Güncelleme Tarihi:
İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikoloji Bilim Uzmanı İlkgün Demir, “Mutlaka hareket etmeliyiz. Kendimizi zorlamadan ama ötelemeden de her saat başı 5-10 dakika hareket etmeyi alışkanlık haline getirebiliriz. Kısıtlamanın olmadığı saatlerde tedbir alarak ve güvenli yerlerde günde 1 saat doğada yapılacak yürüyüş bizlere çok iyi gelecek ve bu yürüyüş esnasında kendinize zaman yaratmış olacağız, bu zamanda hayal kurabilecek, istediğimiz bir müziği dinleyecek ve gerçekten kendimize bir yolculuk yapmış olabileceğiz. Ailece bir film izlemek, konu ve karakterler hakkında yorumlar yapmak, filmin üzerine tartışmak veya okuma saati ile ortak bir kitabı okumak ve yine üstünde fikir yürütmek de bizlere iyi gelecektir. Bu yolla birbirimizin dünyasına, olaylara bakış açısına ve yorumlarına vakıf olacağımız için kendimizi, çocuklarımızı keza eşimizi varsa büyüklerimizi daha yakından tanıma fırsatımız olacak” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARI ÖNEMSEMELİ VE BİR TELEFON İLE BİLE OLSA BİR HAL HATIR SORMALIYIZ”
Geçtiğimiz karantina döneminde; tedbirin ne kadar mühim olduğu, doğanın, arkadaşların, ailenin, sosyalleşmenin, bilimin, hizmet ve sağlık sektörü çalışanlarının kıymeti, hareket etmek ve sağlıklı yeme alışkanlığının önemi gibi pek çok tecrübe edindiğimizi dile getiren Demir, “Yeni kısıtlama dönemlerinde de tedbir almaya devam etmeliyiz ama eleştiri, sızlanma ve olumsuz duyguları da terketmeliyiz. Sağlık çalışanlarının işini kolaylaştırmalı, insanlara güzel sözler söyleyebilmeli ve umut verebilmeli, dünyanın ortak sorunu olan kısıtlı su kaynaklarını tedbirli kullanmalı, diğer insanları önemsemeli ve bir telefon ile bile olsa bir hal hatır sormalıyız” şeklinde konuştu.
“OLUMSUZ HİKAYELERDEN UZAK DURUN”
Bu kısıtlamalar sırasında korkularını yönetemeyenler için önerilerde bulunan İlkgün Demir, “ TV izlemeyi, sosyal mecralardan uzak olmayı tercih ederek, imkanlar yönünde online terapi desteği alınabilir. Günlük rutin hayatımızda biraz pandemi süreci konuşmalarına ara vermeli ve daha umutlu, güzel, farklı konulara yönelmeli belki de hobilerimizi hayata geçirmeliyiz. Çevremizde Covid-19 geçiren arkadaşlarımızın deneyim ve tecrübelerini dinlediğimiz ortak Whatsapp gruplarından da biraz müsaade istemeliyiz veya oraya bakmaya mola vermeliyiz. Herkesin hastalık tecrübesi farklı olacak ve dolayısıyla sizin şu an elinizde olan tek şey tedbir almak ve psikolojinizi sağlam tutmaktır. Tedbirli bir yaşam; kısıtlamaları kendi gelişim ve alışkanlıklarımızı değiştirmek yönünde bir fırsat ve güçlü bir irade kazanmak adına bir süreç olarak görmenin dışında, tüm dünyanın ortak kaderi olan bu tatsız süreç hakkında negatif şeyler okumak, korkmak ve söylenmek bizlere sizce ne katar? Sağlık çalışanlarına, bizler için çabalayanlara ve aşılama sürecine güvenmek, tedbir almak ve bu süreci psikolojik ve fiziken sağlıklı atlatmak ve bunca zaman sonrasında hayata bir mola, düşünme fırsatı, değişim yaratmak istediğiniz alanlar için bir vakit olarak görmek ve bunu optimum faydaya dönüştürmek ise sizlere bu süreç sonunda bir sıçrayış yaşatacaktır” değerlendirmesinde bulundu.