"Ulusal Böbrek Bekleme Listesi"
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2007 00:00
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alper Tuncer, Türkiye'de geçen yıl yapılan organ nakillerinin yüzde 70'ini gerçekleştiren 10 merkezin “Ulusal Böbrek Nakli Bekleme Listesi”ne karşı çıktığını bildirdi.
Demirbaş, düzenlediği basın toplantısında, Sağlık Bakanlığının hazırladığı ve ay sonunda hayata geçirilmesi beklenen “Ulusal Böbrek Nakli Bekleme Listesi”nin bilimsel olarak eksikliklerle dolu olduğunu ve Türkiye gerçeklerine uymadığını savundu.
Türkiye'de bekleme listesine karşı çıkan merkezlerin Bakanlığa imzalı bir ortak metin gönderdiklerini ifade eden Demirbaş, “Organ Nakli Üst Kurulu oluşturmadan bu sisteme geçilmesinin 'güven' değil 'şaibe' getireceği uyarısında” bulunduklarını kaydetti.
Demirbaş, “Türkiye'de geçen yıl yapılan organ nakillerinin yüzde 70'ini gerçekleştiren 10 merkez Ulusal Bekleme Listesine karşı çıkıyor. Bu sistem yürümeyecektir. Geniş katılımlı toplantılarla üzerinde konsensüs oluşturacak, bilimsel verilere ve Türkiye şartlarına uygun bir sistem talep ediyoruz” dedi.
Demirbaş, bu merkezlerin, AÜ ile birlikte Ege, 9 Eylül, Başkent, Gazi, Ankara üniversiteleri, Tepecik ve Başkaya eğitim hastaneleri ile İzmir Kent ve İstanbul Memorial hastaneleri olduğunu kaydetti. Merkezlerle birlikte birçok ildeki hasta derneklerinin de bakanlığa bu konuda olumsuz görüş bildirdiklerini ifade eden Demirbaş, “Peki bu baskı, dayatma neden?” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürünün sisteme itiraz edenlerle ilgili “kuşkularımız oluştu” şeklinde demeçler verdiğini belirten Demirbaş, şunları söyledi:
“Bu sisteme itiraz edenler organ nakillerinin yüzde 70'ini gerçekleştiren merkezler ile hastaların tamamıdır. Kime karşı kuşkularınız oluştu? Bunun satır arası, organ ticareti yapıldığı anlamına gelir. Gelirsiniz kayıtlarımızı incelersiniz. AÜ'de kadavradan organ alıcılarının yüzde 80'inin ekonomik düzeyi orta veya düşüktür.”
Demirbaş, kendilerinin doku ve kan uyumsuz nakillerde halkı yanlış bilgilendirmekle suçlandıklarını da ifade ederek, kan uyumsuz nakil yapılan Can Akın Akgün'e söz verdi. 21 yaşındaki Can Akın Akgün de sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi.
FİKİR BABASI BİYOLOG
Demirbaş, “Biz paylaşıma açığız. Herkesin 2-3 kişilik çalıştığı bir merkezi kamuoyunda isnat altında bırakmak bırakmak kabul edemeyeceğimiz bir şeydir. Bekleme listesine girmeyeceğiz” diye konuştu.
Bekleme listesinin doku grupları temelinde yapılmasının fikir babasının tıp doktoru değil biyolog olduğunu vurgulayan Demirbaş, “Sağlık Bakanlığı bir kişinin önerdiği sistemi yaygınlaştırmaya devam ediyorsa, yolları açık olsun” dedi.
DOKU UYUMLARI STANDARTLAŞMADI
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Murat Tuncer de bekleme listesiyle ilgili en büyük sorunun Türkiye'de doku grubu çalışmalarında standart bir yöntem kullanılmamasından kaynaklandığını söyledi. Tuncer, farklı yöntemler kullanılması nedeniyle AÜ ve İÜ Cerrahpaşa tıp fakültelerinde aynı hastanın 6 doku grubundan 4'ünün farklı çıktığını söyledi. Bu nedenle listeyi farklı kitlerle çalışılan doku grupları ile oluşturmanın büyük hata olacağını belirten Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sağlık Bakanlığının şu anki haliyle uygulamaya çalıştığı ortak liste projesi bilimsel eksiklikler sebebiyle organ bağışını sağlamak bir yana kadavradan organ bağışı ve kullanımını sekteye uğratabilecek ciddi uygulama problemlerine yol açacaktır.”
Türkiye'de bekleme listesine karşı çıkan merkezlerin Bakanlığa imzalı bir ortak metin gönderdiklerini ifade eden Demirbaş, “Organ Nakli Üst Kurulu oluşturmadan bu sisteme geçilmesinin 'güven' değil 'şaibe' getireceği uyarısında” bulunduklarını kaydetti.
Demirbaş, “Türkiye'de geçen yıl yapılan organ nakillerinin yüzde 70'ini gerçekleştiren 10 merkez Ulusal Bekleme Listesine karşı çıkıyor. Bu sistem yürümeyecektir. Geniş katılımlı toplantılarla üzerinde konsensüs oluşturacak, bilimsel verilere ve Türkiye şartlarına uygun bir sistem talep ediyoruz” dedi.
Demirbaş, bu merkezlerin, AÜ ile birlikte Ege, 9 Eylül, Başkent, Gazi, Ankara üniversiteleri, Tepecik ve Başkaya eğitim hastaneleri ile İzmir Kent ve İstanbul Memorial hastaneleri olduğunu kaydetti. Merkezlerle birlikte birçok ildeki hasta derneklerinin de bakanlığa bu konuda olumsuz görüş bildirdiklerini ifade eden Demirbaş, “Peki bu baskı, dayatma neden?” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürünün sisteme itiraz edenlerle ilgili “kuşkularımız oluştu” şeklinde demeçler verdiğini belirten Demirbaş, şunları söyledi:
“Bu sisteme itiraz edenler organ nakillerinin yüzde 70'ini gerçekleştiren merkezler ile hastaların tamamıdır. Kime karşı kuşkularınız oluştu? Bunun satır arası, organ ticareti yapıldığı anlamına gelir. Gelirsiniz kayıtlarımızı incelersiniz. AÜ'de kadavradan organ alıcılarının yüzde 80'inin ekonomik düzeyi orta veya düşüktür.”
Demirbaş, kendilerinin doku ve kan uyumsuz nakillerde halkı yanlış bilgilendirmekle suçlandıklarını da ifade ederek, kan uyumsuz nakil yapılan Can Akın Akgün'e söz verdi. 21 yaşındaki Can Akın Akgün de sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi.
FİKİR BABASI BİYOLOG
Demirbaş, “Biz paylaşıma açığız. Herkesin 2-3 kişilik çalıştığı bir merkezi kamuoyunda isnat altında bırakmak bırakmak kabul edemeyeceğimiz bir şeydir. Bekleme listesine girmeyeceğiz” diye konuştu.
Bekleme listesinin doku grupları temelinde yapılmasının fikir babasının tıp doktoru değil biyolog olduğunu vurgulayan Demirbaş, “Sağlık Bakanlığı bir kişinin önerdiği sistemi yaygınlaştırmaya devam ediyorsa, yolları açık olsun” dedi.
DOKU UYUMLARI STANDARTLAŞMADI
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Murat Tuncer de bekleme listesiyle ilgili en büyük sorunun Türkiye'de doku grubu çalışmalarında standart bir yöntem kullanılmamasından kaynaklandığını söyledi. Tuncer, farklı yöntemler kullanılması nedeniyle AÜ ve İÜ Cerrahpaşa tıp fakültelerinde aynı hastanın 6 doku grubundan 4'ünün farklı çıktığını söyledi. Bu nedenle listeyi farklı kitlerle çalışılan doku grupları ile oluşturmanın büyük hata olacağını belirten Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sağlık Bakanlığının şu anki haliyle uygulamaya çalıştığı ortak liste projesi bilimsel eksiklikler sebebiyle organ bağışını sağlamak bir yana kadavradan organ bağışı ve kullanımını sekteye uğratabilecek ciddi uygulama problemlerine yol açacaktır.”