Güncelleme Tarihi:
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ali Rıza Tümer, Türkiye'de üniversite bünyesinde adli toksikoloji tetkikleri yapabilen ilk laboratuvar olan Hacettepe Üniversitesi Adli Toksikoloji Laboratuvarının hizmete açıldığını bildirdi.
Laboratuvarda uyuşturucu analizlerine ilişkin bilimsel araştırmalara başladıklarını, 8 ayrı grupta 100 ayrı uyuşturucu maddenin analizlerini yapabildiklerini belirten Tümer, uyuşturucu türlerinin dozunu ve kullanıldığı tarihi ortaya koyan son teknolojilerle donatıldığını söyledi.
Kişiyi uyutan, uyuşturan ve etkisi altına alan maddelerin "Adli toksikoloji"nin konusu olduğuna işaret eden Tümer, laboratuvarlarında piyasaya yeni sürülen maddenin araştırmasını, hem de adli süreç içerisinde bu maddenin analizini yaptıklarını anlattı.
Türkiye'de ailelerin çocuklarının uyuşturucu kullandığından şüphelendiği durumlarda bazı tahlilleri yaptırabilecekleri ve net bir bilgi alabilecekleri merkez sayısının çok az olduğunu vurgulayan Tümer, adli toksik madde analizinde İstanbul, Ankara, Adana ve İzmir'deki bazı merkezlerde de bilimsel çalışmalar yapıldığını aktardı.
Tümer, laboratuvarlarının halka açık olduğunu ifade ederek, "Aileler, çocukların uyuşturucu kullandığından şüpheleniyorsa merkezimize başvurabilirler. Son teknolojiyle donatılan laboratuvarımızda çok kısa sürede test edebiliyor ve aileleri bilgilendirebiliyoruz" dedi.
"Bu laboratuvar yüzde yüze yakın sonuçlar veriyor"
Trafikte tükürük testi yapılarak uyuşturucu maddelerin olup olmadığına yönelik analizler alındığını ifade eden Tümer, tükürük testiyle bu maddelerin var olduğunu gösteren olgularda yüzde yüz doğruluğun kesinlikle söylenemediğine, sonuçların bu tür laboratuvarlarda onaylanması gerektiğine işaret etti. Tümer, onaylanmaması durumunda sonucun hukuk sistemi tarafından geçersiz sayılacağını, bu laboratuvarın yüzde yüze yakın sonuçlar verdiğini söyledi.
Laboratuvarda, savcılığın soruşturmasından ayrı, kişilerin bireysel olarak başvurabileceğini, savcılığın ya da hastanelerin aldığı kan tetkiklerinin doğrulamasının da yapılabildiğini dile getiren Tümer, resmi makamlarda da sonuçların geçerliliği olduğunu ifade etti.
Tümer, şöyle devam etti:
"Uyuşturucu madde üzerinde yakalanan kişiler serbestli denetimlik dediğimiz, mahkemenin 'bu maddeyi bir daha kullanma, kullanırsan seni cezalandırırım' diye bir süre içerisinde gözetlediği bir aşaması vardır. Bu maddeyle yakalanan kişilerin bu süreçte maddeyi kullanmaması gerekiyor. Bu laboratuvarlar bu maddelerin kullanılıp kullanmadığını tespit etmeye yönelik çalışır."
"Uyuşturucu madde Türkiye'de büyük bir sorun"
Uyuşturucu maddenin Türkiye'de büyük bir sorun olduğunu belirten Tümer, "Bunun önlenmesine yönelik, polisiye tedbirler artırılmalı, çocuklara gençlere yönelik bu maddelerin zararları anlatılmalıdır. Ama bir ayağı da laboratuvarların çoğaltılmasıdır. Ne yazık ki laboratuvar ayağı zayıf kalmıştır" dedi.
Bonzainin tespitinin zor olmadığını, bunun için laboratuvarların sayısının artırılması gerektiğine dikkati çeken Tümer, "Bonzai son zamanlarda çok moda olan bizimde metaboliti tespit etmekte çok zorlandığımız bir madde. Bonzai
üreticilerinin üretimde kullandıkları maddeler ülkelere göre değişmektedir. Bu maddelerin hangisi olduğunu, ülkemizde hangilerinin kullanıldığını tespit etmemiz için bu tür Adli Toksikoloji laboratuvarlarının açılması gerekir" diye konuştu.
Alkol kullanımı yokken meydana gelen trafik kazasında kanda alkolün pozitif çıkması gibi durumlarla karşılaşılabilindiğini belirten Tümer, şunları kaydetti:
"Örneği bizim fermente yiyeceklerimiz var. Boza, şıra, salep gibi.. Bunlar insanın vücudunda az miktarda da olsa alkol oluşturabiliyor. Böyle durumlarda çıkan alkolün gıdadan mı yoksa aldığı alkollü içkiden'mi kaynaklandığı önem kazanır. Yapılan testlerde çok düşük çıkan alkol dereceleri, kaskodan kaza bedelini talep ettiğimiz zaman sorun yaratabiliyor. Bu tür laboratuvarlar bunların ayrıştırmasında önem kazanıyor. Böyle bir olayla karşılaşan kişilerin en kısa zamanda laboratuvara başvurmaları gerekir."