Güncelleme Tarihi:
* Tam albüm çıkarma arifesindeyken dizi teklifi geliyor, hem de türkü söyleyen bir karakteri oynamanız isteniyor... Bu dizide yer almaya nasıl karar verdiniz?
- Yapımcım İnci Kırhan, çok doğru bir insan. Hem doğru hem de dürüst. Benim için iş ahlâkı her zaman önceliklidir. Sadece güven duygum tam olduğunda rahat ediyorum çünkü. O bana rolü teklif etti, senaryoyu okudum, beğendim ve kabul ettim. Ayrıca işin içinde Sanem Çelik’in olması da keyfimi epeyce yerine getirdi. İnci Hanım da, Sanem de harika arkadaşlar. Bu kadar uzun yıllar camianın içinde olunca en önemli kazancın güzel dostluklar olduğunu kavrıyor insan.
* Meryem, Sanem Çelik’in canlandırdığı Zeynep karakterinin komşusu ve kiracısı. İkisinin nasıl bir ilişkisi var?
- Meryem, sözünü sakınmayan dobra bir kadın. Anaç, sevgi dolu. Acısını hüznünü saklayan, yalnızlığından gocunmayan, tek başına kendini var etmeye çalışan, şen şakrak biri. Zeynep’le kardeşlik derecesinde bir bağ kurmuşlar, çok iyi anlaşıyorlar.
* Meryem, Rumeli göçmeni. Bu rol için nasıl bir hazırlık dönemi geçirdiniz?
- Ben zaten Makedonya göçmeniyim. Babam Üsküp doğumlu, anneannem Ustrumca. Bir de son filmim “Hayde Bre”de rolüme hazırlanmak için çok uzun zamanım olmuştu, bütün o çalışmalar şimdiki işime de yansıyor.
ALBÜM YAPMAK DEĞİL ŞARKI SÖYLEMEK HAYALİMDİ
* Sizi oyuncu kimliğinizle tanıyoruz. Şimdi “Başka Şarkılar” albümüyle müzik dünyasında da adınızdan söz ettiriyorsunuz. Albüm yapma hayaliniz hep var mıydı?
- Albüm yapmak bir hayal değildi, hayal olan şarkı yazmak ve söylemekti. Gerçekleşti.
BEN DE KENDİME ŞAŞIRIYORUM
* Albümü, “Deli Cevat”ın yaratıcısı Gökhan Dabak’la birlikte hazırladınız. Yollarınız nasıl kesişti?
- Bizim arkadaşlığımız çok eskidir. 10 yıl kadar önce birlikte müzik üzerine kafa yormaya başladık. Ben, onun bestelerine çalışmaya, söylemeye başladım. İlk bir-iki yıl böyle geçti. Bu arada hiç hesapta yokken kendimi bir şarkının stüdyoda yapılma sürecinin içinde buldum. Beraber şarkı yazıp kaydetmeye varan süreç son derece heyecan verici. Benim için uyanıkken görülen rüyalar gibiydi desem abartmış olmam.
* Her türü aklıma getirirdim ama Anadolu punk söyleyeceğinizi hayal bile edemezdim...
- Böyle düşünmenize şaşırmadım, zira şiddeti mizahla harmanlayan sokak öyküleri yazabileceğim de kimsenin aklına gelmezdi. Naif görünümümden etkilenen birçok okuyucu, öykülerimle tanışınca epey şaşırıyor. Aslında ben de şaşırıyorum bazen kendime ama anlıyorum, çünkü insan denen tuhaf yaratık anlaşılmaktan çok anlamak zorundadır. Gökhan’a “Reçel” albümü sonrasında “Anadolu punk’ın babası” yakıştırması yapılmıştı. O zamanlar bunu fazla düşünmemiştik ama şarkılarımız hiçbir türe uygun değildi ve “Bu müziğe ne ad vermeli?” sorusu hep kafamızı kurcaladı. Aslında gözümüzün önündeki ipucunu görmemiştik. Yıllar geçti, şarkılarımızın sayısı 40 oldu ve o zaman adını koyduk...
SÜRPRİZ BİR FİLMDE ROL ALACAĞIM
* Son üç yıldır film çevirmiyorsunuz. Nedeni artık sadece müziğe odaklanmanız mı?
- Nedeni göz önünde olmayışım sanırım. Ancak ben kadere, kısmete, şansa, sürprize, mucizeye inanan büyük bir hayalperestim. “Olan, olması gerekendir” ilkesiyle hareket etmeye başladığımdan bu yana çok rahat ettim. Beni heyecanlandıracak film önerileri için her şey bir yana diyen biriyim. Bu yıl sürpriz bir filmde rol alacağım. Oyunculuk mesleğim ve mesleğimi seviyorum.
KONSERLERE BAŞLIYORUM
* Şarkılarınızı sahnede de seslendirecek misiniz?
- Şarkı söylemek, hem de böylesine teatral şarkıları sahne üzerinde söylemek oyunculuğun bir parçası. Şu sıra sahne provalarına başladık. Yeni yıl itibariyle sahnede söylemeye başlayacağım. İrili ufaklı konserler vereceğim.