Sanatın kraliçesinden İstanbul’a 2010 hediyesi

Güncelleme Tarihi:

Sanatın kraliçesinden İstanbul’a 2010 hediyesi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2010 00:00

Avusturya arşidüşesi Francesca von Habsburg, dünyanın en önemli sanat koleksiyoncuları arasında. Bu yüzden “sanatın kraliçesi” olarak da tanınıyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamındaki yeni sanat projesi The Morning Line (Şafak Çizgisi) bir ses pavyonu. Müzik, efsane ve dini tek bir sistemde, üç boyutlu bir anlatımla bir araya getiriyor. Açılışı dün Eminönü Meydanı’nda yapıldı.

Francesca von Habsburg Avusturya arşidüşesi. Viyana’da yaşıyor. Hayatını sanata adamış. Londra’da modern sanat tarihi eğitimi almış. 1989 yılında Lugano Villa Favorita’daki Thyssen-Bornemisza koleksiyonu özel sergiler baş küratörü olmuş. 1995’te kültür mirasının korunarak iyileştirilmesini amaçlayan ARCH Foundation’ı, 2002 yılında Viyana’da “Thyssen-Bornemisza Art Contemporary Foundation”ı kurmuş. Geçtiğimiz yıl Viyana Eyaleti Altın Liyakat Ödülü’ne layık görülmüş. Sanata olan bu ilgisinin neden kaynaklandığını sorduğumuzda; “Sanatın içinde doğup büyüdüm. Babam ve büyükbabam çok önemli sanat koleksiyoncularıydılar. Bu yüzden küçük yaşta sanatsal bir duyarlılığım oldu. İnsanlara ilham vermeyi hatta onları tahrik etmeyi seviyorum” diyor.
Francesca von Habsburg’un kurduğu Thyssen-Bornemisza Art Contemporary’nin yeni projesi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamındaki The Morning Line ses pavyonu. Sanatçı Matthew Ritchie’nin önderliğinde geliştirilen The Morning Line, Eminönü Meydanı’nda bulunan, 8 metre yüksekliğinde, 20 metre uzunluğunda, 17 ton ağırlığında siyah kaplamalı alüminyumdan tasarlanan sıra dışı bir yapı. Daha önce İspanya’da, Sevilla Bienali’nde sunulmuş. İstanbul’da çok daha görkemli ve büyük ölçüde inşa edildiğini öğreniyoruz. Yapı, kurulduktan sonra sökülüp farklı lokasyonlarda tekrar kurulabiliyor. Ayrıca değişen güncel müziğe, mekana göre farklı bir formda adapte edilebilme özelliği var.

BU YAPI NEFES ALIYOR

Francesca von Habsburg, The Morning Line’ın ne ifade ettiğini açıklarken, “Bu yapı, sanat, mimarlık, müzik, matematik, kozmoloji ve bilim arasındaki etkileşimleri yansıtıyor. Evrenin nasıl yaratıldığının ifadesi. Ses teknisyenlerimizle paralel evrene girip çıkar gibi, sesi duyarak varlığını ayırt edebileceğiniz bir başka paralel evren tasarlamak istedik” diyor.
The Morning Line’ın açılışı dün yapıldı, 19 Eylül’e kadar ziyaret edilebilecek. Francesca von Habsburg, “The Morning Line insanların ağır bir çaba harcamadan da sanatı hayatlarına katabilmelerini sağlayan bir fırsat. Yapıyı izlerken insanlar aynı zamanda bestecilerin sırayla ya da rastgele çalınan müziklerini dinleyecekler. Elektronik bir panel aracılığıyla hangi parçanın çaldığını takip edebilecekler. Böylece sanki bu sanat eserinin nefes alıp verişlerini dinliyorlarmış hissine kapılacaklar. Bu yapının canlılığına şahit olacaklar” diyor.

İstanbul ve Viyana arasında bir köprü kurmayı hedefliyoruz

Projelerinde Türk sanatçıların dünyaya sesini duyurmayı amaç edinen Francesca von Habsburg, geçtiğimiz ay Viyana’da Tactics of Invisibility (Görünmezlik Taktikleri) adında, sadece Türk sanatçıların eserlerinin yer aldığı bir serginin açılışını yaptı. Türk sanatçılara olan ilgisini şöyle açıklıyor: “Birçok Türk sanatçıyla tanıştım. En beğendiklerim arasında Sarkis, Füsun Onur, Ayşe Erkmen, Kutluğ Ataman, Cevdet Erek, Esra Ersen, Ali Kasma, Nilbar Güreş, Nasan Tur, Nevin Aladağ, Ahmet Öğüt, İnci Eviner, Hale Tenger, Haluk Akakçe var. Onların Türkiye’de de en azından yurtdışında gördükleri kadar takdir görmelerini istiyorum. Çünkü bunu gerçekten hakkediyorlar. Benim için İstanbul, Avrupa’nın eşsiz mücevherlerinden biri. 2010 Avrupa Kültür Başkenti kutlamaları kapsamında yaratılan dinamiğe katkıda bulunmak istedim. Tactics of Invisibilty sergisi aynı zamanda The Morning Line’da da destekçimiz olan ARTER, TANAS ve Vehbi Koç Vakfı’nın katkılarıyla Berlin ve İstanbul’a da gelecek.”

Türk bestecilerin eserleri tanıtılacak

The Morning Line, aynı zamanda The Morning Line İstanbul 2010 Çağdaş Sonic Müzik Festivali’ne ev sahipliği yapacak. 23-25 Mayıs tarihleri arasında, üç gün sürecek festivalde, 10 yeni bestenin dünya prömiyeri yapılacak. Bestecilerin arasında Türkler de var. Batuhan Bozkurt “Recoherence”, Cevdet Erek “Dansın Ne Yeri Ne Zamanı”, Erdem Helvacıoğlu “Timeless Waves”, Mehmet Can Özer “Katpatuka” bestesiyle festivale katılacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!