Güncelleme Tarihi:
◊ Eski ilaç reçetelerinin yemek tarifi haline getirilebileceğini söylüyorsunuz. Nasıl olacak bu tam olarak?
- Hipokrates; “Yiyecekler ilacınız, ilacınız yiyecekleriniz olsun” der. Tarihte bunun çok örneği var. Mesela ‘lohuk’, Osmanlı öncesinde bir çeşit şifa verici macun olarak yenirmiş. Osmanlı döneminde şerbet olarak kullanılmış, daha sonra ‘çevirme’ adıyla bir şekerlemeye dönmüş.
◊ Macundan şerbete, şerbetten şekerlemeye...
- Evet, bir Alman, 1800’lerde kitabında bahsetmiş bundan. Oradan ‘fondant’ (eriyen) adıyla Fransa’ya gitmiş. Daha sonra da İngiltere Kraliçesi bu tarifi çok beğenmiş, bazı maddeler ekletmiş, bugün ‘roll fondant’ olarak bildiğimiz şeker hamuru ortaya çıkmış. Besinleri vücudunuza yararlı veya zararlı hale getirmek sizin elinizde.
◊ Ne gibi yemekleri şifa niyetine yiyebiliriz?
- İbn-i Sina, ‘El Edviyet-ül Kalbiye’ kitabında, kalp hastalıkları için gelinciği önerir. Çiçek açmadan önce toplanıp ıspanak yemeği gibi pişirilirmiş. Şerbeti kaynatılır ya da kurutularak baharat gibi kullanılırmış. Bir diğer önemli özelliği de ağır metalleri bağlayan bir yapıya sahip olması. Ağır metale maruz kaldığınız bir işiniz varsa, doktorunuza danışarak beslenme programınıza bu bitkiyi alabilirsiniz.
◊ Başka?
- Balkan Savaşları sırasında askerlere kuvvet vermesi amacıyla ısırganotu çorbası verilirdi... Gül, yeniden yemeklerde kullanılmaya başladı... Çörekotu yağı salatalara ekleniyor, kenevir yağı yemeklerde kullanılıyor... Bunlar hep şifa demek.
Stres hormonu azalır
◊ Siz bir de “Yedikleriniz davranışınız olur” diyorsunuz... Neye dayanıyor bu teziniz?
- Aldığım eğitimlerin ve çalışmalarımın sonucu söyleyebilirim ki sağlıkla ilgili rahatsızlıklarımızın, çalışma verimliliğimizin düşük olmasının, yorgunluğumuzun, toleransımızın az olmasının nedeni yedikleriniz olabilir. Ben tüm rahatsızlıkların enflamasyondan kaynaklandığına inanıyorum. Yediklerimiz bağırsaklarımızdan doğru bir şekilde emilirse, kanımızdaki stres hormonu azalır. Doğru mineraller ve vitaminler kan dolaşımında olduğunda, hormonlarımız düzgün çalışır, beynimizin ‘prefrontal’ dediğimiz bölümü bundan olumlu şekilde etkilenir.
◊ Sonuç?
- Bu da davranışlarımıza yansır. Eşiniz, kayınvalideniz, patronunuz, ortağınız gözünüze çok tatlı gözükür, pamuk gibi bir insan olursunuz. İç organlarımızı dinlendirdiğimiz, çok yemediğimiz, doğru enerjili besinler tükettiğimiz zaman tüm olumsuzlukların üzerinizdeki etkisi azalıyor. Ben eğitimlerimde hangi gıda maddesinin içinde ne olduğunu mutlaka paylaşıyorum.
Deniz Orhun, Thermopolium Gastronomi Uygulama Merkezi’ni (TGA) anlatıyor...
Burası ismini Roma İmparatorluğu’nda ‘sıcak yiyeceklerin satıldığı alan’ anlamına gelen ‘thermopolium’ teriminden almış. Thermopolium’lar bugünün restoranlarının öncüsü konumunda. Aslında Başkent Üniversitesi’nin 14 yıl önce kurulmuş bir mutfağı var. TÜMAR (Türk Mutfak Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi) 2003’te, üniversitenin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından faaliyete geçirilmiş. Daha sonra, çalışmalar arttığı için TGA kuruldu. İki merkez ortak projeler yürütecekler. TGA; ileri teknoloji ürünü araç gereçlerle donatılmış, içinde üç uygulama mutfağı, iki gastronomi laboratuvarı, bir restoranı, bir barı ve çeşitli soğuk hava depoları bulunduran, yaklaşık 1000 metrekarelik alana sahip bir gastronomi merkezi. Sloganımız; ‘Yemek pişirmek bir sanattır, sanat için buradayız’. Gastronomiyi bir hobi ya da sanat olarak gören herkese açığız. Aşçılık, pastacılık, ekmekçilik, yiyecek ve içecek işletmeciliği, servis elemanlığı, barmenlik gibi alanlara ilginiz varsa, TGA sizin için doğru adres.
Kendall College hakkında daha fazla bilgi için: https://www.kendall.edu/