Güncelleme Tarihi:
Otizm ve otizm spektrum bozukluğu terimi, beyin gelişimindeki bir grup karmaşık bozukluğu tanımlamak amacıyla kullanılıyor. Otizm rahatsızlığı bulunan kişilerde bozukluk, "sosyal etkileşimler ve anlayışta noksanlıklar", "tekrarlanan davranışlar, aşırı kısıtlanmış ilgiler" ve "lisan ve iletişim gelişiminde bozukluklar" olmak üzere üç alanda kendini gösteriyor.
ABD'deki Stanford Üniversitesi Tıp Okulu'ndan bilim adamlarının, 20 otistik çocuk ile 19 normal gelişim gösteren çocuğun, işlevsel manyetik rezonans
görüntüleme taramalarının kıyaslanması yoluyla yaptığı bilimsel çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences adlı bilimsel dergide yayımlandı.
İNSAN SESİNE DUYARSIZLIK İLK BELİRTİ
Araştırmayı kaleme alan yazı heyetinin başı Profesör Daniel Abrams, insan sesinin, anlamları iletmesinin yanı sıra çocuklara önemli duygusal bilgileri sağlaması açısından da önem taşıdığını vurguladı. İnsan seslerine duyarsızlığın otizmin ilk belirleyici işareti olduğunu belirten Abrams, "Bu duyarsızlığın beynin ödüllendirme ile ilgili devre sisteminden kaynaklanabileceğini ilk biz gösterdik" dedi.
Yapılan araştırma, normal zeka katsayısına sahip, okuma yazma bilen, buna karşılık, konuşmalarda duraklama ve sürdürme zamanlarını belirleyemeyen ve seslerdeki duygusal işaretleri algılayamayan, yüksek işlevli otizm hastası çocuklar üzerinde yapıldı.
FARKLILIK NEREDE
Bilimsel çalışma, bu çocukların beynin sol tarafındaki ses seçici korteks adlı bölgeyle, "nükleus akumbens" ve "ön tavan bölgesi" adlı yapılar arasındaki bağlantıların zayıf olduğunu gösterdi.
Nükleus akumbens ve ön tavan bölgesi beyindeki ödüllendirmeye, dopamin adı verilen bir kimyasal madde salgılayarak cevap veren yapıları oluşturuyor.
Bilimsel çalışma ayrıca, beynin sağ tarafındaki, seslerdeki tonlama veya yükselme gibi farklılıklara dayalı işaretleri saptamakta uzmanlaşmış olan ses seçici korteks adı verilen bölgenin, duygusal işaretleri yönlendiren, amigdal adlı yapı ile bağlantısının zayıf olduğunu gösterdi. Araştırma söz konusu bağlantıların daha zayıf olduğu çocuklarda daha büyük iletişim noksanlığı bulunduğunu ortaya koydu.
Araştırmanın sonuçlarını kullanan bilim adamları, beynin söz konusu bölümlerindeki bağlantı bozukluklarının derecesine bakarak, standart otizm tanı testinin sözlü bölümüne katılan otistik çocukların elde ettikleri skorları doğru tahmin etmeyi başardı.