Güncelleme Tarihi:
Fikir, Seyrantepe’de bir fotoğraf ve film stüdyosunda ortaya çıktı. Amaçları, herkese göre bir hayaldi. Klasik müziği lüks ve ulaşılamaz kavramından uzaklaştırıp halka yakınlaştıracaklardı. Türk Halk Müziği, klasik müzik ve caz gibi türleri içine alan festivalin ilki 2009’da yapıldı. Festivalin yaratıcısı ve direktörü Şafak Taner; “Reklam ve prodüksiyon firması olan Yoyom TV adlı şirketimde, reklamdan farklı işler yapıp kendi mahallemize bir katkımız olsun istedik. Amacımız, Seyrantepe’deki gençleri klasik müzikle birleştirmek gibi bir zıtlık yaratmak” diyor. Festival fikri akıllarına ilk girdiğinde yaşadığı zorlukların en büyüğü maddiyat değil sanatçıları ikna etmek oldu. Film ve reklam prodüksiyonu yapan bir firmanın maddi destekçi bulmasının pek zor olmadığını söyleyen Taner anlatıyor: “Maddi sorun yaşayacağımızı biliyorduk fakat destek bulabilirdik. Bizi en zorlayan şey insanları bu işe inandırmak oldu. Müzisyenleri fikre alıştırıp o sahneye çıkartmak zor olacaktı ama onu da ünlülerden aldığımız destekle aştık. Fazıl Say tanıtım filmimizde oynadı, basın toplantımıza katıldı ve sahneye çıktı. Tuluğ Tırpan, Cem Mansur, Gülsin Onay, Ulucan Kardeşler de sahneye çıkıp bize olan inançlarını gösterdiler. Böylece genç sanatçıları festivale çekebildik.”
SPONSOR OLMAZSANIZ EVİMİ SATARIM
“Gelen destekler bir yana ciddi bir sponsora ihtiyacımız olduğunda birkaç kapı çalmıştım. Bosch’a gittiğimde bana ‘Sponsorun olmazsak nasıl yapacaksın bu festivali?’ diye sordular. Hiç düşünmeden, evimi satıp yine de yapacağımı söyledim. Onlar da inanmış olacaklar ki bana evimi sattırmayacaklarını söyleyip destek oldular...”
Festival yönetimi bu yıl tema olarak ‘Birebir’ kavramını seçti. Bu kavram çok basit bir şekilde 2011’in son iki rakamından doğdu, daha sonradan ‘Birey olmak ve hayatın kendisiyle karşı karşıya kalmak’ anlamına sahip olup daha da derinleşti. “Gençler müzik okuyup mezun olduktan sonra boşlukta kalıyorlar. Bizce önemli olan bu noktada cesur olup ne istediğini bilmek yani hayatla karşı karşıya kalmaktır. Biz de ‘Birebir’ temasını bu fikrin üstüne oturttuk. Aşıkların atışmaları, cazın doğaçlamaları ve tasavvufu bu yılki festival temasına yedirdik” diyen Şafak Taner, tema doğrultusunda her sanatçının kendi istediği şeyi çalmalarını teklif etti. Yani bu yıl hiçbir grup ya da sanatçı sadece kendi repertuvarına sadık kalmayacak, onları etkileyen müzikleri de yapacak.
Şafak Taner bunun için Seyrantepe’deki kafe ve büfelerde seminerler verdi: “İkinci amacımız inadına bir şeyler yapmaktı. Neden yaşadığımız ve varlığımızın sebebi bizce bunu ifade ediyor. Mahallemizde olmayan şeyi onlara vermek istedik. Komşularımızla birlikte eğlenmekti amacımız. Müzik de bunun için biçilmiş kaftan. Varoş denilen bir yere klasik müziği ücretsiz getirdik. Sahiplenmeleri için gençleri de festivalde çalışmaya ikna ettik.”
BURSLULARIN FESTİVALE KATKISI BÜYÜK
“Geçen yıl altı öğrenciye burs verdik. O öğrenciler aylardır sahneye çıkmak için gün sayıyor. Klasik müzikle geçen yıl tanışmış bu çocuklar 22 Mayıs’ta sahneye çıkacaklar. Hayatlarında hiç piyano görmemiş Seyrantepeli çocuklar bir yol ayrımına geldi. Ailelerinin de desteğiyle müzik diye bir gelecek imkanı olduğunu keşfettiler. Konservatuvara gitmek isteyen bile var. Festival onlara klasik müziği tanıttı. Fakat bize müzik eğitimi almak istediklerini söylemeleri yapabilecekleri en büyük katkı” diyen Şafak Taner, her yıl verilen burslarla ileride yeni bir orkestra kuracağını da söylüyor. Festivale bu yıl 40 bin izleyici bekleniyor. Genç Klasikçiler Festivali 19-29 Mayıs tarihleri arasında Seyrantepe 700. Yıl Parkı’nda gerçekleşecek. Parktaki havuzun üstüne kurulan sahne, tasavvuf, caz, klasik ve halk müziğini bir araya getirecek. Festivalin müzik direktörleriyse Hande Akkan ve Hakan Dedeler. Ayrıca tüm festival etkinlikleri http://www.yoyom.tv/ adresinden de canlı seyredilebilecek.
CEP TELEFONUNDAN DOĞAÇLAMA
“Halkın klasik müzikten uzak durmasının nedeni, bu türü kasıntı ve kuralcı bulmaları. Normalde konserlerde telefonlar yasaktır ya biz de festival kapsamında bununla alakalı bir şey yapacağız. Piyanist Abuzer Manafzade, orkestrasıyla birlikte seyircilerin cep telefonlarıyla katılacağı doğaçlama bir konser verecek. Boğaziçi Üniversitesi Caz Korosu açılış konserinde 35 kişiyle sahnede olacak. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yaylı Sazlar Dörtlüsü sahne alacak. Tuluğ Tırpan, bir sihirbazla en eğlenceli okul konserini gerçekleştirip çocuklara duymak ve müzikle ilgili bir eğitim verecek” diyor Şafak Taner. 11 gün sürecek, 65 grup ve 250’den fazla sanatçıya ev sahipliği yapacak festivalin detaylı programı www.gencklasikciler.org/ adresinde yer alıyor.
FANUS’TA ÇALACAKLAR
Festivalin en ilginç ekiplerinden biri geçen günlerde ‘Blues in A-Z’ albümünü çıkartan Mutant grubu. İki yıl önce kurulan grup yedi kişiden oluşuyor. Gitardan başka enstrüman yok. Cazdan, özgür doğaçlamalara, delta blues’dan rock kökenli türlere kadar 20. yüzyılın müzikal özelliklerini onlarda görmek mümkün. Bakış Üstün, Jose Blasco, Eylül Biçer, Cansun Küçüktürk, Giray Gürkal, Deniz Güngören ve Şevket Akıncı’dan oluşan ekibin yaşları 25-35 arasında. Ekibin bir kısmı akademisyen bir kısmıysa öğrenci: “Biz toplumsal yaşantıdaki devlet, iktidar, din gibi eşitsizlik yaratan otoritelerin hepsine karşıyız. Fikirlerimiz nedeniyle pek çok organizasyonda sahneye çıkmıyoruz çünkü eşitlik vadetmiyor. Fakat Genç Klasikçiler Festival’i için Şafak Taner’in vadettiği organizasyonda istediğimizi yapabilecektik. Taner’in stüdyosu Yoyom TV’deki fanusa girip kendimizi sınırlamadan müzik yapacağız. Kapalı bir kutuda olacağız. İnsanlar bizi tepemizdeki fanustan izleyebilecek. Konserimiz aynı zamanda Yoyom TV’den de canlı yayınlanacak” diyor Şevket Akıncı.
BURSLULARIN AYCA HOCASI PİYANİST AYCA DAŞTAN (28)
“Geçen yıl festival kapsamında burs alan altı öğrenciyle sekiz aydır, haftada bir çalışıyoruz. İlk başladığımızda hiç müzik eğitimi almamışlardı. Evde piyanoları da olmamasına rağmen şu anda sahneye çıkacak hale geldiler. Piyanoyla mutlular ve ailelerinden de destek görüyorlar. İlgileri gitgide değişmeye başladı mesela bir tanesi vurmalılara ilgisi olduğunu keşfetti.”