Güncelleme Tarihi:
Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı ve çocuk göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı “Kapalı alanda sigara içilmesinin yasaklandığı
1 YILDA TÜTÜN TÜKETİMİ AZALMIŞTI AMA TEKRAR ESKİYE DÖNÜLDÜ
Türk Toraks Derneği’nin 19’uncu Yıllık Kongresi’nde Tütün Kontrol Çalışma Grubu’nun son verileri değerlendirdiğini belirten Prof. Dr. Dağlı, “Maalesef veriler iç açıcı değil. Türkiye’nin sigara yasaklarıyla ilgili 2008’den itibaren çıkardığı yasalar hemen sonuç vermiş, 2009-2010’da bir yıllık gibi kısa bir sürede tütün tüketimi yüzde 13 azalmıştı. Ancak yasalara uyumun yıllar içinde azalmasıyla 2008 öncesine dönüldü” dedi.
ÇOCUK VE GENÇLERDEKİ ARTIŞ ÜRKÜTÜCÜ
Türkiye’de 13-15 yaş arasındaki çocuklarla yapılan Küresel Gençlik Tütün Araştırması’nın 2003 ile 2012 arasındaki sonuçlarının karşılaştırılması onları sigaradan koruyamadığımızı ortaya koyuyor. Araştırmaya göre bu yaş grubundaki öğrencilerde sigara kullanımının yüzde 51, diğer tütün ürünleri kullanımının ise yüzde 88 arttığını belirten Prof. Dr. Dağlı, “Bu tütünle ilgili yasaların iyi uygulandığı bir ülkede görülmemesi gereken ürkütücü bir artış” dedi. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) sağlık verilerine göre 2010 yılında Türkiye’de hergün sigara içenlerin oranı yüzde 25 iken 2014’de oran yüzde 27’ye çıktı. Erkeklerdeki aynı yıllardaki sigara içme oranı yüzde yüzde 39’dan yüzde 42’ye, kadınlarda ise yüzde 121’den yüzde 13’e yükseldi. Prof. Dr. Dağlı şunları söyledi:
KAPALI ALAN YASAKLARI ESKİSİ KADAR KUVVETLİ DEĞİL
“Bütün bunlar kapalı alanlardaki yasaklara uyumun eskisi kadar kuvvetli olmadığını ve denetimlerin çok başarılı sonuç vermediğini söylüyor. Yine kongremizde sunulan bir araştırmaya göre, sigara reklamlarının bir aracı haline gelen satış yeri sergilerinin hiç bir şekilde denetlenmiyor, kanun ihlalleri yüzde 97 oranlarına ulaştı. Ayrıca sigara paketlerinin üzerindeki uyarıcı resimler süresini çoktan doldurdu, artık dikkat çekmiyor, etkili ve vurucu değiller. Televizyonlarda sigara karşıtı kamu spotları eskisi kadar yayınlanmıyor. Tütün bağımlılığı tedavisinin geri ödemesi yapılmıyor. Kısa dönemler için dağıtılmış olan iki ilaç kısıtlı sayıda hastaya ulaştı. Biz hekimler olarak, verdiğimiz emeklerin, harcadığımız zamanın zayi olmasından derin bir üzüntü duyuyoruz.”
Yaklaşık 3 senedir parklar, plajlarda dahi sigara yasaklarının getirileceği, düz pakete geçileceği yönünde sağlık bakanlığından açıklamalar yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Dağlı, “Ama hiçbir girişim yok. Sadece iyi niyet sunuları var. Tütün kullanımında bu artış sürerken, kanser sıklığında sigara yasaklarına bağlı düşüşle ilgili açıklanan rakamlar gerçekçi değil. Zaten sigaranın bu etkisini 20 yıldan önce anlamak zor” dedi.
ÇOK İNCE SİGARALAR
Sigara endüstrisinin en önemli taktiği risk azaltıcı ürünler satıyor görüntüsü. Yeni taktiği bu. Biz öldürüyorduk, artık vazgeçtik masumuz, size riski azaltılmış ürün satıyoruz diye ortaya çıkması. Bunu yaparken light, malt adında sigaralar yaptılar. Bunu yasakladık, şimdi renk skalasıyla bunu yapmaya başladılar. Şimdi bütün bunlar yasaklandığı zaman ince sigara. Vatandaş az içiyorum zannediyor. Halbuki toplam alması gereken canının istediği, vücudun abğımlı olduğu nikotini alacak. Aksine inceden daha çok içecek. Sigara firmasını daha çok zengin edecek. Risk azalmada yeni bir ürün serisine atladılar. şu anda biliyoruz çok büyük baskı uyguluyor, karar vericiler üzerinde riski azaltılmış ürün dedikleri elektronik sigara, yakılmadan ısıtılmış tütün ürünleri ve sadece nikotin ürünleri (inhalelerleri) piyaasa sürüyorlar. türkiye’de de bunları pazarlamak için büyük bir baskı unsuru var. Dolasıla göçzümüçü 4 azçmamız lazım. Sigaranın yerine nikotin geçse de buna karşı durmamız lazım. Risk azalması diye bir kavrama kabul etmiyoruz. İnanmıyoruz, karşıyız. Bu insanın dokutunça kattan atmakla, yedinci kattan atmak arasındaki fark. Bunların hiçbiren ruhsat verilmesin.
SİGARA KATİL, AZMETTİRİCİ ENDÜSTRİ
Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, “Bizim için sigara katil, azmettiricisi ise tütün endüstrisidir. Katil hangi kılığa girerse girsin, ister ince olsun, ister kalın olsun, ister puro olsun, ister nargile, ister çiğneme tütünü olsun, isterse tütünün içine girdiği enfiye tütünü olsun yine katildir. Tütün endüstrisini kontrol etmenin iki ana bileşeni var. İlki talebi azaltırıcı önlemler. Diğeri ise arzı azaltıcı önlemler. Düz paket uygulamasına geçilmesi, katkı maddelerinin tamamen yasaklanması, verilen ruhsat sayısının azaltılması ve yenilerinin verilmemesi, satış noktalarının azaltılması, pazarlama ağlarının zayıflatılması, sadece belirli noktalarda satılması, bağımlılık tedavisinin güçlendirmesi gerekiyor” diye konuştu.