Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür

Güncelleme Tarihi:

Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2016 11:47

Gereğinden fazla ve sağlıksız beslenirken bedeninize korku yayılır; akıllıca beslenirken bedeninize sevgi hakim olur. “Kilo vermek sorun değil, ancak geri almak çok hızlı ve kolay oluyor ” diyorsanız; unutmayın ki önceki diyetlerde, korkunun yerine sevgi geçememiş demektir. Sadece diyet yapmışsınız!

Haberin Devamı

BEDEN -YAŞAM ENERJISI- ÖZEL YAŞAM- PARA

Kök çakra dünya hayatını, topraklanmayı, köklenmeyi ve parayı ifade eder, yönetir. Hepimizin yaşamında en sık görülen sorunlar genellikle para, cinsellik veya kilo ile ilgilidir diyen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Gönül Ateşsaçan, beden, yaşam enerjisi, özel yaşam ve para ilişkisini anlattı.    

Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür

Eğer yeteri kadar köklenemiyor topraklanamıyor ve dünyalanamıyorsak, hayatımızda o kadar kilo, özel yaşam ve para ile ilgili sorunlar olur. Yaşam enerjisi bizim kök çakramızdan içeriye çektiğimiz dünya ve bu yaşamın enerjisidir. Köklenemeyen, dünyalanamayan bedenler dünya üzerinde kalabilmek için bedensel olarak bir ağırlık yaratarak bu yaşamda kalmaya çalışırlar.

Haberin Devamı

Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür

Gereğinden fazla ve sağlıksız beslenirken bedeninize korku yayılır; akıllıca beslenirken bedeninize sevgi hakim olur. “Kilo vermek sorun değil, ancak geri almak çok  hızlı ve kolay oluyor ” diyorsanız; unutmayın ki önceki diyetlerde, korkunun yerine sevgi geçememiş demektir. Sadece diyet yapmışsınız! Sevgi bedene hakimse kilo verdikten sonra tekrar kilo almazsınız,  bedeninizle  ilişkiniz  bozulmaz ve kilonuzu geri almasınız. Şişmanlığın gerçek  nedeni  korkunun bedene hakim olması; sevildiğini hissedememek, sevgiye layık olmadığını hissetmektir!  Herkesin bilinçaltında  yatan, şişmanlığı yaratan  neden, kişinin farkında olarak veya olmayarak  kendi  yaşadığı travmalar sonucundadır.

ACI VÜCUDUMUZDA NEREDE BİRİKİR?

Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür

Tüm duygu ve hisler bizim yüksek benliğimizin, içimizdeki bilge bizin , bizimle iletişim kurmak için kullandığı dildir. Bu dili anlamaz ve öğrenmezsek sonuçları bizim için can yakıcı olabilir. Acı nedir ve bize ne anlatmak istemektedir?

Haberin Devamı

ACI DENEYİMLER POZİTİF BENLİĞİMİZLE OLAN BAĞLANTIMIZI ZAYIFLATIR 

Acı  kendimizi özgürce kendi merkezimizde ifade edemediğimiz koruyamadığımız zamanlarda ortaya çıkar. İlk acı deneyimimizden hemen sonra; ki bu genellikle cocukluk zamanımızda olur , hem kendimizle olan bağlantımızı kaybeder hem de acımızı içimize gömeriz. Ailemiz,  toplumdaki bireyler, arkaşlarımız hatta kendimiz  bile, bu acıyı gömmenin en doğru yol olduğunu söyler bize.

Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür

 

Peki ya daha sonrasına ne olur? Artık kendimizi korumak için acıdan kaçarız. Her şeyi bilinçaltına biriktiririz, saklarız. Hayatı kontrol etmeye çalışır ve bizi acıtmamasını sağlamaya çalışırız. Çok kısa zaman sonra artık acıdan korkmaya başlar ve acı hissetmemek için  hayatı yaşamaktan vazgeçeriz. Olması gerekenler üzerine konsantre olur ve sadece zihnimizle aklımızla yaşamaya başlar ve her geçen gün biraz daha hissizleşiriz. Kalbimizi durdururuz. Ne yazık ki; acıdan ölümden korktuğumuzdan daha çok korkmaya başlarız. Ancak tüm o acılar ifade edilip dışarı çıkmadığı ve yaslarımız tutulmadığı için içeride gömülü kalır ve bilinçaltında bir yerlerde üst üste yığılmaya başlarlar. Oysa ilk başta o acının bize anlatmaya çalıştığı şey, bizim kendimizle olan bağlantımızı o an yitirdiğimizi bildirip bizi iyileştirmek ve kendimize yine aynı şeyi yaptırmamak  ve yapılmasına izin vermemek için uyarmaktır. Biz hem acımızı yaşayamadan onu bedene kilitlediğimiz gibi , yaşamdan da vazgeçeriz.

Haberin Devamı

Yaşam öykümüz beden ölçümüze dönüşür

HER GÜN YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRÜZ...

Sonunda içimizdeki duygusal taraf bize küser ve biz de yaşamı bırakırız. Basit bir kaçınma ,savunma mekanizması sandığımız bu davranış bizi ölüme mahkum eder. Her gün yavaş yavaş ölürüz. Ta ki biz acılarımızın yüzeye çıkıp ifade edilmesine ve kalbimizin tekrar hissedip bizi bizle bağlamasına izin verene, yaslarımızı tutup yaralarımızı iyileştirene kadar.

İçeride biriktirdiğimiz ifade edilmemiş her acı , kızgınlık, üzüntü ya bir hastalık  yada katman katman yağ olarak kalçalarımıza, karnımıza, bacaklarımıza yapışır  kalır. Bakın bakalım bedeninize,  yaşam öykünüzü kolayca  ele vermiyor mu? Bedenimiz hislerimizin, düşüncelerimizin birer ekranıdır, her şeyi çok güzel yansıtır. Şimdi karar vermek sizin elinizde, o acılarla, üzüntülerle , öfkeyle ne yapacaksınız karar vermeniz gerekiyor? Geçici çözümlerle o yükü ve ağırlığı taşımaya devam mı edeceksiniz, yoksa kalıcı iyileşmeye izin mi vereceksiniz?

 

Haberin Devamı

doktorsitesi.com Tarafından hazırlanmıştır.

 

BAKMADAN GEÇME!