Åžahan'la DoÄŸa'nın tüp bebeÄŸi

Nefretten doğan bir aşk öyküsü

Biri popüler bir mizahçı, diğeri tiyatroya gönül vermiş bir oyuncu; Şahan Gökbakar ve Doğa Rutkay. Önce birbirlerine aşık olan, sonra da "Gen" filminde rol alan sempatik ikili, Elele dergisi için bir araya geldi.

- Tanışma hikayeniz nedir?

Şahan: Yüz yüze olarak temmuz ayının sonunda bir radyonun açılışında tanıştık. Ama ondan önce telefonda tanıştık. Ortak bir arkadaşımızla oturuyordum, birden "Doğa çok eğlenceli kızdır, annesi de seni çok seviyor" dedi. Ben de "Hadi arayalım o zaman" dedim ve aradık. Doğa açtı telefonu ve ben "Merhaba ben Şahan... Nasılsınız, beni hiç izlediniz mi" dedim. O da "Yok, ben öyle komedi programları izlemiyorum" dedi. Biraz bozuldum tabii. Sonra bir açılışta karşı karşıya geldik. Üzerinde bir tişört vardı "blonde bombers" yazıyordu. Ben de o tişörtle dalga geçtim. Doğa da bana kıl oldu.

- Aşkınız nefretten doğmuş yani...

Sonra bu kıllığı ortadan kaldırmak adına beraber vakit geçirmeye başladık. Arkadaş gruplarımızla bir şeyler içmeye gittik. Sohbet edince baktım ki çok önyargılı davranmışım. Tikilerden biri zannetmişim, aptal zannetmiştim. Halbuki vakit geçirmeye başlayınca ne kadar pozitif enerji veren biri olduğunu anladım. Ardından arkadaş gruplarından sıyrılıp ikili buluşmalar yapmaya başladık.

- Ve bir gün...

Bir gün elimi beline attım, o da "Çek elini" demedi işte.

- İlişkiye başlamadan önce sizi en çok korkutan şey ne oldu?

Şahan: Beni en çok korkutan, Doğa’nın akrep burcu olmasıydı. Akrep kadınıyla beraber olabilmek için hayatında yere çok sağlam basıyor olman, kadına devamlı ilgi göstermen gerek. Göstermezsen ya seni ya kendini sokar.

Doğa: Ben ilk görüşte her şeyin başladığına inanırım. Radyo açılışında yanıma gelip "Tişörtün korkunç" dediği anda konuşma tarzına, dediklerimi anlamasına çok sevindim. Hayat benim karşıma çok iyi anlaştığım birini çıkardı ve ben Şahan’ın tersine bunu görür görmez anladım. O yüzden de çok direndim bu ilişkinin başlaması için.

- Aşkınıza bazı çevrelerce şüpheyle bakıldı. Niye bu tarz eleştiriler oldu acaba?

Şahan: Doğa her dönemin popüler erkeğine yamanıyor gibi saçma sapan asılsız şeyler üretildi. Sanki hepimiz salak ünlülerdik de, Doğa da bizi parmağında çevirdi. Aptalca işler bunlar.

Doğa: Bunları yazanlar mutlaka kadınlar. Erkeklere bu anlamda çok saygı duyuyorum, çünkü zekaları bu yönde çalışmaz. Evet erkek arkadaşım ünlü, ama bu özellikle peşinde olduğum bir şey değil ki. İki taraf birbirini seçiyor. Bunu korumak asıl önemli olan.

- Anne-babalarla tanışıldı mı?

Şahan: Evet, tanıştım. Zaten babası Rutkay Bey çok saygı duyduğum biridir.

Doğa: Şahan’ın annesiyle henüz tanışmadım, çünkü Ankara’da yaşıyor.

- Gelelim Doğa’nın ilk kez başrol oynadığı sizin de ilk filminiz olan "Gen"e... Çekimleri nerede gerçekleştirildi, bütçesi ne kadardı?

Şahan: Çekimler yaklaşık 40 gün sürdü. Koşuyolu Kalp Hastanesi vardı boşaltılmış, orada çektik. Bütçesi 1 milyon dolar. 3 Nisan’da gala var, 7 Nisan’da da vizyona girecek.

- Doğa komedi tarzı bir tiyatro oyununda rol alıyor. Siz televizyonda komedi programı yapıyorsunuz. Ve tutup bir korku filmi çeviriyorsunuz. Bu bir risk değil mi?

Şahan: Ben yetenekli bir oyuncunun her şeyi yapması gerektiğini düşünüyorum. Doğa da bu renkliliği kendinde barındıran bir oyuncu, dolayısıyla onun açısından bir handikap olmamıştır. Benim açımdansa, ekranda komedi şov yapan biri olarak korku filminde beni görünce gülümsemeleri nahoş olurdu. O yüzden daha çok özen gösterdim. Daha çok zorlandım.

- Bundan sonra sinemaya devam mı? Bir şovmenin hayatını anlatan bir film çekecektiniz, o ne oldu?

Şahan: Televizyona harcadığım emeğin karşılığını hissedemiyorum. Bu beni düşündürmeye başladı. O yüzden sinema yapmak istiyorum. Belki önümüzdeki sezonlarda sadece sinema ve sahne gösterisi yaparım. İlk etapta üç ayrı proje var; biri bir şovmenin hayatını anlatacağım film. Ayrıca Mustafa Altıoklar, Sinan Çetin ve Ömer Faruk Sorak’tan film teklifleri aldım. Belki onlardan birini deneyebilirim. Beni birden fazla filmde göreceksiniz yani.

İYİ İLİŞKİNİN SIRRI ÇOK KONUŞMAKTIR

- Peki Doğa’ın en çok hangi halini seviyorsunuz?

Şahan: Benim arada negatif günlerim olur. Bir anda beynim ve ruh halim ufak bir şeyden yedi kat yerin altına inebiliyor. O dönemlerde Doğa’nın hayatıma kattığı pozitif enerji beni en çok mutlu eden şey! Yanımda sürekli o modumu unutturtmaya çalışan bir insan olması ve bunu sıkılmadan, yılmadan yapabilmesi çok güzel. En çok o halini seviyorum.

Doğa: Buna dikkat etmek lazım arkadaşlıklarda. Bence kara gün dostundan ziyade iyi gün dostu daha önemlidir. Vah vah diyecek insan bulunur ama seninle aynı mutluluğu paylaşabilecek, nazar etmeyecek birini bulmak zor. Şahan’ın her mutluluğu benim başıma gelmiş gibi olur. Ben onu ne kadar yükseltebilirsem o kadar seviniyorum. Aptal aptal espriler, taklitler yaparım, beğenmez ama sinirden güler.

Şahan: Bizim bu kadar iyi anlaşmamızın altın kuralı çok konuşmamız! Her şeyi konuşuruz biz. Diğer çiftlere de tavsiyem; birbirinizden bir şey saklamayın ve konuşun!

DOĞA DÜŞERSE İLİŞKİ BİTER

- Sizin "düşen kadınlar"a karşı bir takıntınız varmış deÄŸil mi?Â

Şahan: Kadının bir büyüsü var benim gözümde ve ayağının takılıp düştüğü an, bu büyünün bozulma anı oluyor. Kadın düştü mü yerden kalkmak bilmez, gülüp durur ama erkek hemen toparlanır, çaktırmamaya çalışır.

Doğa: Çok dikkatli yürüyorum o yüzden!

Åžahan: Bir gün biterse, bilin ki DoÄŸa düşmüştür!   Â