Güncelleme Tarihi:
“Bak Şu Duvara” yarışmasının yabancı formatıyla nasıl tanıştınız?
- Japonya’da başlayıp 20 ülkede yayınlanan orijinal adıyla “Hole in the Wall” tüm yapımcıların gözdesi haline geldi. Ben ilk altı yıl önce internetten izledim. Daha o zaman bu programı yapmak istemiştim. Benzer şovları “Şahane Pazar”da da yapıyorduk.
Gençler de çok sevdi bu yarışmayı...
- Zaten aksiyonlu ve matrak yarışmalara gençler bayılıyor. Merak uyandıran bir yarışma. “Bundan sonraki duvarı nasıl geçecek?”, “Bir sonraki soru ne olacak?” gibi sorular izleyicinin dikkatini çekiyor.
Bilmeyenler için biraz yarışmanın formatından bahsedelim...
- Üçer kişilik iki takımdan oluşan yarışmacılar, teker teker duvarlarla karşı karşıya geliyor. Yarışmacının amacı, karşıdan hızla gelen duvardaki şeklin içinden geçerek puan kazanmak. Tabii soruyu da cevaplamak zorundalar. Yarışmacıların başarılı olabilmeleri için hem hızlı düşünme yeteneklerini kullanmaları hem de vücutlarını doğru şekle sokabilmeleri şart. Yoksa duvardan geçemeyip, havuza düşüyorlar. Hem eğleniyorlar hem de 10 bin TL’lik para ödülü kazanıyorlar.
Star TV’nin internet sitesinde soru ve duvar için şekil gönderimi de yapılıyor...
- Evet, yarışmanın böyle interaktif bir yönü de var. Acayip şekiller geliyor. Özellikle çocuklar çiziyor ama çok acımasızlar. Öyle şekiller çiziyorlar ki içinden geçmek mümkün değil.
Bu arada Süheyl Uygur ile ayrılığınız neden bu kadar uzun sürdü?
- Yalnız olarak bir sürü program sundum ama ara ara bir araya gelip “Amiral Battı” ve “Şahane Şov”unu sunduk. İkili olma durumunu ara ara rafa kaldırıyoruz. Bazı formatların iki kişi sunması doğru olmuyor. Yaklaşık 20 yıldır birlikte program yapıyoruz. Bunun 15 yılı hiç ara vermeden geçti. Süheyl ile ayrı da birlikte de program yapmaya devam edeceğiz.
Yalnız sunduğunuz programlarda güzel hostesleriniz, partnerleriniz oluyor ama.
- Bu hem benim hem de yapımcının tercihi. Sonuçta güzel bir program yapıyorsanız insanlar ekranda güzel sunucu yardımcıları da görmek istiyorlar.
NEJAT UYGUR’U GÜLEN YÜZÜYLE HATIRLAYIN
Babanızın durumu nasıl?
- İyi değil tabi ki.
Gerçekten repliklerini hatırlıyor, sizi tanımıyor durumu var mı?
- O derece değil. Aileden hepimizi, çocuklarını ve torunlarını elbette tanıyor. Bu hastalıklarda yeni kayıt yoktur. Eski kayıtlar durur beyinde, yenilerde sorun çekerler. Babamla eski oyunları oynayabiliyoruz. Arada tuluatları da katıyor. Demans olmasına rağmen normal repliği yerine başka bir replik söylüyor ama yine komik oluyor. Tabi ki Nejat Uygur’a yakışmıyor bu durum. Babamı öyle görmek tüm aileyi üzüyor. Ama her zamanki gibi bunu da eğlenceli bir hale getirmeye çalışıyoruz.
Babanızın fotoğrafını çektirmediğiniz söyleniyor...
- Babam hep güldüren Nejat Uygur’un gazetelerde olmasını ister. Babamın isteği doğrultusunda bu halini medyayla paylaşmıyoruz. Babamı seven insanlar onu hep gülen halini hatırlasın. Bize inanılmaz mesajlar geliyor. Bu da Türkiye’nin her yerinde tiyatroya emeği geçen bir insan için çok doğal bir durum.
Nejat Uygur yıllarca hükümetleri eleştirdi ve birçok devlet yetkilisi de onu ziyarete geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Başbakanından cumhurbaşkanına, muhalefet liderine herkes babamı hastanede ziyaret etti. Özellikle Sayan Başbakanımız babamla hastanedeyken çok ilgilendi. Ben babamın siyasi eleştiri yaparken kimseyi kırmadığına inanıyorum. Bir de Başbakanımız tiyatroyu ilk Nejat Uygur’un sahnesinde izlemiş. Babamın doğum gününde Süleyman Demirel aradı. Babam yıllarca Demirel’in taklidi yapmıştı. Sanatçılardan çok siyasiler aradı babamı.