Güncelleme Tarihi:
◊ “Oturduğunuz Yerde Zayıflamak İster Misiniz?” adlı kitabınızın adı çok dikkat çekici. Kitabı yazma süreciniz nasıl oldu?
- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenim görürken tez konum yeme bozuklukları ve depresyon arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Bu konu üzerine çalışmalarımı sürdürürken aynı zamanda özel bir televizyon kanalında bir program hazırlayıp sunuyordum.Biri telefonla bağlanıp, “Biz bütün gün evde otururken strese giriyor, sürekli oturduğumuz yerde yemek yiyiyoruz. Diyet ve egzersiz yapmak için motivasyona, bunun için de mutlu olmaya ihtiyacımız var. Yok mu şöyle kesemize ve yaşadığımız hayata uygun öneriler” diye sordu.Bu da kitabı yazma sebebim oldu. Türkiye’yi il il gezerek yeme bozuklukları ve stres üzerine araştırmalar yaptım. Benim hayatımı o telefon bağlantısı değiştirdi. Neden yazmış olduğum bu kitap da birçok kişinin hayatını değiştirmesin?
◊ Kitabınız okuyuculara neler vaat ediyor?
- Zayıflama konusunda garanti belgeli bir kitap. Mutluluğu tatlıda değil de içinde arayanlara sesleniyor. Kitap 5 bölümden oluşuyor.Okuyucu kitabı, “motivasyon” bölümünde psikolojik danışmanı, “beslenme”de yeme bozuklukları terapisti, “egzersiz”de egzersiz partneri yani iç sesi olarak kabul ederse kendini yalnız hissetmeyecek.Okuyucu, stres duygusuna kapılmadan zayıflama idealine kavuşuyor. Bu kitap “şunu yeme, şunu içme” gibi öneriler vermek yerine, içsel rehberlik de ediyor.
Düşünce şeklimiz değişmeden
vücudumuz değişmez
◊ Bir insan oturduğu yerden nasıl zayıflar?
- Vücudu güzelleştiren zihindir. Zor olan vücudumuzu şekillendirmek değil, zor olan zihnimize şekil vermektir. Günlük hayatımızın akışı içinde nereye gidersek gidelim, hep oturuyoruz. Yani anlayacağınız oturma hayatımızın merkezinde.Kilo vermek istiyor fakat umudumuzu kaybetmişsek, duygusal açlığımızdan dolayı strese girerek yedikçe yiyoruz. Bu kitapta vurgulamak istediğim “vücudu güzelleştiren zihindir” mottosunu aşılamak. Kendimizi bulmak istiyorsak kendimiz için düşünürken “neden, nasıl” sorularını sormamız önemli. Çünkü düşünmek davranışın bir provasıdır.Düşünce şeklimiz değişmeden vücut şeklimiz değişmez. Bunun için kitapta düşünce ve duygularımızla olan bağlarımızı gevşetip farkındalığımızı geliştirebileceğimiz, kendi kendimize uygulayabileceğimiz psikolojideki boş sandalye tekniğinden bahsediyorum. Ne bir kasvetli diyet önerisi veriyoruz ne de zorlayıcı egzersiz uygulamaları anlatıyoruz.Sadece egzersiz yaparak ya da aç kalarak sağlıklı olamazsınız. Eğer bu şekilde yola çıkarsanız, yolun sonunda duvara çarparsınız. Bunun için fiziksel egzersizden önce düşünce egzersizi yapmalıyız. Güzel bir vücut, içten gelen tokluk hissiyatı ile oluşur. O hissiyatın temeli de içten gelen motivasyondur.
“5 S” yasasıyla yeme bozukluğuna çözüm
◊ Motivasyon konusunda önerileriniz neler?
- Kitapta okuyuculara bir motivasyon reçetesi sunuyor. Amaç belirlemek, hedeflerimizin ulaşılabilir olması, inancımızı kaybetmemek, hayal gücümüzden yaralanmak, kararlı olmak, ertelemeyi bırakıp yarın değil bugün başlamak ve gülümsemeyi ihmal etmemek...
◊ Danışanlarınıza önerdiğiniz bir mutluluk formülü var mı?
- Danışanlarıma her zaman hayatın “5 S” yasasından bahsederim. Sağlık, saygı, sevgi, sadakat, sabır = Sonuçtur.Bu yasa sürdürülebilir bir mutluluk için hayatımızın olmazsa olmazıdır. Tabii bu yasanın en başında her zamanki gibi sağlıklı olma ve sağlıklı düşünce var. Ama insanlar para kazanmak için önce sağlıklarını, sonra da sağlıklarını kazanmak için paralarını harcıyor. Gülmeyi de ihmal etmeyelim.
Sanatçılar sahnede aldığı alkışı evde beklememeli
◊ Uzman bir psikolog ve aile danışmanısınız. Son dönemde sanat camiasında yaşanan ayrılıkların sebebi sizce nedir?
- Sanat camiasındaki gerek ilişkilerin gerekse evliliklerin en büyük bitiş sebebi ego problemi. Sahneye çıkan kişi sıradan birine göre ego olarak biraz daha öndedir. Bu normal bir durum. Fakat burada önemli olan dengeyi sağlayabilmek. Sahnede aldığı alkışı ve övgüyü evdeki eşinden de bekleyeni, derin bir mutsuzluk bekler. Tabii burada şöhretin de getirdiği kaygı ve stres çok büyük etken.
◊ Kitabınız Arapçaya çevriliyor ve imza günlerine başlıyorsunuz...
- İmza günleri söyleşili psikoterapi tadında geçiyor. Yurtdışındaki okuyucuyla buluşacağız.