Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2007 00:00
6 yıldır seyirci olarak bile gitmediği Şehir Tiyatroları’nda "Ölümsüz Öykü" oyununu sahneleyen Kenan Işık, Kelebek’e konuştu. Işık, hem yönetmenliğini üstlendiği yeni oyununu hem de tiyatrodan istifa etme gerekçesini ve yeni dizisi "Fikrimin İnce Gülü"nü anlattı. Usta oyuncu, "Sanatçı kimsenin kuklası olamaz" diyor.
Yıllar sonra ’Ölümsüz Öykü’ adlı oyunu sahneye koyarak Şehir Tiyatroları’na dönüş yaptınız. Tiyatroya kaç yıl ara verdiniz?
- Altı sene... Bu süre zarfında hiç oyun izlemedim. Açıkçası ağlamamak için tiyatroya gitmedim. Çünkü tiyatroya ara vermek beni derinden etkilemişti. Ama şimdi yuvaya döndüm. Çok mutluyum. Zaten sahnenin tozu almışsanız ne olursa olsun tiyatroya geri dönersiniz.
Tiyatrodan ayrılmanızda Televizyon yıldızı olmanızın da etkisi oldu değil mi?
- Tiyatrodan ayrılmamın nedeni Rahmi Dilligil ile yaşadığımız sürtüşmelerdi. Sanatsal anlamda bir çatışmaydı. Atanan yeni genel müdürün, tiyatronun geleneğine çok yakışmadığını düşünüyordum. Çünkü sanatın içine siyaset sokuluyordu. Bana her gün soruşturma açılıyordu. İşime son verileceğini anlayınca istifa ettim. 50’den fazla oyun sahneledim. İlkokuldan beri
tiyatrodayım ve bu sanat dalına hep amatör bir heyecanla yaklaştım. Yaşadığım üzücü olaylar tiyatrodan istifa etmeme neden oldu. Sanatın içinde bürokrasi ve insanlara egemen olma hevesi artarsa sanat kurur. Ne yazık ki, ülkemizde siyasetçiler sanatı hep kullanmak istemiştir. Siyasetin sanat üzerinde baskı kurmasına izin vermemek lazım. Zaten sanat özünde mevcut sistemi eleştirir.
Sanatın sisteme karşı her zaman aykırı olması mı gerekiyor?
- Sıra dışı ve aykırı olmak sanatta bir zorunluluktur. Siyasetçinin "Benim adamım gelsin, onu genel müdür yapayım" demesiyle olmuyor bu işler. Geçtiğimiz günlerde Rahmi Dilligil, bir gazeteye yaptığım açıklamadan dolayı bana 10 bin YTL’lik bir tazminat davası açmış. Dilligil’in uygulamalarına sadece ben değil birçok sanatçı karşı çıkıyor. Demek ki ortada toplu bir karşı çıkış var. Sanatçı kimsenin kuklası olamaz! Zaten olduğu zaman da sanat olamaz.
Yani gözü kara bir şekilde istifamı verdim diyorsunuz.
- Evet, ilginç bir durumdu. İlahi adalet işte, tiyatronun genel müdürünü bir hafta sonra eli kelepçeli olarak gazetede gördüm. Öyle tuhaf işler yapıp görevini kötüye kullanmış ki, dokuz ay hapis yattı ve hálá davası sürüyor. İlahi adalete her zaman inanırım ben. Yeni bir bakan göreve başladığında kadrosunu kendisine yakın isimlerden oluşturuyor. İşte bu anlayış yüzünden sanatımız acı
çekiyor.
Hiç politikayı düşündünüz mü?
- Bana milletvekilliği hatta belediye başkanlığı teklifleri çok geldi. Üstelik bu teklifler sadece bir partiden değil birçok partiden geldi. Ama kabul etmedim. Sanatçı politika yapmamalı. Onun daha büyük bir görevi var. Kendi fikirlerimi bir partinin düşüncesi doğrultusunda kullanmak bana hep ters gelmiştir.
Biraz "Ölümsüz Öykü" oyununun konusundan bahseder misiniz?- Danimarkalı yazar Karen Blixen’in öyküsünden uyarladık. Oyunu, Fatih Özgüven çevirdi. Tomris İncer, Erhan Abir, Eraslan Sağlam gibi başarılı isimler rol alıyor. Oyunun öyküsü kısaca şöyle: Kanton’da yaşayan zengin, acımasız bir çay taciri, yaşlılığında muhasebe defterlerinden başka okunacak şeylerin de olduğunu anlar. Ancak tek bildiği hikáye dünyadaki bütün gemicilerin, bildiği uydurma bir öyküdür. Tacir bu hikáyeyi gerçekleştirmeye karar verir. Bu oyunda paranın, iktidar hırsının hayatları nasıl soldurduğu anlatılıyor. İzlemesi biraz emek isteyen bir öykü.
Peki, yeni bir dizi projesi var mı?
- Evet, ’Fikrimin İnce Gülü’ adlı yeni bir diziye başlayacağız. Dizinin öyküsü bir kasabada geçiyor. Ben belediye başkanını oynayacağım. Belediye başkanının gençliğinde sevdiği kız, büyük şehre gidiyor ve orada evlenip çoluk çocuğa karışıyor. Günün birinde kadın, uyuşturucu müptelası oluyor ve çocuğunu alıp evine dönüyor. Belediye başkanı da yıllar önce sevdiği kadını karşısında görünce her şey altüst oluyor.
Gerçek hayatta politika atılmak istemediniz ama bakıyorum dizide belediye başkanlığını kabul etmişsiniz.
- Evet, biraz öyle oldu (gülüyor).
Tiyatro biletleri en az 20 YTL olmalıBelediyenin başlattığı ’1 YTL’ye tiyatro’ kampanyası, tiyatroya ilgiyi artırdı mı sizce?
- Üzerinde fazla düşünülmeden hayata geçirilmiş bir kampanya bu. Ben bu kampanyayı, bayramlarda belediye otobüslerinin ve köprü geçişlerinin ücretsiz olmasına benzetiyorum. Hatta tam tersine tiyatro biletlerinin en az 20 YTL olması gerektiğine inanıyorum. Zaten normalde tiyatro biletleri sinemadan daha ucuz. Biletler 1 YTL olsa da insanlar tiyatroya gelmiyor. Bu durum, tamamen
alışkanlıklar ve kültürle alakalı. Devletin amatör tiyatrolara destek vermesi daha mantıklı. Amerika’da okuldan yeni mezun olmuş tiyatrocu ve sinemacılara büyük destek olunuyor. Amaç yeni isimler kazanmak. Devlet yardım etmek istiyorsa bu tür akılcı ve yaratıcı projelere imza atmalı.
Röportaj: Dilek DALLIAĞ