Güncelleme Tarihi:
Savaş Özbey / Fotoğraf: İbrahim YURTBAY
Ben tam bir etobur olduğum için diyetinize bayılıyorum. En çok da atak evresine. Bir haftada istediğim kiloları verip sonra rejimi bırakıyorum. Bir ay sonra kilo alınca sil baştan...
Bu yaptığınızın ideal olduğunu söyleyemeyeceğim. Önemli olan başladığınız djyeti sonra sebzeleri de ekleyerek sürekli hale getirmek. Haftada bir gününüzü yine protein günü ilan edebilirsiniz. Bu da perşembe günü olsun. Çünkü günü kendiniz seçmeye karar verdiğinizde “Tamam ya yarın yaparım” olayları başlıyor, savsaklıyorsunuz.
Protein perşembeleri diyorsunuz... Yani Dukan Rejimi ömrü billah bitmeyen, sürekli diyet halinde olmamızı gerektiren bir sistem mi?
- Haftada bir gün yediklerinize dikkat etmeyi rejim olarak adlandıramazsınız. Bu sadece verdiğiniz kiloları geri almamak için uygulayacağınız bir önlem. Formunuzu korumak, sağlıklı olmak, çekici olmak için ödeyeceğiniz küçük bir bedel. Kabul edersiniz ki kazandıklarınız karşısında da hayli hesaplı! Girin internete araştırın: Kiloları verdikten sonra formunuzu korumaya yardımcı olan hiçbir diyet bulamazsınız. En fazla, daha fazla aktivite yapın, yediklerinizi çeşitlendirin gibi iyi niyetten öteye geçmeyen şeyler görürsünüz. Benim dört evreden oluşan diyetimin son iki evresi sadece bu işe konsantre oluyor. Yani verdiğiniz kiloları geri almamaya. Dört evreyi uygulayıp da gözümün içine baka baka “Ben kiloları geri aldım” diyen kimse olmadı. Ama ikinci evrenin sonnuda bırakırsanız tabii ki diğer diyetlerde olduğu gibi aynı kiloları gerisin geriye kazanacaksınız.
İleride diyetinize yerel yiyecekler de koyacak mısınız? Mesela Türkler için köfteyle Dukan diyeti!
- Bir Türk sanayiciyle koçluk servisi alan takipçilerimize göndereceğimiz. tabaklar hazırlıyoruz. Yani Türkler için yine Türkler tarafından hazırlanmış, içinde köfte ya da başka yerel lezzetler olan tabaklar. Hatta bir de dağıtım sistemi kuracağız. Aynı tabakları Avrupa, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde de kullanacağız.
“Doğada şeker yok. ‘Şeker ihtiyacı’ söylemi tamamen bir pazarlama hilesi. Sağlıklı beslenmenin formülü: Sıfır yağ, sıfır şeker ve yulaf kepeği”
YEREL POLEMİKLERE GİRMEM
Peki içki mösyö? “İstediğiniz kadar yiyin” var da ‘limitsiz yerli-yabancı’lı bir diyet niye yok?
- Aklımda var, üstüne kafa yoruyorum ama nasıl yapacağımı hâlâ tam kafamda oturtabilmiş değilim. Ama ben bunu halledene kadar içebildiğiniz kadar su, çay, maden suyu içebilirsiniz.
Kitabınızda koçluk sisteminden bahsediyorsunuz. Yani kitabı almak yeterli değil mi, bir de koça mı para harcamamız gerekiyor?
- Koçluk hiçbir şekildezorunlu değil. Bu, sadece yardıma ihtiyacı olan ve kitabın yetersiz kaldığı insanlar için. İsteyen arabayla gider, isteyen bisiklet, isteyen uçakla. beni doktor olarak ilgilendiren neyle gittiğiniz değil, nereye vardığınız, yani geldiğiniz kilo. Atla deveden de bahsetmiyoruz zaten, aylık 15 Euro.
Anlattıklarınız iyi, güzel de sizden ve diyetinizden hiç hazzetmeyen bir sürü insan var. Üstelik çoğu da meslektaşınız. Lisans iptallerinden falan demk vuruluyor, hastalananlar anlatılıyor. Bugüne kadar diyetinizi yapıp hastalanan oldu mu?
- Bugüne kadar benim diyetimle kimse hasta olmadı. Kitaplarımı 10 milyonlarca insan okudu, sistemimi uyguladı; aralarında hasta olan varsa bu sadece kıskançlıktan... Şeker, un ve benzeri ürünlerin ticaretini yapanlar, kamusal dikkati diyetlere çevirme konusunda o kadar kuvvetli bir lobi ki, bu sayede asıl seri katilin fazla kilolar, obezite ve diyabezite olduğunu unutturmaya çalışıyorlar. Unutmayalım, rejim ilaçtır; problem olan, hastalık olan fazla kilolar!
Türkçe bir kitap çıkarırken Önsöz’ünde Türklerin ataları Hunlar’dan ‘barbar’ diye bahsetmeniz biraz talihsizlik olmuş. Kimse sizi uyarmadı mı?
- Benim kitabım 30 diğer dil gibi Türkçe’ye de çevrildi. Sorunuzu anlamadım, üstelik yerel polemikleri girecek ne vaktim ne de alışkanlığım var. Benim tek misyonum fazla kiloların getirdiği sorunlarla mücadele etmek. “Fazla kilolarla mücadeledeki en büyük düşman, mantığın ve dengenin fazla kilolarla mücadele etmeye yeteceğini düşünen barışseverler. Oysa bu bir savaş!”
Dukan Diyeti kitabında dana pirzoladan özel soslu tariflere kadar istediğimiz kadar yiyebileceğiniz 100 özel tarif var. Bunlardan 72’si hayvansal besin ve deniz ürünü, 28’i bitkisel.
DUKAN DİYETİ’NİN 4 EVRESİ
1. Evre: Saf Protein
Diyetin atak evresi. Protein açısından çok zengin 72 besinden oluşuyor. Uygulaması zor ama kilo kaybı çok hızlı olduğu için yüksek motivasyon sağlıyor.
2. Evre: Protein+Sebze
Atak evresinden sonra sırada seyir evresi var. Burada 72 proteine, 28 sebze ekleyip bir gün sebze ve protein, bir gün saf protein yeniyor. Süresi yok, ideal kilonuza ulaşana kadar devam ediliyor.
3. Evre: Güçlendirme Evresi
Diyelim ki istediğiniz kiloya ulaştınız. Artık, yeniden kilo almasının önüne geçmek gerek. Bu stratejik evre, kaybedilen her kilo için 10 gün sürdürülüyor.
4. Evre: Koruma
Günlük beslenmemize geri dönüş evresi. Ama üç basit, sağlam ve etkili önlemle...
ELMA SİRKELİ TAVUK KANADI
Hazırlama süresi: 5 dk.
Pişirme süresi: 20 dk.
Diyetimde, tavuk en temel besinlerden biri. Göreceli olarak yağsız (100 gramında altı gram yağ var) ve düşük kalorili (100 gram derisiz tavuk 140 kalori).
Eğer maddi durumunuz iyiyse biraz daha fazla ödeyip organik tavuk alabilirsiniz: Beyaz göğüs eti, but, kanat... Her kültürün kendine özgü tarifleri var. Mesela sizin şu gün boyu döne döne pişen tavuk çevirmeler de harika. Ama ben yine de bir tarif vereyim...
Malzemeler
(2 kişilik)
500 gr. tavuk kanadı
50 cl. elma sirkesi,
Maydanoz sosu
1/2 çay kaşığı zencefil
Tuz, karabiber
Yapılışı
Tavuk kanalarını yapışmaz tavada pembeleşene kadar pişirin.
Tuz ve karabiber ekleyin. Toz zencefil ve maydanoz sosu ilave edin. Son olarak elma sirkesini koyun. Aralarda karıştırarak beş dakika pişirin. Tabağa alın ve maydanoz sosuyla servis edin.
FRAMBUAZ SİRKELİ DANA CİĞERİ
Hazırlama süresi: 3 dakika
Pişme süresi 12 dakika
Malzemeler
(2 kişilik)
2 dilim dana ciğeri
ince halkalar halinde doğranmış bir küçük soğan
1 demet kıyılmış yeşil soğan
2 çorba kaşığı frambuaz sirkesi
2 çay kaşığı kekik
1 defne yaprağı
Tuz, karabiber
Yapılışı
Soğan halkalarını, yeşil soğanı yapışmaz tavada, orta atşete pembeleşinceye kadar kavurup bir tabağa alın. Ciğer dilimlerini tavaya alın ve her yüzünü dört dakika pişirin. Tuz ve karabiber ekleyin. Soğumaması için kapak kapatıp bekletin. Soğan ve yeşil soğan karışımını tekrar ateşe koyup ısıtın. Frambuaz sirkesi, keki ve defneyi ekleyin, iki dakika daha tavayı sallayarak ısıtın ve çiğer dilimlerini ekleyin. Onlar da ısınınca servis edin.