Güncelleme Tarihi:
Bunun üzerine harekete geçen Türk Hematoloji Derneği (THD), Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a durumu bildirdiklerini belirtti: “Oluşan mevcut durum kesinlikle uygun değildir ve kabul edilemez”.
Hematoloji, kan biliminin önemine dikkat çeken Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, YUS sonrası oluşan durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Türk Tıp Bilimi’nin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Özcan, “Hekimlikte tükenmişlik süreci içinde bir risk faktörü oluşmaktadır, uzun bir eğitim sürecine ihtiyacı olan hematoloji dalına bir de ekonomik yönden olumsuz etkenlerin eklenmesiyle hematoloji eğitimi giderek çekiciliğini yitirmektedir” dedi.
SINAV YÖNTEMİ DEĞİŞMELİDİR
Tüm Türkiye çapında 200 hematolog olduğuna ve bu sayının talebi karşılamasının imkansızlığına değinen Prof. Dr. Özcan, Sağlık Bakanlığı’na gönderdikleri yazıyla Bakan Recep Akdağ’a mevcut durumu bildirdiklerini ve gerekenin yapılması gerektiğini belirtti. Özcan “Genel sınavın ardından mülakat temelli yaklaşım benimsenmelidir. Yan Dal Uzmanlık Sınavı hakkında daha önce İç Hastalıkları dalındaki diğer yan dal uzmanlık dernekleri ile birlikte hazırladığımız ortak bildiri tüm ilgili ve yetkililere aktarılmış; ancak ne yazık ki Sağlık Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu ve Türk Tabipler Birliği’ nden bir yanıt alınamamıştır. 2007 yılından önceki sınav yöntemiyle yan dal araştırma görevlisi temininde hiçbir sıkıntı yaşanmamışken uzmanlık derneklerinin ortak önerisinin dikkate alınmaması sonucu yapılan bu sınavda önemli problemler ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
DEVLET HİZMETİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ UYGULAMASINDAN MUAF OLMALIYIZ
Pratisyen hekimlik ve uzmanlık aşamalarında zaten devlet hizmeti yaptıklarını ve yan dal uzmanlığında da zorunlu devlet hizmeti yükümlülüğünün doktorlara neredeyse bir ceza şeklinde yansıdığının da altını çizen Özcan sözlerine şöyle devam etti: “3. zorunlu devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf tutulma isteğimizi de belirttik. Bu aşamaya gelmiş hekimlerin hem yaşları 32-45 aralığında olmakta hem de bu hekimler akedemik gelişmişlik açısından oldukça ileri düzeyde bulunmaktadırlar. Bu sürecin sonrası artık akademisyenlik ve bilim adamlığı evresidir. Bu dönemler erkek araştırma görevlilerinin askerlik, kadın araştırma görevlilerinin annelik kavramıyla tanıştığı yıllardır. Bu faktörler göz önüne alındığında sürelerin ne kadar uzun olduğu anlaşılacaktır.”
Tıp Biliminin ülkemizde gelişmesi ve ileri derecelere ulaşması için çaba sarf ettiklerine değinen Özcan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a belirttikleri kötü durumun, bir an önce çözüme kavuşmasını umut ettiğini de sözlerine ekledi.