:

Şapkanızı alın, çıkın...
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 1998 00:00

Haberin Devamı

Her sabah giyinmek zorunda olmak sizi de bezdirdi mi? Gardrobunuz ipek, keten, kaşmirlerle süslü olabilir. Hepsi çok hafif, tiril, tiril, içinizi ısıtan renklerde de olabilir. Belki tümünün ayrı bir anısı da vardır. Ancak yaşamın ağırlığını taşımanıza yardımcı olabiliyorlar mı? Hele her gün takıp, çıktığınız maskeleriniz? Hepsinden kurtulmak, sevgilinin gülen gözlerinde hafiflemek, üzerinizdekileri atıp, doğaya kendinizi bırakmak sizi de mutlu etmez mi? Mutaka çırılçıplak kalmanız da gerekmiyor. Gerekli bir kaç parçanız olsun yeter.

Nereye mi gideceksiniz? Türkiye'de veya dünyanın herhangi bir yerinde kafanızı dinleyeceğiniz toprak parçası bulabilirsiniz. Keşfetmeye meraklıysanız, Atlas Tatil gibi, özellikle bu amaçla çıkarılan dergilerden de yararlanabilirsiniz. Örneğin, derginin Ağustos sayısında ‘‘Tabiatta tatil’’ başlıklı uzun bir haber bulunuyor. Doğayı özleyenler için seçilmiş.

yazıyı yazan ve fotoğraflayan Güneş Kocatepe'nin üç önerisi var.

İlki, Naturland. Antalya, Çamyuva'da. İnsanların keyiflerine bakabilmeleri için doğayla uyumlu tatil mekanları hazırlanmış. Diğer tatil köylerine pek benzemiyor. Gerçek bir köy! Tarım yapılıyor, hayvan yetiştiriliyor. Çocukların doğayı tanıyabilmesi için her tür tedbir alınmış. Doğa sporlarının çoğunluğu yapılabiliyor. Kimse birbirini görmüyor. Haberin muhabiri yöreyi ‘‘masalsı’’ olarak tanımlamış, görmeye değer!

İkinci öneri, İstanbul'da yaşayanlar için. Ani bir kaçış gerektiğinde, Durusu tavsiye ediliyor. Şehirden bir saat uzaklıkta mucizeler yaratılıyor. Hiçbir bahaneye gerek yok. Anında bu hayatın içinde kaybolabilirsiniz. Atlı spor kulubü var. Ayrıca okçuluk, kano, yürüyüş gibi kendinize dönmenizi sağlayacak sayısız yolu gösteriyor.

SAĞLIĞINI ARAYANLARA...

Üçüncü öneri ise sağlık sorunu olanlar için. Datça'da yeni açılan Petcos Petya Farm, tıbbın çeşitli olanaklarını, doğaya kaçtığınız andan itibaren size sunarak, hayatın güzelliklerini size hatırlatıyor. Çünkü burada diyabet hastaları, diyalize bağlanmak zorunda olan insanlara uygun donanım bulunuyor. Böylece sizi kalabalıklara bağlayan sebeplerin en önemlilerinden biri daha ortadan kaldırılmış oluyor.

Bu öneriler size cazip gelmedi mi? Vurun, kendinizi yaylalara! Çünkü derginin ilerleyen sayfalarında muhteşem fotoğraflarla, Doğu Karadeniz Yaylaları tanıtılıyor. Artvin, Rize, Trabzon, Bayburt, Gümüşhane gibi dünyanın cennete benzeyen köşelerinden birinde kayboluverin. Ancak yaylalara gitmeden önce, tedbirinizi alın, yaylada hayatta kalmanın sırlarını öğrenin.

YAĞMURLUKSUZ... ASLA!

Yaylaya çıkarken, çantanızda tek bir giyeceğe ihtiyacınız var, yağmurluk! Ve sürekli yağmurlarla savaşmanıza yardım edecek bir ayakkabı! Eğer ayakkabınız su geçirmeye başlarsa, her tarafını vazelinleyerek durumu kurtarabilirsiniz. Serin havaları düşünerek bir kazak ve bol miktarda çorap, hayattan mennun olmanız için yeterli! Çadırınız da yağmura dayanıklı seçilmeli. Dom çadır tipi, Karadeniz yolculukları için idealmiş!

Yaylalara çıkanlar için en önemli ‘‘sorun’’lardan biri, kaybolma tehlikesi! Tabii kaybolmak isteyenlerin canına minnet! Elyaf uyku tulumunuzla birlikte yaylaların tadına varabilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!