Güncelleme Tarihi:
İstanbul Kraliyet Tiyatrosu’na ek olarak Özlem Türkad ve Bihter Dinçel ile birlikte “Haneler” ekibine katıldınız. Nasıl gidiyor çalışmalar?
- Çok güzel, çok eğlenceli. Ekiptekilerle zaten arkadaştık, şimdi hep birlikte televizyonda çalışıyoruz. Skeçlerde oynarken de gülme krizine girip çekimi kestiğimiz çok oluyor.
Skeç çekmek size yavan gelmiyor mu?
- Hiç yavan gelmiyor. Seyircili olsa enerjisi daha yüksek olur belki ama ekiple aramızdaki enerji de o kadar yüksek ki, tiyatro sahnesindeymişiz gibi hissediyoruz kendimizi. Ayrıca birbirimize “Nasıl yapalım, nasıl oynayalım” diye sorabiliyoruz. Bu anlamda rahatız. Çekimler sırasında neyin, ne kadar iyi olduğunu bu sayede anlayabiliyoruz.
Oyunculuğa nasıl başladınız?
- Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Eskişehir-İstanbul arasında bir tren yolculuğu sırasında, yemekli vagonda bir arkadaşımla yemek yiyorduk. Bir adam geldi ve daha kendini tanıtmadan “Sen Nihal’sin” dedi. “Pardon?” dedim. “Sen Nihal’sin” diye tekrarladı. Biz şaşkın şaşkın bakarken, “Ben Ahmet Uluçay, kısa metrajlı filmlerim, şu şu ödüllerim var. Yıllardır hayal ettiğim uzun metrajlı filmimi çekeceğim. Bu benim çocukluğumun hikâyesi ve sen de Nihal olacaksın” dedi. Bir iletişim öğrencisi olarak utanarak söylüyorum, ben o tren yolculuğunda Ahmet Uluçay’ı tanımadım! Sonra hakkında bilgi edindim ve hemen teklifini kabul ettiğimi söylemek için telefona sarıldım.
Sizi seçmesindeki neden neydi?
- Film, 13 yaşındaki bir erkeğin hikâyesini anlatıyordu. Bence Nihal, Ahmet Hoca’nın 13 yaşındayken aşık olduğu kız ve muhtemelen ona çok benziyorum. Hâlâ da söylemiyor, “Orası bende gizli” diyor. Hiçbir zaman bunu kabul etmedi ama gelip bana “Sen Nihal’sin” demesinden belliydi. “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini çektik beraber. Bu film bana çok güzel bir ödül de getirdi. 2004’te SİYAD’dan Umut Vaat Eden Genç Sanatçı ödülünü aldım. Daha sonra diziler geldi. “Sessiz Gece”de oynadım kısa bir süre. Ardından “Kızlar Yurdu” ve “Sıla”da rol aldım. Şimdi de “Haneler”de oynuyorum.
BENİM HİKAYEM DÜPEDÜZ KADER
Oyunculuk kanınıza girdi bir kere...
- Öyle... Ankara’dayken sürekli tiyatro oyunlarına katılırdım. Sonra kamera arkasında çalışmak istediğime karar verdim. Oyunculuk tesadüfen tekrar başladığım bir işti. Yapmak istediğin iş ne derseniz, oyunculuk derim. Kaderci bir insanım, benim hikayem de düpedüz kader yani.
Yeni sezonda başka işleriniz olacak mı?
- Dizi görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni sezonda “Haneler”e devam edeceğimiz için hâlâ karar vermiş değilim. Bihter’i, Özlem’i gördükçe başka işlerde yer almanın çok zor olacağını düşünüyorum ama çekimlerimiz üç gün sürdüğü için farklı projelerle de karşınıza çıkabilirim
BENİ GERÇEKTEN KÖR SANIYORLARDI
İtalyan Francesco Boari ile mutlu bir ilişki yaşayan Azra Akın, adının sık sık farklı isimlerle anılmasından şikayetçi. Elele dergisine
konuşan Akın, “Yanımda hiç arkadaşım olamaz mı benim? Ben hep evde mi kalacağım” diye sitem etti.