Sanat müziği Açıkhava’ya yakışır mı?

Güncelleme Tarihi:

Sanat müziği Açıkhava’ya yakışır mı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2005 00:00

Türk erkekleri balık eti kadını sever mi? Sever, sever. Bunu tartışmam bile artık.Çarşamba akşamı Sibel Can’ın Açıkhava’daki seyircilerinin yarısının orta yaşlı erkekler olması bunu kanıtladı bana.Hatta Sibel Can’ın, bu erkeklerin gündeminden düşmemek için 10 yıldır basına ‘kilo aldı-kilo verdi’ haberleriyle bilerek malzeme olduğunu bile düşünmeye başladım.Protokol sıralarında hafif bir yer krizi çıkınca, ‘Zahmet etmeyin, ben arkadan izlerim’ diyerek topukladım.Canıma minnet, ağır başlı protokol sırasındansa, gerçek Sibel Can hayranları arasında konser daha eğlenceli olur diye düşünüyorum...Öyle de oldu.* * *Sibel Can’ın sahneye çıkmasıyla birlikte iki sıra ötemdeki kadın ayağa fırlayıp, sesi çıktığı kadar bağırdı: ‘Şu güzelliğe bak şu güzelliğe, bu kadına koca mı dayanır’.Anladım ki, magazin programlarını gözünü kırpmadan izleyen bir grubun arasındayım.Yalnız kadınlar mı?Kulaklarımla duydum, bir erkek diğerine diyor ki; ‘Geçen gün televizyonda gördüm, mavi bir elbisesi var çok güzel, keşke onu giyse’.Düşünebiliyor musunuz, bu muhabbet iki erkek arasında geçiyor.İki erkek Sibel Can’ın mavi elbisesini tartışıyor.Nesrin Topkapı’ya, ‘Bu Nergis Topkapı filmlerde oynamıyor muydu’ diyen mi istersiniz, Sibel Can’a ‘Prenses, prenses’ diye bağıranlar mı?İçlerinde türbanlılar da var, sabah programlarının göbek atıp kavga çıkaran kadrolu kadınları da...Aralarında, ‘Cengiz Bey, siz Tuluhan’ın programına gelmiştiniz, ben de ordaydım’ diyen ‘tanışlar’ bile çıktı.Biraz kadın programları, biraz TRT’nin Arı Stüdyosu gibiydi Açıkhava.* * *Arı Stüdyosu deyince... Bana nedense sanat müziği, böyle koltukta hanım hanımcık oturup dinleyince komik geliyor.Hep meyhaneye yakıştırıyorum onu.Rakı kadehlerine el kol çarparak, böğüre böğüre, detone ola ola ‘Nasıl geçti habersiz...’ diye bağıracaksın...Konserde pek öyle olmuyor. Yaşlı teyzeler ve amcalar, sadece dudaklarını kıpırdatarak, kimi zaman gözlerini kapayıp ve her zaman sağa sola hafif sallanarak sanatçıya eşlik ediyorlar.Açıkhava’da da benzer sahneler oldu. Bu yüzden Arı Stüdyosu gibiydi diyorum.Tabii bir de bazı şarkılar da komik sahneler ortaya çıkıyor.Mesela, ‘Herşeyimi uğruna ben, boş yere mi verdim’ şarkısı hep güldürmüştür beni. Çok güzel şarkı ama komik.Çünkü şarkının ‘boş yere mi verdim’ kısmı, cümleden bölünerek söyleniyor. Meyhanelerde falan dikkat edin, farkındalar mı bilmiyorum ama bu bölümü en çok kadınlar bağırır.Sibel Can seyirciye mikrofonu uzatıp, 2 bin kadın hep bir ağızdan Açıkhava’da ‘boş yere mi verdim’ diye bağırınca, ortaya komik bir görüntü çıkıyor. İnsanın ayağa kalkıp ‘Eveeeet’ diyesi geliyor.Yetmiyomuş gibi, şarkıda aaah çektikten sonra aynı cümlenin nakaratı da vardır...* * *Yine bir şarkıda Sibel Can seyircinin söylemesini isteyince, başka bir teyze ‘Ah be kızım bizim sesimiz yok ki senin gibi’ diye yorumladı olayı.Haklıydı.Sibel Can’ın sesine diyecek yok. Can’a piyanoda eşlik edeceği söylenen kızı Melisa ateşlendiği için son anda konsere çıkamadı.Nesrin Topkapı’dan klasik göbek dansı bekleyenler hayal kırıklığına uğradı belki ama dans işini aştığını herkese gösterdi.If You Go Away’i ve kendi yazdığı Tahta Radyo’yu çok güzel okudu.Sibel Can, 22 yıl aradan sonra Topkapı’nın ilk kez sahneye çıktığını söyledi ama geçen yıl ki Nil Karaibrahimgil konserinde de yok muydu Nesrin Topkapı?Vardı!Nil’in dans dersleri aldığı hocası, yine Açıkhava’daki konserde yalnız bırakmamıştı onu.Hatta geçen yıl Nil konserinde, Nesrin Topkapı’nın ardından sahneye çıkan Cem Yılmaz, ‘Ben çocukken Nesrin Topkapı’yı minibüs hattı zannediyorum’ demişti.* * *Sibel Can finalde Nesrin Topkapı’yla birlikte seyirciye oryantal yapmanın püf noktalarını öğretirken Açıkhava’nın önünde de mısırcılarla dolmuşçuların ‘dansı’ vardı.Yer kavgasına tutuşup öyle girdiler ki birbirlerine, kavga yapmanın püf noktalarını öğrendik.Suudi kralı İsrail teknesine bindirdilerSalı günü Hürriyet magazin servisine Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın olduğu söylenen New Sunrise yatının fotoğrafları geldi.Habere göre Kral Abdullah bu tekneyle Bodrum’da tatil yapıyordu.Bakıldı, araştırıldı haber çöp oldu!Ama haberin çöpe gitmediği gazeteler de vardı. Sabah dün ikinci sayfada teknenin kocaman resmini koyarak, ‘En kral tatil’ başlığıyla yarım sayfa kullandı haberi.Doğru bilgiyi Sabah’çılara da aktarayım da, her gördükleri tekneye her şeyi yazmasınlar.New Sunrise dediğiniz yat, Romanya kökenli İsrailli milyarder işadamı Sammy Ofer’ın yatı. Monte Carlo’da gemi ve emlak ticaretiyle uğraşan Musevi Sammy Ofer, tekne dünyasının yakından bildiği bir isim.İşte o Sammy Ofer, New Sunrise adlı teknesiyle Türkiye sahillerinde tatilde, bir yandan da iş görüşmeleri yapıyor.Uğrayıp sohbet ettiği isimler arasında Ali Şen de var.Sabah’ın tekneden büyüterek koyduğu ama kim olduğu anlaşılmayan resimdeki de büyük olasılıkla Ofer’ın kendisi.Çünkü Ofer garip gözlükleriyle biliniyor ve resimdeki adamın da bir tek gözlüklerini seçebiliyoruz zar zor.Aynı hataya Vatan da düşmüş dün.Yoksa Sabah ve Vatan’ın dediği gibi Suudi Kral, Musevi teknesinde mi tatil yapıyor? Yoksa Ortadoğu sorunu çözüldü de bizim mi haberimiz yok...Universiade açılışı üzerinePazatesi günü Yılmaz Özdil’in yazısını eleştirince, Özdil aradı. ‘Haklısın, Universiade açılışını bir tek Hürriyet verdi. Ama perşembe açılışı yapılan organizasyon, cuma günü hiçbir gazetede yoktu. Cumartesi de bir tek Hürriyet’te vardı. Ben cuma günü gazetelerde görmeyince eleştirdim’ dedi.Özdil, İzmirli olduğu için konu üzerinde hassas. atv Haber’deki Universiade haberlerinin yoğunluğuyla da gördük bunu...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!