Güncelleme Tarihi:
Bu aylarda düşmelere bağlı olarak en çok el bileği, kalça, omuz çevresi ve ayak bileği kırıklarıyla karşılaşılıyor. Memorial Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Yalın Dirik, “Kış aylarında artan sakatlanmalar ve alınması gereken önlemler” hakkında bilgi verdi.
Üşümemek için ellerinizi cebizine sokmanız düştüğünüzde sakatlanma riskinizi artırıyor.
Karlı ve sisli havalarda görüş mesafesinin azalması trafik kazalarında artışa neden olur.
Bununla birlikte yayaların karlı, buzlu, kaygan zeminlerde yürümesi güçleşmektedir. Buzlu yolda ellerin cepte olması, büyük adımlar atılması düşmeye daha çok neden olmaktadır. Yürürken düşmeleri azaltmak için bazı önlemler alınabilir.
• Evden çıkmadan önce dışarıdaki hava şartları kontrol edip,uygun kıyafetler tercih edin. Dar kıyafetler hareket kabiliyetinizi azaltır.
• Tabanı kaygan olmayan altı lastik ve tırtıklı ayakkabılar giyin. Özellikle ayak bileği yaralanmalarını önlemek için bileği kavrayan botlar tercih edilmelidir.
• Yürürken küçük ve dengeli adımlar atın.
• Ellerin cepte olmaması ise düşme anında avuç ortalarını yere koyarak, vücudun herhangi bir bölgesinin yere daha sert bir şekilde çarpmasına engel olur.
• Mümkünse diş yokuşları inip çıkmayın.
• Merdiven inip çıkarken trabzanları kullanın.
• Çocuğunuzu ya da ağır eşyalarınızı kucakta taşımayın.
• Poşet ya da çantalarınızı iki elinizle taşımayın.
• Kar gözlüğü kullanın.
Yaşlılar zorunlu olmadıkça karlı havada dışarı çıkmamalı
Düşme sırasında refleks olarak yüzü korumak için el ve ayak bileği öne doğru hareket eder. Bu yüzden, el ve ayak bileği kırıklarıyla sık karşılaşırız. Yere düşüp çarpma sonucu kalça kırıkları, omuz çevresi kırık ve çıkıkları, omurga kırıkları sık görülür. Yaş ortalaması arttıkça basit düşmelerle oluşan kırık sayısı da artmaktadır. Özellikle ileri yaştakilere, kötü hava koşullarında mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalarını öneriyoruz.
Kırığı Olan Hastayı Bilinçsizce Hareket Ettirmeyin
Düşme veya çarpma sonrasında hareketle artan ağrı, şekil bozukluğu, ödem ve kanama nedeniyle şişkinlik ve morarma olması halinde kırıktan şüphelenilmelidir. Kırık oldukça ağrılı bir durumdur ve ne yazık ki bizi tedbirsiz yakalar. Acil durumlarda geçici olarak sargılama ve hastayı hareketsiz hale getirme önem taşır. Hastayı kıpırdatmak ya da pozisyon vermeye çalışmak kırığın durumunu ve yerini tam bilemeyeceğimiz için oldukça risk taşır. Bilinçsiz hareket ettirmek, iç kanamayı artırabileceği gibi hastanın acı çekmesine de neden olur. Kırık şüphesi varsa, kırık kemik uçlarının çevresindeki damar, sinir gibi yumuşak dokulara zarar vermemesi için kırık uçları mümkün olduğunca hareketsiz tutulmalıdır. Kolu ilgilendiren bir yaralanma ise yüzük, saat gibi eşyalar hemen çıkarılmalıdır. El bileği, ayak bileği, omuz çevresi kırığı varsa geçici tespitle acil servise başvurulmalı, şişmeyi önlemek için cilde direkt temas etmeden buz uygulanmalıdır. Kırık tedavisi, kırık kemik uçlarının birleştirilmesi ve birbirlerine kaynamalarını içeren ve daha sonrasında hastanın uzvunu eskiden olduğu gibi sağlıklı kullanabilmesi sürecini kapsamaktadır.
Ortopedik travmalar iyi bir organizasyon, özel eğitim ve deneyime sahip bir ekip, en üst seviyede teknoloji kullanımı, konuyu ilgilendiren diğer branş (genel cerrahi, beyin cerrahi vb.) ekipleriyle yakın işbirliği ve bilgi paylaşımı prensipleriyle çalışmalıdır.
Amaç; kırık nedeniyle bozulan sağlık durumu ile iş ve sosyal yaşam performansının en kısa zamanda tam olarak düzeltilmesidir. Ortopedik yaralanmalarda modern acil yaklaşımda ana prensipler; ilk müdahalenin kusursuz biçimde yapılmasına olanak sağlayacak acil servis donanımı, 24 saat yeterli değerlendirme yapabilecek kalitede nöbetçi ortopedi ekibi, 24 saat standart radyoloji-laboratuvar incelemelerinin yanında 3 boyutlu tomografi- MR olanaklarının bulunması, gerektiğinde diğer branş hekimleri ile konsültasyon olanakları, operasyon gerektiğinde de gerekli altyapının ( ileri düzeyde ameliyathane, yoğun bakım, tıbbi materyal vs.) bulunması sayılabilir.