Güncelleme Tarihi:
* Ferzan Özpetek’le yollarınız nasıl kesişti?
- İtalya’da maalesef pek yönetmen yetişmiyor. Ben Ferzan’ın bütün filmlerini izlemiş ve çok beğenmiştim. Özellikle de “Karşı Pencere” ve “Serseri Mayınlar”ı. “Şahane Misafir” için benimle görüşmek istediğinde dünyalar benim oldu.
* Peki Ferzan Özpetek nasıl bir yönetmen?
- Ferzan hiçbir şeyi oldu bittiye getirmez. Haftalarca ben ve diğer oyuncular Ferzan’ın evinde senaryoyu konuştuk, tartıştık, hatta geliştirdik. Herkes kendi fikrini söyledi. Bu bakımdan Ferzan yeniliklere ve yapıcılığa açık bir yönetmen. Tabii dakikliği ve titizliğini de unutmamak gerek.
* O sizin için “Aşık olduğum adam” diyor...
- Bana “Bugüne kadar çalıştığım en iyi oyuncusun” dedi, bu çok onur verici. O, tüm oyuncularının üzerine titriyor. Her türlü görüşe açık. Sette hep liberal demokrasi hakim. Bunun için herkes canla başla oynuyor, hep daha fazlasını vermeye çalışıyor.
SAF, NARİN, DUYGUSAL PASTACI
* Filmde canlandırdığınız Pietro nasıl biri?
- Pietro; saf, narin, önyargısız, duygusal, açık sözlü ve oyuncu olmayı düşleyen Sicilyalı bir pastacı. Roma’da amacına ulaşmaya çalışıyor ve kendi evinde oturmak istiyor.
* Pietro’nun eşcinsel olması, sizi rahatsız etti mi?
- Hayır. Biseksüel de olabilirdi, transseksüel de, playboy da. Önemli olan o evden çıkacak mesajdı.
* Aslında “şahane misafir” sizsiniz, değil mi?
- Evet, ben o evde yaşayan hayaletlerin misafiri oluyorum. Onlarla inanılmaz bir bağ kuruyorum. Ve onları 1943’ten bu yana yaşadıkları evden çıkarıp tramvaya bindiriyorum. O da zaten filmin kilit sahnesi.
CEM YILMAZ’LA SET ŞENLENDİ
* Gelelim Cem Yılmaz’a... Türkiye’nin en ünlü komedyeniyle çalışmak nasıldı?
- Ferzan bana hayaletlerden birinin Türk olduğunu, Yusuf Antep rolünü Türkiye’nin en büyük komedyeninin oynayacağını söylemişti. Cem’le tanıştık ve film seti birden bire şenlendi. Onun İtalyanca konuşması harikaydı. Hele bir “Garibaldi” deyişi vardı ki, tek kelimeyle harikaydı. Maalesef balayında olduğu için
Roma’daki galaya gelemedi. Şimdi İstanbul’da kadromuz tamamlanacak ve özlediğimiz şamatalarını tekrar yaşayacağız.
* Basın toplantısında Sezen Aksu’dan da söz ettiniz...
- Ferzan, jenerik müziği için bu Türk şarkıcısını seçmiş. Sezen Aksu’nun şarkılarının ritmi ve ortamı o hayalet eve çok yakıştı.
Ferzan’ın belalısı
Margherita Buy da Serra Yılmaz gibi Ferzan Özpetek’in vazgeçemediği oyunculardan. “Şahane Misafir”den önce ünlü yönetmenin “Cahil Periler” ve “Bir Ömür Yetmez” filmlerinde de rol alan deneyimli oyuncu, “Özpetek’in belalısı” olduğunu söylüyor: “Kedi köpek gibiyiz, sık sık kavga edip barışıyoruz.”
* “Şahane Misafir”; “Cahil Periler” ve “Bir Ömür Yetmez”den sonra Ferzan Özpetek’le üçüncü filminiz...
- Ne güzel değil mi? Ferzan zırt pırt film çekenlerden değil. Onun için kadrosuna girmek çok önemli. Bana bu filmden söz ettiğinde heyecanlandım. Bir hayaleti canlandıracaktım. Tabii Ferzan onları hayalet olarak görmüyor, “Evde uzun zamandan beri yaşayan varlıklar” diyor.
* Sette sürekli kavga etmişsiniz...
- Biz onunla kedi köpek gibiyiz. Sık sık kavga edip barışıyoruz. Sanırım aşırı sevgiden bu hallere düşüyoruz. Sette en büyük kavgayı benim sarı peruğum için yaptık. O peruğun başıma takılması için saatlerce uğraşılıyordu ama çekimler sırasında spotlardan gelen ısıyla inanılmaz sıkıntı yaratıyor, terletiyordu. Ben çekim aralarında hep perukla oynayıp bozuyordum, Ferzan da buna çok kızıyordu. Ama sonra barışıyorduk tabii.
CEM HEPİMİZİ TAKLİ EDİYORDU
* Peki ya Cem Yılmaz? O nasıldı?
- Cem Yılmaz, sete şenlik getirdi. Hepimizin taklidini yapıyordu. İnanın, çekimler sona erdiğinde bizden çok daha iyi İtalyanca konuşuyordu. Yusuf Antep tiplemesi harikaydı. Finalde yaptığı dansa bakar mısınız!
* Sinemada bir idolünüz var mıydı?
- Olmaz olur mu hiç; Robert Redford... Genç kızken hayaleti odamda dolaşırdı. Tıpkı “Şahane Misafir”deki gibi. Onu Barbra Streisand’dan kıskanırdım!
* Tek bir hayaliniz varmış; çiftçilik. Doğru mu bu?
- Evet, kızım Catarina ile birlikte doğada yaşamak istiyorum. Sebzeler ekmek, dalından meyveler kopartmak, kendi zeytinyağımı kendim üretmek hayalim. Bir gün mutlaka olacak.