Şah ve mat

EMRET KOMUTANIM: ŞAH MAT

Televizyon ekranlarında iyi reyting alan, popüler olan, halkın ilgi alaka ve sevgisini toplayan dizilerin yolu öyle ya da böyle, kısa ya da uzun vadede sinemadan geçiyor.

Dünyada pek çok örneği olan bu durumun bizdeki en son örneği Kurtlar Vadisi Irak’tı. Kurtlar Vadisi adlı dizinin son bölümünün yayınlanmasının ardından sinema filmi gelmişti.

Emret Komutanım’da ise durum farklı. Ortada halen devam etmekte olan bir dizi var. İyi reyting alıyor, seveni çok.
Diziyi baştan sona hiç izlemedim ama bilenler tutmasında ana karakterlerin sevimliliği ve komedi unsurları yerinde olan senaryonun rolünün büyük olduğu söylüyorlar. Bu başarıda konunun her Türk erkeğinin kendinden bir parça bulduğu askerlik ortamında geçmesinin rolü de büyüktür herhalde.

İçinde komediye uygun karakterler barındıran böyle bir diziden sinema filmi yapma fikri ilk bakışta hiç de fena durmuyor doğrusu.

Elde zaten tutmuş hazır malzeme var. Bütün iş bunu durum komedileri ve ince espriler içeren akıcı bir senaryoyla adrese, yani hazır bekleyen izleyiciye postalamak.

Peki Emret Komutanım Şah Mat bunu ne kadar başarabilmiş?Sonuç pek de parlak değil ne yazık ki.

BİR GÜNLÜK ASKERLİK OLMAMIŞ

Bir kere film dizi izleyicisinin yakından tanıdığına şüphemiz olmayan karakterleri herkes tanımak zorundaymış gibi bir tavır içinde. Televizyonlarda dönen tanıtımlardan ya da arada zap yaparken gözümüze takıldığı için aşina olduğumuz askerler eski arkadaşlarımızmış gibi önümüze konuluyor ve onlar üzerinden yapılmaya çalışılan esprilerle eğlenmemiz bekleniyor.

Çoğu akli dengesi yerinde olmayan 7 erkeğe son çıkan bir yasayla bir günlük askerlik yaptırmak ve bunları diziden tanınan ahbap çavuşlara teslim etmek fikrinden doğan durum komedilerine çocukların bile gülmekte zorlanacağını söylemeliyim.

HAYAL KIRIKLIĞI

Çekimler açısından televizyon dizisini andıran filmin en iyi sahnelerinden biri eski ajan Karpov’la Levent üsteğmen arasındaki husumetin nedeninin ortaya çıktığı anda geliyor. Bu helikopter sahnesini çekim açısından ayrı bir yere koymak lazım.

Oyuncuların her biri kendi paylarına düşeni yapmışlar. Ama benim en fazla beğendiğim Kerim karakterini canlandıran Orçun Kaptan ve uzaylıların kafasına zemberek taktığına inanan eski imam rolündeki Cengiz Küçükayvaz oldu.
Tüm oyuncuların çabalarını iki seksen yatıran sorunların başında senaryo geliyor ne yazık ki.
Emret Komutaım: Şah Mat’ın bir sinema şaheseri olmasını beklemiyorduk. Ama sonucun bu kadar kötü olması da sürpriz oldu doğrusu.

Diziyi izlememiş olmamdan kaynaklanan bir uzakta kalma, adapte olamama durumudur belki, ama Emret Komutanım: Şah Mat’tan hiç keyif almadım, tek bir sahnede bile gülmedim.

Genç izleyiciler ve dizinin hayranlarının fikri farklı olur mu, bilemiyorum ama kendi adıma, Emret Komutanım: Şah Mat, 2007’nin ilk hayal kırıklıklarından biri diyebilirim.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Yandım Ali tarih sayfalarını aralıyor

Suat Yalaz'ın 1970'lerde yarattığı Yandım Ali karakteri şimdi de beyazperdede. İşgal yıllarında İstanbul’da geçen film, Mustafa Kemal’in önderliğinde başlayan direnişi güçlü, yakışıklı, çapkın, esprili ve vatansever Yandım Ali üzerinden anlatıyor. Kenan İmirzalıoğlu, Yandım Ali karakterinin tüm özelliklerini beyazperdeye mükemmel bir şekilde yansıtmış. Alkışı hak ediyor.

Böyle başarılı tarihi filmlere hasret kaldığımız bir dönemde gelen Son Osmanlı: Yandım Ali, kurtuluş mücadelesini güçlü ve sevimli bir kahramanın hikayesi üzerinden anlatırken, aksiyon, erotizm, komedi, romantizm ve dramı güzelce harmanlıyor ve baştan sona keyifle izleniyor.

Son olarak, filmin milliyetçilik duygularımızı kabarttığını da söylemeden geçmeyeyim.

A GUIDE TO RECOGNIZING YOUR SAINTS

Hayatımızdaki azizler

Hayatındaki Azizleri Keşfetme Kılavuzu, ana kahramanın “Ben bu filmdeki herkesi terk ettim” sözleriyle başlıyor.
İnsanın hayatındaki azizlerin kimler olduğunu anlayabilmesi zaman alıyor ne de olsa. Onların varlıklarını hissetmek, kim olduğunu bulabilmek için bir süre ayrı kalmak da gerekebiliyor.

Yaşananlara isyan, terk ediş ve yeniden bulma hikayesi var karşımızda. Dito Montiel’in yönetmenliğini üstlendiği Hayatındaki Azizleri Keşfetme Kılavuzu, esin kaynağını Montiel’in 80’li yıllar ortasında Queens’te geçen gençliğinden almış. Montiel’in aynı adlı otobiyografik anılar kitabından uyarlanan film, 2006 Sundance Film Festivali’nde En İyi Takım Çalışması Performansı dalında En İyi Drama Filmi Yönetmeni Ödülüyle Özel Jüri Ödülü’nü kazanmıştı.
Not: Salondan erken çıkmayıp, jeneriklerin akmasını beklerseniz, en sonda yönetmen Ditto Montiel’in gerçek hayattaki babasının konuşmasını da kaçırmamış olursunuz.