'Türkiye'de yaralar ortada kalıyor'

Balkan Ülkeleri Plastik Cerrahi Derneği Onursal Başkanlığını da yürüten Barutçu, 1 yıl önce DEÜ bünyesinde Yara Bilim Dalı Polikliniği'ni hizmete açtıklarını belirtti.

Tüm dünyada ve Türkiye'de en çok paranın yara tedavisinde harcandığını ifade eden Ali Barutçu, "Yara tedavisi bütün dünyada ortada kalıyor, en gelişmiş ülkelerin bütçelerinin büyük kısmı yara tedavisine gidiyor" dedi.

Başlıca yara nedenlerinin şeker hastalığına bağlı ayak yaraları, hastalık nedeniyle uzun süre yatağa bağlı kalma nedeniyle sırtta açılan yaralar ve damar problemi nedeniyle gelişen yaralar olduğunu dile getiren Barutçu, tedavi konusunda tüm ülkelerde çeşitli sıkıntıların yaşandığına dikkati çekti.

KAMU HASTANELERİ ARASINDA İLKE İMZA ATTILAR

Türkiye'de ilk kez kamu hastanesinde Yara İyileştirme Birimi'nin İzmir'de kurulduğunu ve hizmet verdiğini aktaran Ali Barutçu, "Hastanelerin acil servisine ya da polikliniğe hasta, yara nedeniyle başvuru yaptığında genelde pansuman yapılıyor ya da yıkama suyu için reçete düzenlenip geri gönderiliyor. Hastaların yarası sahipsiz kalıyor, çünkü her hastalığın doktoru var ama yaranın doktoru yok" diye konuştu.

Yaraların bazı kanser türlerinin ve endokrin hastalıkların belirtisi olabileceğine işaret eden Barutçu, iyileşmeyen yaraların da kanser namzeti olduğunu kaydetti.

Yarası 8 haftadan uzun süren kişilerin mutlaka hastaneye başvurması gerektiğini bildiren Barutçu, özellikle iltihaplı, kızarmış ve akıntılı yaraların daha ciddi sorunlara yol açabileceğini, hatta kemik iltihabına neden olabileceğini söyledi.

Çocuklardaki yaraların daha çabuk enfekte olduğunu da anlatan Ali Barutçu, "İnsanlar bütün yaraları için gelsinler, kendileri 'önemli ya da önemsiz' diye karar vermesinler, buna biz karar verelim" dedi.

Salih Kocaman adlı vatandaş da vücutta yaraları oluşunca hastaneye başvurduğunu, şeker hastası tanısı konulduğunu ve parmaklarının kesildiğini, yara iyileştirme biriminde tedavisinin sürdüğünü belirtti.