Uzmanlardan Türkiye için iyi haber: Türk reflüsü daha zararsız

17 Türk Gastroenteroloji uzmanı bir araya geldi ve Türkiye'de reflü hastalığını enine boyuna inceledi. Bu araştırmalardan ise reflü ile ilgili sevindirici bir sonuç çıktı, Türkiye'de yaşanan reflünün kansere dönüşme olasılığı daha az ve Türkiye'deki reflü hastalarına her zaman endoskopi yapılması gerekmiyor.

REFLÜ NEDİR?
Mide asidinin yükselmesi ile yiyeceklerin yemek borusundan yukarı çıkması ve rahatsız edici boyutta ağza acı su gelmesi ve göğüs bölgesinde yanma belirtileriyle kendisini gösteren bir sindirim sistemi hastalığıdır. Reflü en sık görülen sindirim sistemi hastalıklarından bir tanesidir. Dünya genelinde her 5 kişiden 1'inde görülür. Mide asidinin sürekli yükselmesi nedeniyle yemek borusu zamanla tahriş olabilir. Dar giysiler giymek, korse takmak, gece yemeleri ve ekşi, acı besinleri bu saatlerde tüketmek, asitli yiyecekleri sık tüketmek reflünün en önemli nedenlerindendir.

Reflü Konsensus Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, Türk halkının reflü açısından daha şanslı olduğunu bunun nedeninin ise helikobakteri pilori ismi verilen bakteri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bor, şu açıklamalarda bulundu,

"Bu bakteri yıllarca tedavi edildi ancak bu aslında bizi koruyan bir bakteri. Avrupa, ABD ve Kanada dışında dünyanın geri kalanı yani Türkiye, İran, Ortadoğu, Uzakdoğu vs. hepsinde reflü aynı tip. Batı ülkelerinde göğüste yanma olurken, bizim ülkemizde ağza acı su gelmesi durumu söz konusu ve bizdeki bu bakteri reflünün kansere dönüşmesini önleyen, bu açıdan koruyan bir bakteri."

TÜRKİYE'DE EN ÇOK REFLÜ MARMARA'DA

Türkiye'de reflünün ise çok baharatlı ve acılı besinler tüketen Doğu Bölgesi'nin aksine, Marmara ve Kuzey Bölgesi'nde daha yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Bor, "Bunun önemli nedenlerinden bir tanesi Marmara Bölgesi'nde yaşayan insanların stresli yaşam tarzı.

Helikobakter pilori için faydalı bakteriler diyemeyiz ama bu bakterinin birçok türü var ve bazıları kansere neden olurken bazıları olmuyor. Hangisinin kanser yaptığını net bilmediğimiz için her bakteriyi yok ediyoruz. Ama onları da öldürdüğümüz zaman başka sorunlar ortaya çıkıyor. Gerekli durumların dışında yok etmemeliyiz. Mesela 12 parmak bağırsağında ülser varsa tabii ki yok edilmeli ama belli durumlar dışında yok edilmemeli.

Bağırsaklar genellikle ikinci beyin olarak adlandırılan organlardır. Ancak Prof. Dr. Bor, "İkinci beyin" olarak adlandırılan bölgenin aslında ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin tamamının ikinci beyin olduğunu belirtiyor.

STRES HÜCRELERİN DE ARASINI AÇIYOR

"Stresin nasıl reflüyü artırdığına dair tavşanlarla çalışma yaptık. Ani streste tavşanların yemek borularının hücrelerinin arası açıldı ve asit daha kolay yemek borusuna girdi. Yani stres doğrudan hücreleri böyle etkiliyor.

Türk halkı reflü bakımından kansere çok yakın değil bu nedenle her reflü hastasına endoskopi yaptırılması şart değil ancak bu şikayetler varsa mutlaka yaptırılmalı,

- Yutma güçlüğü varsa
- Yutarken ağrı duyuyorsa
- Açıklanamayan kilo kaybı varsa
- Kansızlık varsa
- Birinci dereceden akrabada mide kanseri varsa
- İnatçı bulantı ve kusmaları varsa
- İlaca karşı duyarsızsa

Konsensus Çalışma Grubu'ndan ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroentereoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci de helikobakter pilori rastlanan hastalarda yıllardır bakterinin öldürüldüğünü ancak bunun çok yanlış olduğunu, belirli koşullar olmadan öldürülmemesi gerektiğinin altını çizdi.

KORSE, DAR GİYSİLER REFLÜYÜ ARTIRIYOR

Prof. Dr. Necati Örmeci, reflüyü artıran etkenleri de şöyle sıraladı,

- Gece yemeleri,
- Sıkı, dar giysiler
- Ağır karın egzersizleri
- Ikınma
- Sigara, kahve ve çikolata mide asitini kışkırtan etkenler.

Stres de ayrıca mide asidinin artışına neden olan önemli bir etken.

SAKIZ ÇİĞNEYİN GECE SÜT İÇMEYİN

Toplantıda uzmanlar östrojenler, bazı tansiyon ilaçları, kemik erimesinde kullanılan ilaçların da reflüyü artırdığına değindi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taylan Kav ise reflü için en büyük riskin obezite olduğunu belirtti. Doç. Dr. Kav, "Obeziteyi asitli içecekler, sigara, tuz ve alkol takip ediyor. Sakız çiğnemek ise reflüye iyi geliyor. Reflüden korunmak için, çok sıcak içecekler içmeyin, asitli içeceklerden uzak durun, obezite ile mücadele edin, gece yemelerini bırakın, gece süt içmeyin. Kabızlık tedavisi için önerilen liften zengin diyetin reflü semptomlarını da gerilettiği gösterilmiştir. Ayrıca sık sık ve küçük porsiyonlu yemek tüketimi de reflüyü önleyebilir. Sonuçta; gıda maddelerinin reflüyü tetikleyici etkisi bireysel farklılıklar göstermekte ve diyet kısıtlamalarının hastanın tecrübeleri doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir." dedi.