Sağlıklı ailenin temeli sevgidir

Güncelleme Tarihi:

Sağlıklı ailenin temeli sevgidir
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2000 00:00

Haberin Devamı

''Aile içi İletişim Kopuklukları'' konulu bir dizi söyleşi gerçekleştiren Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu şiddet yerine sevgi kültürü öneriyor.

Aile içi iletişim sohbetlerinde neleri dile getiriyorsunuz?

Karı-kocanın sağlıklı ilişkiler çerçevesinde nasıl beraber olabileceği, neler yapmaları gerekir, anne - baba ve çocuk ilişkilerinde çocuğun sevgi ve iletişim potansiyelinin gelişimi ne olabilir gibi konular üzerinde duruyorum. Toplumumuzda, ailelerde iletişim bilinci çok düşük. Oysa aile bireye en çok değer verilen yer olmalı.

Aynı evde yaşayıp da iletişim kurulamadığını mı düşünüyorsunuz?

Evde birbirleriyle konuşmuyorlar, birbirlerine bakmıyorlar, böylece iletişim kurmadıklarını zannediyorlar. Sanıyorlar ki iletişim yok. Halbuki var. Olumsuz mesajlar gidip geliyor ve bilinçaltı bunu kaydediyor.

Çoğu insan evliliği yanlış anlıyor yani...

Türkiye'de eşler birbirinin kişilik özelliğine bakmadan evleniyor. Bireyler değil, kadın ve erkek var. Karısı ölen ’’Bir tane daha alırım’’ diyor mesela. Oysa evrende bir insanı seçiyoruz, evleniyoruz. Eşimizin iç dünyasının farkında mıyız, özlemleri, rüyalarıyla ilgileniyor muyuz? Bizde sosyal kalıplarla iletişim kuruluyor, iç dünyadan mesajlar verilmiyor iletişimde.

Susmayın, konuşun

İletişimin önemi ne peki?

İletişim anı, varoluş anıdır. Birbirimizi var ya da yok ettiğimiz andır. Kişiler umursanırlar ya da umursanmazlar. Yargılanırlar veya kabul edilirler. Sevilirler ya da itilirler. Güçlü ya da güçsüz görülürler. İki insan birbirine merhaba dediği andan itibaren iletişim içindedir. ''Şu anda bu insanı yaralıyor muyum, yoksa besliyor muyum'' diye düşünmek gerekir.

Sağlıklı aileyi nasıl tanımlıyorsunuz?

En büyük stres insanın hissettiğini söyleyememesidir. Söyleyemediğiniz şey ne kadar büyükse o kadar stresli olursunuz. Çocuklarda bu stres olmadığı için cıvıl cıvıldırlar. Sağlıklı ailenin bireyleri birbirine güvenir ve sevincini, öfkesini söyler. İç dünya ile paylaşılan dünya arasındaki fark çok küçüktür. Sağlıksız ailede ise tam tersi. İnsanlar maskelerle konuşur, birbirine güvenmez. Sigara, içki kullanımı artar, ani patlamalar, rüyalar oluşur. Mış gibi yaşamak başlar. Duyguları bastırılınca sağlıksızlık başlar.

Türk ailesinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

30 yıl sonra Türkiye, uygar, cıvıl cıvıl, mutlu, girişimci, özgüvenli, cesur insanların ülkesi olabilir. Politikacısına, işadamına güvenen, ahlakın yaşadığı, rüşvetin tarihe tarışmış olduğu, güleryüzlü insanların yaşadığı bir ülke. Ya da tam tersi. Peki kim belirleyecek? Bugünün anne ve babaları.

Ölü evlilikler kurtulabilir

Boşanma oranı yüzde 65'lere varmış durumda ama...

İnsanlar birbirlerine acı çektirmek için evlenmez. Eğer iki insan ilişkilerini canlandırma hevesi içindeyse, bu mümkün. Biz ilişkileri farkına varmadan öldürüyoruz. İletişim anında, yüz ifadesiyle, tonuyla küçük zehirler damlatıyoruz, şevkimiz ölüyor. Şu anda belki Türkiye'deki evliliklerin yüzde 90'ı ölü. Ben buna psikolojik boşanma diyorum. Çeşitli nedenlerden yasal aşamaya gelmemişler. Önemli olan bunların canlandırılması, cıvıltıyı bulabilmesi, iki insanın tek başına olduğundan daha fazla mutlu, yaratıcı olabilmesi.

''Evlilik bilinci'' denilen bir gerçek var o halde?

Evlenmeden önceki devre çok önemli. Bireyler kendilerine şunu sormalı: Evleniyorum, beni neler bekliyor, neyin içine giriyorum? Bunun farkına varmalı. Çoğu zaman bunlar hiç sorgulanmadan, sürekli aşk beklentisiyle başlanıyor. 8-9 ay sonra iş değişiyor. Bazı ilişkiler var ki; hiç sağlık, ekonomik sorunu olmazsa devam ediyor. Evliliklerde mutlaka depremler olur. Sağlık, ekonomik sorunlar olur, çocuk doğar. Çocuk bayağı güçlü bir deprem. Yardım, fedakarlık, bilinç, sorumluluk olmayınca sorunlar aşılamıyor evlilik dağılıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!