Güncelleme Tarihi:
Albüm adından yola çıkarak sormak istiyorum, bugüne kadar kimleri, hangi ters köşelere yatırdın?
- Aslında yaptığım bütün işlerde ters köşeye yatırmayı seviyorum. Bugüne kadar imaj olarak, klip ve saç olarak ya da fotoğraf olarak diğer çalıştığım insanları ters köşeye yatırmışlığım var. Çünkü farklı olmayı, yenilik yapmayı, şaşırtmayı seviyorum. Dolayısıyla albümü hazırlarken de öyle bir şey yapayım ki insanlar ters köşeye yatsın, benden beklenmedik bir şey olsun dedim. Bugüne kadar elektronik müzik yapmıştım, bu kez akustik olsun diye düşündüm. Yani albümden önce adı ortaya çıktı.
Peki albüm yüzünü güldürdü mü?
- Valla her şey beklediğimden daha da iyi gitti. Tahmin ettiğimden daha büyük bir kitle sevdi.
Önce kuaförlük vardı. Derken makyaja el attın. Fotoğrafçılığa soyundun.Klip yönetmenliği, sanat yönetmenliği ve imaj danışmanlığı yaptın. Peki müzik işine nasıl girdin?
- Zamanla... Her konuda cesurumdur, ancak söz konusu şarkı ve albüm olunca gözü kara olmak yetmiyor. Bilinçliyim ve şuurum yerinde. Avantajım vardı benim. Yıllardır müzik dünyasıyla içli dışlıyım. Stüdyolara girip çıkıyorum. Herkesin şarkılarını çıkmadan aylar önce dinliyorum. Bir söylemediğim kalmıştı! Ayrıca herkesin içinde iyi ya da kötü bir şarkıcı varmış.
HANDE BENİM KIZ KARDEŞİM
İlk adımı nasıl attın müzik dünyasına?
- Yıl, 2006. Bir gün Hande’nin (Yener) vokalisti gelmedi ızmir konserine. O dönemde de Hande vokalistsiz çıkmıyordu sahneye. Bütün şarkılarını ben ezbere biliyordum ve “Sahneye çıkabilirim” dedim. “Tamam” dedi. Ben cesur, o benden cesur. Hayatında mikrofonu eline almamış bir adamı sahneye çıkarıyor. Rezil de olabilirsin. Ve ben çıktım. Çünkü kendime güvenim vardı. Başaracağımı biliyordum. Hande o günkü vokal performansımı çok beğendi. “Senin tipinde bir adam yok, sen elektronik müzik mi yapsan!” diye diye 2008 oldu ve ben kendimi stüdyoda buldum. Ama bu arada şan eğitimi aldım. ıki yılda kendimi eğitince “Bir Yerde” single’ını yaptım.
Müzik yolunu açan, kolundan tutup çeken kişi de Hande Yener olmuş.
- Evet, her zaman söylerim, Hande’nin (Yener) çabaları olmasaydı, ne single ne de albüm olurdu. Hande benim en yakın arkadaşım. Hatta kız kardeşim...
Herhalde çelme takmaya çalışanlar da vardı. Bu durumu nasıl karşıladın?
- Çelme takmaya çalışanlar da bu piyasanın olmazsa olmazları. Ama keşke popüler olmadan çıksaydım bu albümle. Çünkü zaten tanındığım için bana aşırı önyargılı davrandılar. Elbette kimse anasının karnından o meslekle doğmuyor. “Kuaförden şarkıcı olur mu?” diye küçümsediler, oysa ben geçmişimle hiç gocunmadım. Her zaman kuaförlüğe saç süpürerek başladığımı söyledim. Benim söylediğim lafla beni vuramazsın ki! Yine de bana çok önyargılı yaklaştılar.
Kimdi bunlar?
- Köşe yazarları, gazeteciler, şarkıcılar, müzisyenler...
“Allah belanı versin Kemal Doğulu” diyen bile oldu galiba...
- Bunu da anlayışla karşılayabiliyorum. Kültür seviyesi o kadar demek ki!
ESKİ AŞKLARIMDAN PİŞMANLIK DUYMAM
Sıla’nın sözlerini yazdığı, ilk klibini çektiğin “Makaslı Film” ilginç bir şarkı... “Tek gecelik bir aşktı/ Sadece uzun sürdü/ Kelebek ömrümde/ Makaslı filmdi/ Uzun metraj sansürlü...” Bir öyküsü var mı bunun, Sıla bir şeyler anlattı mı?
- Ben çok ketum bir adamım aslında. Herkesin derdini dinlerim, bir şekilde akıl vermeye, destek olmaya çalışırım ama kendi derdimi anlatamam çok fazla. Bu yüzden de psikiyatriste gidiyorum düzenli olarak. Bazı insanlara içini açarsın ama sadece bön bön bakar. Dahası bir yorum yapar ki, canın daha çok sıkılır. Sıla öyle biri değil. Bir kere bakışından anlıyor her şeyi. Üç yıldır tanışıyoruz. Yaşadıklarımızı birbirimize anlatırız. Bir gün bana “Bir şarkı var bende, bak bakalım beğenecek misin?” dedi. Bu şarkıydı. Bana özel yapmış. Bayıldım. Kırık dökük olsa da, yaşanan her aşk güzeldir.
Sonu mutsuzluk da olsa geçmişteki aşklarından pişman değilsin yani..
- Yaşadığım hiçbir şeyden pişman olmam. Aşklarda da böyle, diğer işlerde de. Yaşamadığımdan pişman olurum. Kendimle çok hesaplaşan bir adamım, şizofren diyorum kendime. Dolayısıyla kendi hesaplaşmalarımı en aza indirmek için her şeyi yapıyorum.
YAŞLANINCA AŞÇI OLACAĞIM
Aşçılık yapacağını duydum, doğru mu?
- Yaşlılık mesleği olarak düşünüyorum aşçılığı. Ne kadar başarılı şarkıcı ve kuaför de olsan, belli bir yaşta köşeye çekileceksin. Çünkü daha enerji dolu birileri gelecek. Ama aşçılık öyle değil. Ustaysan, ölene kadar usta aşçı olarak kalıyorsun. Yemek yapmayı çok severim. Yemek yaparken kendimi tedavi ediyorum.
Hangi yemekleri daha iyi yaparsın?
- Pek çok yemek yaparım. Özel mönülerim de var. Geldiğim kültürle de ilgili bu. Yarı Arap, yarı Mersinli’yim. O bölgenin farklı bir mutfağı vardır. Kimileri, emekli olunca Bodrum’a yerleşmeyi düşünür ya ben de aşçı olmak istiyorum.
Nerede aşçı olacaksın?
- Butik bir kafe açıp, orada günlük ev yemekleri çıkaracağım.
BİR CAHİLLE BİR DE AŞKLA BAŞEDEMEM
Hayatınızda aşk var mı?
- Üç yıllık ilişkim daha yeni bitti. Kalbim boş. Duygusal adamım, aşkım, sevgim bitse de alışkanlığım bitmiyor, uzun sürüyor.
Belki psikoloğa gittiğinde bunları da konuşuyorsun.
- Elbette. Bu da önemli. Her şeyle tek başıma baş edebilirim ama bir cahille ve bir de aşkla baş edemem.
HANDE’YLE KADİR'İN DURUMU BENİ HİÇ İLGİLENDİRMEZ
Hiç konuşmadığın bir konu var. “Biri dostum, diğeri kardeşim” diyorsun. Hande Yener ve Kadir Doğulu aşkında son durum nedir?
- Eğer ben Kadir sayesinde Hande’yi tanıyıp dost olsaydım, onlar ayrıldıktan sonra belki de arada kalan ve ezilen taraf olabilirdim. Ama ben sekiz yıldır Hande’yle çalışıyorum. Bağımsızım... Hande de ben de, Hande Yener markası için çalışıyoruz. Çocuğum gibi sevdiğim, emek verdiğim markayı, özel ilişkileri bozuldu diye bırakmam. Ayrılmaları, özel hayatlarında bir daha bir araya gelmemeleri onların problemi.