Güncelleme Tarihi:
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Necioğlu Örken, “Prosopagnozi beyin hastalığı sonucunda ortaya çıkan, bir şeyi ya da birilerini tanıma konusundaki bozukluk olarak ifade edilir” dedi ve hastalığın işaretlerine dair önemli bilgiler paylaştı:
-- Yüz körlüğü genellikle yüzü çok iyi bilinen bir kişinin görsel olarak tanınmaması ve tümüyle yabancı gelmesiyle başlar. Hastalar kişileri hatta çok yakın aile fertlerini bile yüzlerine bakarak tanıyamaz. Ancak başka özelliklerinden örneğin vücut yapısı, hal ve tavır ya da seslerinden hemen tanırlar. Bazı uç örneklerde hastalar kendilerini aynada hatta fotoğraflarına bakarken bile tanıyamaz.
-- Yine de insan yüzünün bir insan yüzü olduğunu bilirler ve kolaylıkla gözler, kulaklar, burun ya da ağzı işaretle gösterebilirler. Yani bir çeşit bellek bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca prosopagnozideki bozukluk yalnızca insan yüzleriyle sınırlı değil. Literatürde ineklerini tek tek birbirinden ayırt edemeyen bir çiftçi ve farklı kuş türlerini artık tanıyamayan bir kuş gözlemcisi bulunuyor.
-- Fakat prosopagnoziklerden bazıları çevredeki herhangi bir nesneyi tanıyabilir. Örneğin kalemi, elbiseyi, arabayı tanıyabilir ama kendilerinin o nesneyle geçmişteki ilişkilerini bilemez. Yani o nesnenin kendilerine ait olup olmadığına karar veremezler ya da belirli bir arabanın markasını söyleyemezler.
İKİ TİP YÜZ KÖRLÜĞÜ BULUNUYOR
Nöroloji Uzmanı Doktor Güven Arslan ise prosopagnozinin edinilmiş (sonradan olan) ve gelişimsel (doğuştan-büyüme gelişme esnasında) olmak üzere iki alt tipi bulunduğunu ifade etti ve şöyle devam etti:
-- Edinilmiş tipteki hastalar yetişkin kişilerdir ve çoğunlukla beynin yüz tanımayla ilgili bölgelerinde travma, enfeksiyon, tümör ve damar hastalığı gibi sebeplerle hasarlanma bulunur. Edinilmiş prosopagnozi, aperseptif (kavrama agnozisi) veya asosiyatif (çağrışımsal agnozi) agnozi şeklinde olabilir.
-- Bu ikisi de oldukça önemli. Aperseptif prosopagnozi hastalarındaki temel problem yüz tanımanın ilk aşamalarını oluşturan yüz bileşenlerinin ayırt edilmesi, farklı yüzlerdeki benzer ve farklı durumların tespit aşamalarının bozulmuş olması. Asosiyatif propagnozideki sorun ise ilk aşamalarda elde edilen verilerin hafızada kayıtlı verilerle eşleştirilmesini sağlayan sinirsel bağlantı yollarındaki fonksiyon kaybı. Bu nedenle hastalar gördükleri yüzlerden baktıkları kişinin yaşı ve cinsiyeti gibi bilgileri tahmin edebilirler ancak isimleri, meslekleri gibi aslında kendi hafızalarında bulunan bilgileriyle eşleştirme yapamazlar.
-- Gelişimsel prosopagnozi ise doğuştan gelen bir bozukluk olup çocukluk çağından itibaren fark edilebilir. Birden fazla aile üyesinin etkilendiği durumlarda ise herediter (genetik geçişli) prosopagnoziden şüphelenilir. Bu ailelerde hastalığın görülme sıklığı da artar.
‘YÜZDE 2-2,5 GİBİ ÇOK YÜKSEK ORANDA GÖRÜLÜYOR’
Ayrıca Dr. Güven Arslan, son yıllarda yapılan çalışmalarda prosopagnozinin yüzde 2-2,5 gibi çok yüksek oranlarda tespit edildiğinin altını çizdi ve ekledi:
-- Bu hastalık farkındalığın az olduğu bir konu olduğundan çoğu zaman gözden kaçıyor. Özellikle diğer tanılar altında kayboluyor. Örneğin çocuklarda otizm spektrum bozukluklar gibi diğer gelişimsel hastalıklarla birlikte görüldüğü iyi biliniyor.
-- Yetişkinlerde ise alzheimer hastalığında yüz tanıma bozukluğunun benzer bir mekanizmayla gerçekleştiği düşünülüyor. Giderek dijitalleşen bir dünyada yüz yüze sohbetlerin artık sanal ortamlarda gerçek dışı figürlerle yapılmaya başlandığı günümüzde, prosopagnozi tanı oranlarının daha artacağını düşünüyorum.
TEDAVİSİ BULUNMUYOR
Prof. Dr. Dilek Necioğlu Örken, prosopagnozinin bir tedavisinin olmadığını söyledi ve ekledi:
“Prosopagnostikler genellikle parça parça veya özelliklere göre tanıma stratejilerini kullanmayı öğrenirler. Bu giyim, yürüyüş, saç rengi, vücut şekli, hal ve tavır ve ses gibi ikincil ipuçlarını içerir. Ancak bu stratejiler her zaman işe yaramaz ve prosopagnozisi olan bir kişi, beklenmedik bir ortamda tanıdığı biriyle karşılaştığında ya da dış görünüşte değişiklikler olduğunda yine tanıma güçlüğü yaşayabilir.”