Güncelleme Tarihi:
"Aman Bre Deryalar", "Vardar Ovası", "Debreli Hasan" türkülerini öyle bir coşkuyla çalıyorlar ki, Güneş Sokak’ın sahurları şenliğe dönüyor. Ramazan davulcusu kapınızın önünde bir iki kez vurup gider. Halbuki Kocaeli Makedon Göçmenleri Derneği’nin sahur performansı yarım saat sürüyor. Güneş sokağın çoğunlukla Makedon göçmeni olan sakinleri, yöre türkülerini çalan sahur orkestrasını beyaz havlularla karşılıyorlar, onlarla beraber söylüyorlar.
Kocaeli Makedon Göçmenleri Derneği dört yıl önce kuruldu. İzmit’te yaşayan 3 bin kadar Makedonya göçmenini bir çatı altında buluşturmak için. Gerçi onlar ne Makedonya’ya olan bağlarını, ne de kültürlerini kaybetmiş. Folklor ekipleri kuruyorlar, Türkiye’nin farklı yerlerine dağılmış Makedon göçmenleriyle buluşuyor, memleketlerine geziler düzenliyor, türkülerini söylemeye devam ediyorlar. Ramazan ayında da Makedonya’dan gelen bir geleneği yaşatıyorlar; kurdukları beş kişilik bir orkestra ile sahura türkülü, oyunlu kalkıyorlar.
Dernek Başkanı Fuat Biçici (53) bu geleneği şöyle açıklıyor, "Osmanlı’dan sonra Makedonya’da kalan en kuvvetli şey din. İnsanlar zamanla Türkçe konuşmayı unutmuşlar ama dinlerini unutmamışlar. Ramazanda tabii orada da oruç tutuyorlar ve geceleri davul-zurna ile kalkıyorlar. Hatta yer yer enstrümanlar da kullanarak, böyle bir coşku yakalamaya çalışıyorlar. Şimdi bizim bu orkestranın çaldığı mahalle de olduğu gibi göçmendir. Çocuklarımız da bu geleneği, bu coşkuyu burada yaşatmak istedi." Beş kişiden oluşan orkestra, ramazan ayı boyunca, cumartesi geceleri çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı mahalleyi türkülerle uyandırıyor.
MAHALLE HALKI BİZİMLE OYNUYOR
Orkestra üyelerinin hepsi Makedon göçmeni ailelerin çocukları. Zaten yörelerinin türkülerini ve çalgılarını çalmayı da çoğunlukla evde büyüklerinden öğrenmişler. Aynı zamanda folklor da yapıyorlar. Mahalle sakinlerinin kendilerine çok ilgi gösterdiğini belirtiyorlar. Klarnet ve akordeon çalan Hakan Hacı, "Başta mahallelide bir şaşkınlık oldu tabii. Ama şimdi onlar da bize katılıyor, gelip çalgılarımıza beyaz havlular asıyorlar, para atıyorlar. Bize eşlik ediyorlar" diyor. Aynı sokakta yaşayan Karadenizli Ocak ailesi de balkonlarından, orkestrayı en az göçmenler kadar zevkle dinlediklerini söylüyor, sonra gülerek ekliyorlar: "Vallahi kemençe çalamadığımıza göre, artık akordeonla idare edeceğiz."
DÜĞÜNLERDE DE BU TÜRKÜLERLE OYNARIZ
Kocaeli Makedon Göçmenleri Derneği Başkanı, makine mühendisi Fuat Biçici, "Gençlerimizin kültürlerine bu kadar ilgili olması haliyle göğsümüzü kabartıyor" diyor. Fuat Biçici’nin ailesi Makedonya’yı o üç yaşındayken terk etmiş. İzmit’te büyüyen Biçici, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okumuş. Geleneklerine bağlılıklarıyla övünen Biçici, "Bizler kına gecelerinde, düğünlerde de bu türkülerle oynarız. Kadın erkek ayrımımız yoktur. Bayramda bir gelin, bu sokakta asla çöp bulamazsınız" diye konuşuyor.
Kocaeli Göçmenler Derneği geçtiğimiz sene, şimdiye kadar görme fırsatı bulamamış kişiler için Makedonya gezisi düzenlemiş. Gezinin masraflarını dernek karşılamış. İki otobüs dolusu kişi, önce köylerine uğramış, akrabalarını görmüş; sonra hep beraber toplanıp Makedonya’nın sayfiye yerlerini gezmişler. Makedonya’ya 50 bin YTL değerinde bir ambulans almışlar. Donanımıyla ülkede bu ambulans benzersizmiş. Dernek üyelerinin çoğu ya folklorcu, ya bir yöresel çalgı çalmayı biliyor. Makedoncayı genç nesil de dahil olmak üzere konuşabiliyorlar.
DAVULDA SERHAT ÇİÇEK (26)
Muhasebeci olarak çalışıyor, üniversitede yaptığı işin eğitimini alıyor. "Vurmalı çalgılar bizde alışkanlıktır, kendiliğinden öğreniyorsun" diyor. Makedoncası olduğu için askerliğini Üsküp’te, Kosova taburuna bağlı birimde yapmış. Hiç unutamayacağı anıları var: "Askeri araçların her yerinde Türk bayrakları bulunur. Ben de şoför olarak görev yapıyordum. Yaşlı bir amca geldi, bayrakları öpüp, ağladı. Bir bayrak verdim. Bu kez de bana sarılıp ağlayınca, karşılıklı ağladık."
KLARNETTE HAKAN HACI (26)
Oto alım satımı yapıyor. Klarnet dışında akordeon da çalabiliyor. Tabii onun da folklorcu geçmişi var. İki çalgıyı da çalabilmesini "kulak yatkınlığı" gibi mütevazı bir nedenle açıklıyor: "Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz şarkılar bunlar. E bir yatkınlık, el becerisi de var tabii. Çevremiz genelde göçmen kökenli olduğu için, onların da bir isteği oluyor bizden çalmamız, oynamamız için."
SAKSOFONDA HAKAN ORAL (20)
Kocaeli Üniversitesi Gölcük Meslek Yüksekokulu otomotiv bölümünde okuyor. Haliyle saksofon çalmayı evde öğrenmemiş. Ama evde duyduğu türkülerden, ezgilerden etkilenip üç sene Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin konservatuvarına gitmiş, saksofon eğitimi almaya. İşin eğitimini alınca, o da birçok festivallere, konserlere katılmış. Bu vesile ile Makedonya’yı da görmüş.
AKORDEONDA SERTAÇ ÇALIŞKAN (24)
Üniversitede bilgisayar destekli tasarım okumuş. Fakat akordeona ilgisi olduğu için, üç yıl belediye konservatuvarında eğitim görmüş. Şu anda da zaten hem bilgisayar üzerine çalışıyor, hem de akordeon çalma işini profesyonelliğe dökmüş. Birçok festivalde, yarışma ve gösterilerde çalmış. Hatta bu festivaller vasıtasıyla iki kez Makedonya’ya da gitmiş.
DARBUKADA SERKAN HACI (23)
Esas mesleği satış danışmanlığı. "Vurmalı çalgıları zaten hepimiz çalabiliyoruz. Evde yastıklara, okulda sıralara vura vura öğrendik çalmasını. Ritim kulağı hepimizde iyi olduğu için davuldur, darbukadır, trampettir; bunları çalıyoruz. Üflemeli ve basmalı çalgılarda biraz daha sıkıntımız oluyor" diyor. Makedonya’ya hiç gitmemiş ama Makedonca konuşabiliyor.