Güncelleme Tarihi:
FOTOĞRAFLARLA SANDAL AİLESİ (FOTO-GALERİ)
Türk müzik piyasası büyük bir pazar durumuna geldi. Ama bununla ters orantılı olarak kaliteli ve kalıcı işlerin sayısı azaldı. Siz bunca yıldır çizginizi korumayı nasıl başardınız?
- İyi iş her zaman kendini gösterir. Ayrıca samimiyet çok önemli bir unsur... ınsanlar samimiyetinizi hissederse başarı da beraberinde gelir. Ben yıllardır o samimiyeti insanlara çok iyi yansıttığımı düşünüyorum. Dinleyicilerimle aramda güçlü bir bağ var.
Ekim ayından bu yana “O Ses Türkiye”de jüri üyeliği yapıyorsunuz. Ve orada gençler size “Hocam” diye hitap ediyor. Peki, genç müzisyen adaylarına neler tavsiye edersiniz?
- Ben gençlere disiplinli ve düzenli bir şekilde çalışmalarını öneriyorum. Çalışmak, kendine inanmak ve olduğun gibi yaşamak önemli... Ayrıca insanlara samimi davranmak ve ruhlarına hitap edecek işlere imza atmak gerek. Genç müzisyen adaylarına, bu altın kuralı uygulamalarını tavsiye ederim.
HÜLYA’NIN BU EKİPTE OLMASINI ÇOK İSTEDİM
“O Ses Türkiye”de yarın final heyecanı yaşanacak. Sizce şampiyon kimin takımından çıkar?
- Tabii ki benim takımımdan çıkacak (gülüyor)... Kim hak ediyorsa o kazansın ama bizim finalistimiz ıbrahim şevki en iddialı adaylar arasında. Çok özel bir ses rengi ve müthiş bir yorumu var. Hangi tarzda şarkı söylemesini istersem isteyeyim, mutlaka üstesinden geliyor. ınternetteki yorumlar da çok pozitif. Yarın akşam izleyicileri yine çok şaşırtacak, bundan eminim.
Yarışmanın yarı finalinde, tercihinizi opera şarkılarıyla dikkat çeken Mehmet ve Koray ikilisinden yana değil, ıbrahim şevki’den yana kullandınız. Neden?
- İbrahim şevki’nin çok özel bir yorumcu olduğuna inandığım için en çok puanı ona verdim. Kaldı ki, halk oyları da ondan yanaydı. Mehmet ve Koray yarışmadan ayrıldı ama benim hayatımdan çıkmadı. Onlarla ilgili aklımda güzel projeler var.
“O Ses Türkiye”deki dostluk atmosferi de çok dikkat çekiyor. Genelde bu tip yarışmalarda jüri üyeleri arasındaki polemikler yaşanmasına, gerilimlere şahit olmaya alışkınız. Sizde durum farklıydı. Hadise, Murat Boz ve Hülya Avşar’la normalde de yakın dost musunuzdur?
- Doğru, yarışma süresince dördümüz arasında müthiş bir enerji oluştu. Rekabet sadece format gereği... Ben Murat’ın gelecek vaat eden bir yıldız adayı olduğuna inanıyorum. Kardeşim kadar sevdim diyebilirim. Hadise çok içten, kıpır kıpır. Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış. Hülya zaten arkadaşımdı, geçmişe dayanan bir dostluğumuz var. Zaten Acun’dan (Ilıcalı) ilk teklif geldiğinde Hülya Avşar’ın da bu işte olmasını çok istemiştim. Jüri koltuğuna çok yakışıyor çünkü...
SALI GÜNÜ İKİNCİ KEZ BABA OLUYORUM
Biraz da özel hayatınızdan bahsedelim. Salı günü ikinci kez baba olacaksınız. Heyecanlı mısınız?
- Tahmin bile edemezsiniz. Emina da, ben de büyük bir heyecan yaşıyoruz. Çocuk olduktan sonra hayatınızda çok şey değişiyor. Önemsediğiniz şeyler farklılaşıyor. Öncelik tamamen çocuğun oluyor. Hep söylerim, Yaman doğduktan sonra adam gibi adam olduğumu hissettim. Evlilik ve akabinde çocuk sahibi olmak çok özel bir duygu. Yaman’ın bir kardeşi olmasını çok istiyorduk, ikinci bebeğimizi kucağımıza almak için saatleri sayıyoruz diyebilirim.
Sportmen kişiliğinizle de tanınıyorsunuz. Formunuzu korumak için spor yapmaya devam ediyor musunuz?
- Sporun her alanda faydasını gördüm. Mesela, sahneye çıkmadan önce 40 dakika kardiyo yaparım. Koşu bandındayken telefonla konuşurum, kimse koştuğumu anlamaz. Spor disiplindir ve ben disiplinden asla taviz vermem.
YENİ ALBÜMÜM BİR AY SONRA ÇIKIYOR
Son albümünüz “Karizma” üç yıl önce çıktı. Yeni şarkılarınızı ne zaman dinleyebileceğiz?
- Yaklaşık bir ay sonra yeni albüm çıkıyor. Uzun süredir üstüne titrediğimiz bir çalışma oldu. Amr Mostafa’yla iki şarkı yaptık. Kendi söz ve müziklerimin dışında genç müzisyenlerden de şarkı aldım. ışin güzel tarafı, ilk albümüm çıkacakmış gibi heyecanlıyım.
Gülben Ergen’le düet yaptığınız “şıkır şıkır”, 2011’in internette en çok satan şarkısı oldu. Yeni albümde de iddialı mısınız?
- Takdir elbette dinleyenlerin ama bana göre 2012’nin en iddialı albümlerinden biri olacak. Umarım insanların kalbine işler ve bütün yaz şarkıları birlikte dinleriz.
GÖCEK BANA POZİTİF ENERJİ VERİYOR
Türkiye’de en sevdiğiniz, kendinizi en huzurlu ve mutlu hissettiğiniz yer neresi?
- Kesinlikle Göcek! Orada bir yazlığım var zaten... Orada olmak, şehrin yoğun temposundan ve gürültüsünden uzak kalmak bana pozitif enerji veriyor.
Deniz birçok sanatçının ilham kaynağıdır. Sizin üzerinizde de böyle bir etkisi var mı?
- Olmaz mı... Yalnız başıma kalıp denizin sesini dinlediğim ve kağıda bir şeyler karaladığım çok olmuştur. Mesela, Göcek’te sürekli gittiğim bir mekan, deniz kenarında özel bir köşe yapmış. Yeni albümün şarkılarının bir kısmını orada yazdım. Deniz benim için huzur, huzur da ilham demek. Ama bazen ilhamın nerede ve ne zaman geleceği belli olmuyor. Kimi zaman önemli bir toplantının ortasında da kapınızı çalabiliyor, duşta da! ışin tılsımı da burada zaten.
AVRUPA MACERASINDA PAUSE TUŞUNA BASTIM
Birkaç yıl önce Avrupa’da büyük başarılara imza attınız. Hatta “ısyankar” ile Almanya’da Altın Plak kazandınız. Peki, Avrupa defterini kapattınız mı?
- Şimdilik Avrupa macerası için pause’a bastım. Orada bizi “Ah bir Türk şarkıcısı gelse de dinlesek’ diye beklemiyorlar. Onlara böyle bir ihtiyacın varlığını hissettirmek gerekiyor. Bu da kolay iş değil.
Hiç mi o işi kolaylaştıracak bir fırsat yakalamadınız?
- Universal Music yetkilileri bana “Dört beş sene Türkiye’yi unut, sana tüm dünyayı gezdireceğiz” dedi, ama kabul etmedim. Böyle bir tutsaklığa girmek istemedim.