Güncelleme Tarihi:
Zatürre hastalığı özellikle çocuklarda ve 65 yaş üstünde tehlikeli olabilen bir hastalıktır. Tıbbi ismiyle pnömoni denilen zatürre akciğerin bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplarla oluşan bir iltihaptır. Yaşlılar ve çocukların yanı sıra böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi kronik bir hastalığa sahip olanlarda sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında daha sık görülür. Türk TORAKS Derneği 1'inci Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu zatürre hastalığının belirtileri, nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
ZATÜRRE BELİRTİLERİ NELERDİR?
Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir.
Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir.
Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavi yeniden düzenlenebilir.
Hastanın yaşı, hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlara göre ayaktan mı, yoksa hastaneye yatarak mı tedavi edileceğine karar verilir.
Tedavi süresi hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben 5-7 gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir.
Zatürre ile ilgili en sık sorulan sorulardan bir tanesi bulaşıcı olup olmadığıdır. Zatürre büyük oranda bulaşıcı değildir. Sadece bir mikrobun oluşturduğu zatürre bulaşıcı olabilir.
Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza aşıları ile toplumda gelişen pnömoninin sıklığı ve ölüm oranı azaltılabilir. Aktif veya pasif sigara içmek TKP’de bağımsız bir risk faktörüdür ve TGP tanısı alan olgulara sigarayı bırakma konusunda tıbbi destek verilmelidir.
En sık zatürreye neden olan mikrop pnömokoklardır. Pnömokoklara karşı yapılan pnömokok aşısı (zatürre aşısı) aşağıdaki durumlarda önerilir.
PNÖMOKOK YANİ ZATÜRRE AŞISINI KİMLER YAPTIRMALIDIR
Grip (influenza) de zatürreye zemin hazırlaması açısından tehlikeli olabilir. Her yıl en fazla gribe neden olan mikropların belirlenmesi ile her yıl yeni aşı hazırlanır ve grip aşısının her yıl tekrarlanması gereklidir. Aşı, eylül, ekim, kasım aylarında yapılabilir.
- 65 yaş ve üzeri
- Kronik hastalık (FEV1 yüzde 40 olan KOAH’lılar ile bronşektazi, pnömonektomi (bir akciğerin cerrahi olarak yerinden tamamen çıkarılması), kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı olanlar)
- Kronik alkolizm
- Dalak disfonksiyonu veya dalağı alınmış olanlar
- Bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi kullanımı
- Beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar
- Pnömokok hastalığı veya komplikasyon riskinin artmış olduğu şartlarda yaşayanlar
Aşı, koldan kas içine yapılır. Oldukça güvenilirdir, ciddi yan etkilere pek rastlanmaz. Yaşam boyu bir veya iki kez yapılması çoğu kez yeterli olur.