Güncelleme Tarihi:
Pınar Eliçe fotoğrafları...
Çetin Çapan'la olan yedi yıllık evliliğini noktalayan Pınar Eliçe, şimdi sahnelere dönme telaşında ...Mart ayında çıkarmayı planladığı yeni albümü için müzik dünyasının önemli isimlerinden destek alan şarkıcı , " Sanat hayatına dönmem, o sansasyonal hayata ve magazine dönmem şeklinde algılanmasın" diyor.
Evlenip sahneleri bırakmıştınız. Yedi yıl aradan sonra yeniden müzik dünyasına dönüyorsunuz. Bu kopukluktan dolayı pişman mısınız?
- Evet, bugünleri tahmin edebilseydim işime bir şekilde devam ederdim. Meğer en iyi koca, işmiş... Bunu yeni
Sahne ile ev hayatı bir arada yürümez mi diyorsunuz yani?
- Ben evimin kadını olduğum için mutsuzluk yaşamadım ki... Ama karşı tarafın da sizin yaptığınız fedakarlıkları görmesi gerekir. Bunu görmezden geliyorsa, acı çekiyorsunuz. O yüzden şimdi "Keşke işimi bırakmasaydım, keşke bu kadar hassas düşünen taraf ben olmasaydım" diyorum.
Boşanmanızda sahnelere dönme arzunuzun rolü var mı?
- Asla... Son zamanlarda anlaşamıyorduk. Üç ay ayrı yaşadık ve o süre içinde çok yıprandığımızı fark ettik. Kangren olmuş bir şeyi kesmemiz gerekiyordu. Konunun sahnelere dönmemle bir alakası yok yani... Ama ayrılık sebeplerini de konuşmak istemiyorum. Onlar benimle mezara gidecek.
Sonuçta bir sebeple ayrılık kararı aldınız, boşandınız. Ve hemen ardından sahnelere dönme hazırlığına başladınız. Bu acele niye?
- Doğru, sahnelere döneceğim. Çünkü benim mesleğim bu... Ama ilk planım sahneler dönmek de değildi.
Ne yapacaktınız?
- Ticaret yapmayı planlıyordum. Bunun için uğraşırken, araştırmalar yaparken menajer Oğuz Arınmış beni kararımdan döndürmeyi başardı.
Bu kararın ardından neler yaptınız? Hemen albüm çalışmalarına mı giriştiniz?
- Albüm, vakıf konserleri ve TV programları üzerine yoğunlaştık. Ve bu projelerin hepsini sırasıyla hayata geçirmeye karar verdik. Ardından da albüm çalışması için kolları sıvadık.
Bu durumda yakında objektifler, kameralar yeniden size yönelecek. Heyecanlı mısınız, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
Albüm ne zaman piyasada olacak, tarih belli mi?
- Mart ayında olabilir... Şu sıralar Selim Çaldıran ile çalışıyorum. Günlerdir stüdyoda sabahlıyoruz. Şehrazat’tan, Gökhan Tepe’den, Bülent Özdemir’den, Murat Güneş’ten besteler aldık. Çok güzel, çok modern bir albüm oluyor. Herkesin karşısına müziği, imajı, tarzıyla günümüze yakışan bir Pınar Eliçe olarak çıkacağım.
Bu arada albüm öncesi kendinizi yenilediğiniz, minik bir çene operasyonu geçirdiğiniz de iddia edildi. Bunun aslı var mı?
- Evet, küçük bir operasyon geçirdiğim doğru. Ben estetiğe karşı değilim. Görünüşünden şikayetçi olan kadın-erkek herkes estetik yaptırabilir. Bunda utanılacak bir şey görmüyorum.
Ya albüm sonrası?
- Albümden sonraki projeler ise vakıf yararına konserler vermek ve kadın programı yapmak... Bunlar için şimdiden çalışmalara başladık. Annem dediğim modacım Canan Yaka ile birlikte çok profesyonel bir ekip kurdum kendime. Bu ekiple, sanat dünyasında profesyonelliğin ne demek olduğunu, düzgün insanların da bu işi yapabileceğini göstereceğim. Benim amacım bu işte...
Yedi yıllık aradan sonra müzik dünyasına döndüğünüz için herkesin gözü üzerinizde olacak, herkes bir yorum yapacak. Zor günler bekliyor sizi, farkında mısınız?
- Evet. O yüzden çok titizleniyorum. Burada önemli olan benim duruşumdur. Benim derdim, iki evladıma iyi anne olmak ve müzik adına iyi şeyler yapmak... Umarım ikisinde de çok başarılı olurum.
- Boşanır boşanmaz kendimi sahneye atmadım ki... O yüzden kimse böyle bir şey demez. Çünkü ben zaten duruşumu belli eden bir kadınım. Ayrıca sahneye çıkmak, sanat yapmak ayıp bir şey değil. Bu benim mesleğim. Namusunla, layıkıyla yaptığın sürece kim ne diyebilir?
Sibel Can arayıp bana destek verdi
- Müzik sektörü zor bir dönemden geçiyor. Çaldığınız kapılar size hemen açıldı mı peki?
Ben herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Dönüyorum dediğim noktada kapanan hiçbir kapı olmadı. Aksine herkes yardımcı olmak için elinden geleni yaptı. Sibel Can arayıp destek verdi. Bunlar çok önemli. Demek ki ben, herkesin kalbinde iyi şekilde yer etmişim, kimseyi kırmamışım. Camiada temiz kalmışım. Bu işi nerede bıraktıysam, yine aynı yerden başlayacağım. Buna inanmasam, kesinlikle başlamazdım zaten... Bir de artık ayakların baş olduğunu görmek istemiyorum.
Umarım R&B benimle çıkışa geçer
Caz, rap, gospel ve blues karışımı Rhythm&Blues ya da kısa adıyla R&B müziğini layığıyla icra eden tek Türk sanatçı olduğunu iddia eden Doa, kendi adını taşıyacak ilk albümünü çıkarma hazırlığında...
Türkiye’de gerçek anlamda tek R&B sanatçısı olduÄŸunuzu iddia ediyorsunuz. Neden böyle?Â
- Televizyonda ses kapalıyken bir klibe bakarsanız, dansçılar ve bol pantolon giymiş breakdance yapan insanlar
Neden yanlış icra ediliyor?Â
- Türkiye’de şarkıcıların hepsi pop, Türk sanat müziği, halk müziği veya klasik müzik kökenli... Bu yüzden vokallerde blues gamını kullanmak konusunda rahat değiller, alışkın olmadıkları bir şeyi yaptıkları için de zorlama duruyor. Ben bu müziği küçük yaştan beri dinliyorum. Şunu keşfettim: Bu müziği yapmak için, bu müziğe aşık olmak gerekir. Ve inanın, ben bu müzikleri dinlerken o kadar çok ağladım ki, hissetmenin bir üst seviyesi nedir bilmiyorum.
Yaşıtlarınızın yaşamına dair parçalar yaptığınızı söylüyorsunuz. Kuşağınızı öncekilerden ayıran ne?
- Zaman geçtikçe, her şey kendiliğinden değişiyor. Kimseyi eleştirmek istemem ama yaşıtlarımda kötü anlamda beliren özellikler var: Sevgisizlik, aşksızlık, hedefsizlik veya aşırı ve nedensiz hedef odaklı olmak, emek harcamadan elde etme çabası ve bireyselleşme... Müzik anlamında hoşuma gitmeyen ise minimalleşme... Sözlerin değersizleşmeye başlaması.
Adınız Doğa aslında, neden Doa oldu?
İçinde değilken müzik piyasası için ne düşünürdünüz?
- Müziğin artık sadece pop müzik olmaktan çıkması gerekiyor. Daha çok genç sanatçının çıkması, plak şirketlerinin yeni türlere açık olması lazım. Rock müzik nasıl 10 yıl içinde gelişim gösterip şu an son derece iyi bir yerdeyse; diğer müzik türlerinin de bu aşamaları geçmesi gerekiyor. Umarım R&B benimle birlikte çıkışa geçer.