Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2008 00:00
Şakir Bey’e belli etmemek için o gün vakıfta bir de sahte yaş günü kutlaması yapıldı. Gerçek doğum günü partisi ise The Marmara Oteli’nin eşsiz İstanbul manzaraları Panorama Restaurant’ındaydı.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Şakir Eczacıbaşı 80 yaşına bastı geçtiğimiz hafta. Bir sürpriz doğum günü hazırlığının olduğunu duymuştum daha önce, çok gizli tutulan.
Geçtiğimiz çarşamba gerçekleştirilen ve titizlikle hazırlanan doğum günü kutlamasından notları aktarıyorum size bu hafta.
İKSV çalışanları sürpriz partiyi Şakir Bey’e belli etmemek için o gün vakıfta bir de sahte yaş günü kutlaması yaptılar. Tüm vakıf çalışanları bir araya gelerek Şakir Bey’i kutladılar ve kırmızı dudaklar şeklinde bir pasta kestiler.
Şakir Bey’in gerçek doğum günü partisi ise The Marmara Oteli’nin eşsiz İstanbul manzaralı Panoroma Restaurant’ında yapılacaktı.
Vakıf dışından davet edilen dostları saat 19.00’da orada hazır bulunuyordu. Burada konukları Vakıf Müdürü Görgün Taner karşıladı.
Şakir Bey’i eşi Sebla Hanım başbaşa bir akşam yemeği için The Marmara Oteli’ne getirdi. Panorama Restaurant’a Şakir Bey kapıdan girince ışıklar yandı ve alkışlarla karşılandı.
Mas Matbaası’nın sahibi Lokman Şahin’in hazırladığı "Şakir Eczacıbaşı 80 yıldan An’lar" başlıklı fotoğraf albümü gecenin en güzel hediyelerinden biri oldu. Gecenin konukları albümün sayfalarına Şakir Bey’le ilgili notlar yazıp imzaladılar.
Şakir Bey için bütün festivallere katılan konuklara yapıldığı gibi kısa bir
film hazırlanmıştı. Onun festivallerde yaptığı konuşmalardan, ödül verme görüntülerinden oluşan bu filmi izlerken Şakir Bey kahkahalarını tutamadı.
Gecenin Şakir Bey’den sonraki onur konuğu ise Türkan Şoray’dı. Türkan Şoray İKSV ekibi tarafından hazırlanan sembolik Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü Şakir Bey’e vermek üzere sahneye çıktı.
Türkan Şoray’a olan hayranlığını her zaman dile getiren Şakir Eczacıbaşı "ödül"ünü Türkan Hanım’ın elinden alırken çok heyecanlandı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Şakir Bey ve Türkan Şoray dans ettiler.
Uzun zamandır evinden çıkmayan Çetin Altan ve eşi Solmaz Kamuran, Ara Güler, Doğan Hızlan, Pınar ve Nükhet Eczacıbaşı, Selahattin ve Ayşe Beyazıt, Bülent Erkmen, Emre Kongar, Yekta Kara, Metin Deniz, Mücap Ofluoğlu, Sedat Ergin, Cem Aydın, Ayla Algan, Tan Oral ve Oya Eczacıbaşı da Şakir Bey’i kutlamaya gelen konuklar arasındaydı.
Bu da rakıcıların yeminiGeçtiğimiz hafta sonu, Beyoğlu’nun klasik cuma kalabalığına bırakmışız kendimizi. Nevizade’ye gitmek için şöyle bir Çiçek Pasajı’ndan geçelim diyoruz. Her zamankinden farklı bir Çiçek karşılıyor bizi. Sanki daha bir aydınlık, daha bir canlı. Bütünmekanların masalarında üzerlerinde rakamlar bulunan küçük bayraklar.
Belli ki özel bir durum var. Biz Rakı İçeriz kitabının yazarı üstat Vefa Zat’ı iki dirhem bir çekirdek masa başında oturmuş kitap imzalarken görünce anlıyorum günün mana ve ehemmiyetini. Meğer aralık ayının ilk haftası bundan böyle Dünya Rakı Haftası olarak kutlanacakmış ve 28 Kasım Cuma da bunun startının verildiği günmüş. Geceyi Mey İçki’nin büyükkeyif.com internet portalı üyeleri düzenlemiş. Baktık ortam şahane biz de kurulduk Sev İç’in masalarından birine. Geceye özel pek çok promosyon ürün de yaptırmış Mey grubu. CD’ler, meze kitapçığı, üşüyenler için şal, eğlencenin dibine vuranlar için tef, oyun kartları...
Gecenin startını rakı üstadı Vefa Zat veriyor Dünya Rakı Haftası’nın manasına dair konuşmasıyla. Konuşmanın arkasından bir de rakı yemini ettirdi. İlk defa burada duydum ben de bu yemini. Tamamen hayata, neşeye bağlılık yemini bu. Eh böyle olur zaten keyif ehlinin, Bekri Mustafa yoldaşlarının yemini de:
İŞTE RAKI DESTURUİçelim ab-ı hayatı
Neş’e verir bedene
Ne mutlu bunu icat edene
Bunu icat eden bir pir
Akşamları iki sabahları bir
Artsın eksilmesin
Taşsın dökülmesin
Allah kimseyi meyhanesiz memlekete düşürmesin
Krizde müzisyenlere, dinleyiciler sahip çıktıGlobal finans krizi nedeniyle festivaller, kültür merkezleri nefeslerini tutmuş, sponsor firmaların 2009 bütçelerini bekliyor. Herkeste bir endişe, bir endişe. Kriz koşulları felaketlerin yanı sıra mucizelere de gebedir. Geçen hafta bu türde iki mucize geldi kulağıma, çok sevindim. İlki Boğaziçi Üniversitesi’nden. Yazar Evin İlyasoğlu’nun girişimiyle düzenlenen, günümüzün önemli çellistlerinden Natalia Gutman’ın konuk olduğu konserin kaşe ücretini iki müziksever paylaşmış. Bunun karşılığında, çok sevdikleri sanatçıyı ön sıradan dinleyip, sonra düzenlenen yemeğe katılmışlar. Bilet kazancıyla da yol ve konaklama giderleri sağlanmış. Duyduğuma göre, Boğaziçi Üniversitesi Konserleri’ne dinleyici desteği hızla artıyormuş.
İkinci sevindirici olay ise Gutman’ın öğrencisi, genç çellist Benyamin Sönmez’le ilgili. Bu yıl İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konseri solisti olan Sönmez, bir Türk lüthiyenin armağan ettiği enstrümanla çalıyordu. Geçen hafta İsviçre’ye uçtu ve kendisine 1723 David Tecchler yapımı çok değerli bir enstrüman seçti. Sadece yıllık sigortası 220 bin Euro tutan çalgı, bir yıllığına kiralandı. Ücretini, isminin açıklanmasını istemeyen Ankaralı bir işadamı ödeyecek. İşadamının krizden en çok etkilenen sektörlerden birinde, önde gelen firmalardan birinin sahibi olduğunu öğrendim.