Sanat hastası yılda 300 konsere 1000 sergiye gidiyor

Güncelleme Tarihi:

Sanat hastası yılda 300 konsere 1000 sergiye gidiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2008 00:00

74 yaşındaki Erol Ertemsir gerçek bir sanat hastası. Her sabah evinden çıkıyor, akşama kadar o sergi senin, bu konser benim geziyor. Yılda 300 konsere, 100 filme, 1000 sergiye gidiyor. Hiç boş saati yok. Sonunda zar zor ikna oluyor ve bize vakit ayırıyor. Söze "Hayatımda Mozart’lar Beethoven’lar olmasa yaşamaya değmezdi. Bunlar benim için yemek içmek kadar şart" diye başlıyor.

Erol Ertemsir’in sanata ilgisi ortaokul yıllarında tek kanallı radyolarda dinlediği konserlerle başladı. Zamanla tek frekans yetmez oldu; uzun dalgadan Rus istasyonlarını bulup onların müziklerini de dinlemeye başladı. İlk konserini 1940’larda Halk Sahnesi’nde izledi. Gerçek anlamda hatırladığı ilk konser de 1949’da Radyo Evi’nde gittiği Cemal Reşit Rey idaresindeki Radyo Senfoni Orkestrası’nın konseriydi. O gün büyülendi.

1970’te sanat geliştikçe, katılabileceği aktiviteler de arttı. Bu arada iktisat okuyarak bir bankada işe girmişti. Esas sanat turları, 1994’de emekli olduktan sonra başladı. Üstelik, ailesi öyle sanat tutkunu filan değildi; evde klasik Batı müziği dinleyen bile yoktu.

KONSERLER İÇİN CİHANGİR’E TAŞINDI

Erol Ertemsir, şimdi emekliliğin tadını çıkarıyor. Her gün 13.00’te evden çıkıyor; arada fırsat bulursa eve uğrayıp öğle yemeği yiyor sonra tekrar sokaklara dönüyor. Gece 23.00’e kadar. Konsersiz tek günü yok. Bir günde sekiz sergi gezdiği oluyor. Arabası olmadığı için buralara hep yürüyerek veya toplu taşıma araçlarıyla gidiyor. Vücudu bu tempoya alışmış. Zaten Ertemsir, sanat merkezlerine yakın olmak için Ataköy’deki evinden de bir süre önce Cihangir’e taşınmış.

Erol Ertemsir için sanat turları bir çeşit meslek: "İçimde hiçbir etkinliği kaçırmamam gerektiğine dair bir his var. Ona da gideyim bunu da göreyim. Bu hırsın nedenini ben de bilemiyorum."

Bu etkinliklerin ücretini nasıl karşılıyorsunuz diye soruyoruz. "Sevdiğiniz şeyler için fedakarlık yapacaksınız" diyor. "Zaten sergilerin çoğu ücretsiz. Sinema ve tiyatro da çok pahalı değil. İstanbul Kültür Sanat Vakfı Lale üyesi olduğum için bazı etkinliklere yüzde 20 indirimli gidiyorum. Tabii bazı gösteriler için paraya kıymak lazım. Mesela geçen hafta eşimle iki konsere gittik, 140 YTL verdik. Oradan İş Sanat’taki konsere geçtik. Onun da biletleri 60 YTL’ydi."

SEYAHATLERİNİ KONSER TARİHİNE GÖRE AYARLIYOR

En çok hoşlandığı şey, aynı eseri farklı yorumculardan dinlemek. Konser sırasında orkestra şefinden soliste kadar herkese kafasından notlar veriyor, daha önce dinledikleriyle kıyaslıyor. "Gençken radyoda Beethoven’ın 6’ncı senfonisini dinledim. Yıllar sonra bir gün yine aynı senfoniyi dinlediğimde bir değişiklik olduğunu hemen anladım. Anons ettiler, şef yine Bruno Walter’di ama orkestra farklıydı."

Sadece İstanbul’da değil, hangi ülkeye, hangi şehre giderse gitsin önce sanat takvimlerine bakıyor. Örneğin, iki gecelik Viyana seyahatinde ilk gece Viyana Devlet Operası, ertesi gece Viyana Halk Operası’nı izlemiş. Milano’da La Scala’da konser dinlemeyi ihmal etmemiş.

GENÇLER OPERAYA BİLE KOTLA GİDİYORLAR

Eskiden konserlere gelenlerin çoğu orta yaşlıydı. Şimdi üniversite öğrencilerinin sayısı arttı. Fakat gençler kıyafetlerine özen göstermiyor. Benim gibi kravatla gömlekle konsere gelen çok az. Opera galalarına dahi kotla gelenler var. Bunu hoş bulmuyorum.

Besteciler, orkestra şefleri, şarkıcılar ve piyanistlere 1950’lerde mektuplar yazıp imzalı fotoğraflarını isterdim. Şimdi 100’den fazla sanatçının benim adıma imzalayıp gönderdikleri resim var. Arturo Toscanini, Leonard Bernstein ve David Oistrakh bile var!

SANAT TUTKUNUNDAN 2008 DEĞERLENDİRMESİ

Bu sene en çok Harbiye Askeri Müze’deki Almelek Sanat Galerisi’nin 20. yıl sergisini, Vedat Nedim Tör Müzesi’ndeki Aphrodisias’tan Roma Portreleri sergisini ve Rahmi Koç Müzesi’ndeki Minyatür Evler sergisiyle Salvador Dali sergisi etkileyiciydi.

Borusan Flarmoni’nin Dvorak’ın Requiem’ini seslendirdiği konser, festivalde dinlediğim Gideon Kramer’in Beethoven’ın Keman Konçertosu, Elina Garaca’nın Borusan orkestrasıyla İstanbul Müzik Festivali’nin kapanışında verdiği konserleri beğendim.

Geçen sene opera biraz zayıftı. Sadece Richard Strauss’un Elektra operası kalmış aklımda....

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!