Güncelleme Tarihi:
Araştırmaya göre, Türkiye’de yaşayanlar el hijyeni konusuna fazlasıyla önem veriyor ve pandemi koşulları devam ederken umumi tuvaletlerin kullanımı konusunda hassas davranıyor. Umumi tuvaletlerde yer alan geleneksel ve kirli hava yayan el kurutma makinelerini kullanmaya çekinen Türk katılımcılar, geleneksel teknolojiler yerine temassız el kurutması sağlayan ve temiz hava filtresine sahip son teknoloji cihazları tercih ediyor. Kapalı ve ortak kullanım alanlarındaki hava kalitesi konusunda endişelerini belirten Türkiye’den araştırmaya katılan kişiler, iş yerlerinin yanı sıra okullarda da hava temizliğinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Tek kullanımlık ürünlerin kullanımı konusundaysa ülkemizde eğitimle daha da artabilecek genel bir bilinç düzeyi olduğu görülüyor.
Türk halkı el yıkama konusunda titiz ve umumi tuvalet kullanma konusunda endişeli
Dyson'ın geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiği küresel hijyen araştırmasında ankete katılanların yüzde 84'ü, pandemi başladığından beri günde 5 veya daha fazla kez ellerini sabun ve suyla yıkadığını söylemiş, katılımcıların çoğunluğu bu sayının günde 8 veya daha fazla olduğunu belirtmişti. 2021 yılında yapılan araştırmaya göre, günde 5 veya daha fazla kez el yıkayanların oranının dünya genelinde yüzde 74'e düştüğü görülüyor. Türkiye, yüzde 86'lık oranla Meksika ve Birleşik Arap Emirliklerin’nden sonra bu konuda en yüksek sonuca sahip üçüncü ülke konumunda yer alıyor. ABD, İspanya, Çin ve Singapur ise el yıkama sıklığındaki oranıyla 2020 yılı sonuçlarına göre alt sırada yer alıyor.
Araştırmada, halka açık tuvaletleri kullanmaktan endişe duyanların oranının hala yüksek olduğu görülürken; küresel olarak ankete katılanların yüzde 65'i 2021 yılının Temmuz ayında, halka açık bir tuvaleti kullanma konusunda bir önceki yıla göre daha fazla endişe duyduğunu söylüyor. Meksika, Tayvan ve Türkiye’de katılımcıların en az yüzde 80'i 2021 yılında bu konuda daha fazla endişeli olduğunu belirtiyor.
Araştırmanın Türkiye ayağında, katılımcıların sadece yüzde 8'i el kurutma makinesini tuvaletin en hijyenik olmayan parçası olarak görüyor. El kurutma makineleriyle ilgili en büyük endişelerse, yüzde 44 oranla elleri kirli havayla kurutmak (dünya ortalaması olan yüzde 32'den önemli ölçüde yüksek), yüzde 43 oranla fiziksel düğmelere basmak zorunda kalmak ve yüzde 39 oranla temizlik eksikliği olarak belirtiliyor. El kurutma makinelerinin özellikleri hakkında fikir bildiren katılımcıların yüzde 57'si temassız el kurutmanın, yüzde 57'si bakteri ve virüsleri öldüren hijyenik kaplamanın ve yüzde 52'si de hava filtrasyonunun önemli olduğunu düşünüyor.
2021 yılı araştırmasında katılımcılara tek kullanımlık ürünlerin çevre üzerindeki etkisi konusunda ne kadar endişe duydukları soruldu. Yüz maskeleri, eldivenler, tek kullanımlık bardaklar ve kâğıt havlular gibi öğeleri dikkate almaları istendiğinde, 4 kişiden 3'ü, çevresel endişelerle yeniden kullanılabilir bardaklar, yıkanabilir maskeler ve el kurutma makineleri gibi daha sürdürülebilir çözümlere yönelinmesi gerektiğini dile getiriyor. Türkiye’den katılan kişilerin yüzde 85’i tek kullanımlık ürünlerin mevcut kullanımından rahatsızlık duyduğunu belirtiyor.
Farkındalık artsa da eğitim şart
Pandemi boyunca sağlık ve hijyene odaklanan eğitim kampanyalarındaki artışa rağmen, dünya genelinde insanların 3'te 1'den azı (yüzde 29) ellerini hijyen nedeniyle kuruttuklarını iddia ediyor veya bunu sadece alışkanlıktan yapıyor. Bu sayı, katılımcıların yüzde 40'ının hijyen amacıyla ellerini kuruttuğu 2020 yılına göre düşüş gösteriyor. Türkiye’den katılımcıların ise yalnızca yüzde 32'si ellerini hijyen amacıyla kuruttuğunu söylüyor.
Dyson'da Kıdemli Mikrobiyolog ve Bilim İnsanı olan Dr. Salome Giao, araştırma sonuçları hakkında yaptığı açıklamada: "Bu sonuçlar, el hijyeni konusunda daha fazla eğitime ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Nemli ellerin kuru ellere göre 1000 kata kadar daha fazla bakteri taşıyabildiğini biliyoruz. Elleri giysilere silmek ise giysiler temiz değilse yıkanan ellere bakteri geçirebileceğinden el yıkama sürecini tehlikeye atabilir” diyor.
2021'de yapılan araştırma aynı zamanda ev dışında çalışan katılımcıların iç mekân çalışma alanlarının hava kalitesi konusunda oldukça kaygılı olduğunu gösteriyor. Küresel anlamda katılımcıların yüzde 67'si bu konuda endişe duyduğunu belirtirken, bazı bölgelerde bu oran yüzde 90'a kadar çıkıyor (Hindistan ve Meksika). Türkiye’den katılanların yüzde 84'ü de kapalı çalışma ortamlarındaki hava kalitesi konusunda endişe duyduklarını söylüyor. Global çapta katılımcılara hem ofis hem de eğitim ortamları hakkında düşünceleri sorulduğunda ise yüzde 82 gibi büyük bir çoğunluk, her iki alanda da havayı temizlemenin önemli olduğunu belirtiyor. Türkiye’den araştırmaya katılan kişilerin yüzde 90’ı ise aynı şekilde okullarda ve üniversitelerde de bu konunun önemli olduğu düşünüyor.