Güncelleme Tarihi:
XAF5 ile başlayalım. Nasıl geliştirdiniz XAF5’i?
- On sene kadar önceydi. Ortağım Michael Singer ve iki glokom profesörüyle beraber Harvard’daki göz kliniğinde hastaları tedavi ederken enteresan bir gelişmeye rastladık. Göz ilacıyla tedavi ettiğimiz hastaların gözlerinin etrafındaki yağ tabakası eriyordu.
Bir yan etki gibi mi?
- Evet, biz de böyle bir yan etki başka ciddi tedaviye yol açabilir diye düşündük. Böylece yola çıktık.
Ne yaptınız?
- Laboratuvarda yağ hücrelerine bu ilaçların bazılarını tatbik ettik. Hücrelerin içindeki yağlar gerçekten de eriyordu. Biz de bu ilaçların ana maddelerini aldık ve yeni bir formül geliştirdik. Bu formülü bir jelin içine koyduk; değişik laboratuvar modellerinin derilerine sürmeye başladık. Altı ayrı model... Her biri aynı sonucu verdi. Yağ erimesi gerçekleşiyordu.
Yani siz XAF5’i bir bakıma tesadüfen buldunuz.
- Çok doğru. Deriyi geçip de altındaki yağ dokusuna ulaşabilecek bir ilaç şimdiye kadar bulunamamıştı. Çok büyük araştırmalar yapıldı ama hepsinin toplamı sıfır. Böyle bir ilaç geliştirmek son derece zor. Biz tamamıyla tesadüf eseri başladık bu işe.
“Bilim sürprizlerle de ilerler” denir. Öyle olmuş gibi.
- Tam da öyle. Biz doğru yerde doğru zamanda bulunduk.
İlaç şu anda ne aşamada?
- Hayvan modelleriyle deneylerimiz bitti ve klinik araştırmalarına başladık. Faz 1’i geçtik, Faz 2’deki ilk araştırmamızı tamamladık.
Faz nedir?
- ABD’de klinik araştırma yapmadan evvel ön araştırmalar yapmanız, örneğin hayvanlar üzerinde çalışmanız gerekiyor. Bu süreç bitince, sonuçları bu konudaki tek yetkili Food and Drug Administration’a (FDA) sunup, gönüllülerle çalışacağınız klinik araştırmaya başlamak için izin alıyorsunuz. İşte bunun üç fazı yani üç aşaması var. Bunların ilkinde ilacın güvenli olup olmadığı araştırılır. Değilse devam edemezsiniz. Güvenliyse ikinci faza geçilir; orada da hem güvenlik hem de etki test edilir: Kullandığınız yerde ve istediğiniz gibi çalışıyor mu ilaç? Bu iyi giderse üçe geçiliyor. Burada ikinci aşamadaki sorular daha geniş ölçekte sınanıyor. Üçten sonra FDA’ya tüm sonuçlarınızı sunuyorsunuz; izin verirlerse ilacı satmaya başlıyorsunuz.
Siz Faz 2’de olduğunuzu söylediniz. Nasıl gidiyor?
- İlk araştırmamız çok iyi geçti. 90 kişilik bir araştırmaydı. Aktif ilacı verdiklerimizin yüzde 85’i neticeden memnun.
Neden memnunlar tam olarak?
- On haftalık bir çalışma bu. Bu çalışmanın sonunda hastaların yaklaşık yüzde ellisinde göz torbalarındaki yağ dokusu gözle görülür derecede eridi.
Bu gönüllülerde kadın ve erkek sayısı eşit mi?
- Burada enteresan bir durum var. Çalışmaya katılanların yüzde 37’si erkek. Çok yüksek bir oran. Çünkü estetik araştırmalarda erkeklerin katılımı yüzde 10’u geçmez.
Neden?
- Bu tür estetik araştırmalar ya cerrahi müdahaleyle ya da enjeksiyonlarla yapılıyor. Bir erkeği bu sürece sokmak ABD’de de Türkiye’de de çok zor. Kimisi bunu ayıp görüyor, kimisi duyulmasını istemiyor. Ama akşam yatmadan evvel uygulayacağı bir krem verirseniz, işler değişir.
AIDS ve lipomada da kullanılacak
XAF5 diğer estetik cerrahi müdahaleleri bitirecek mi? Ne dersiniz?
- Rekabet açısından mı?
Evet.
- Hiç sanmıyorum. Biz bu ilacın bambaşka bir grup teşkil edeceğini düşünüyoruz. Buzdağının görünen yüzü gibi düşünün; işte o görünür yüzde cerrahi müdahaleler veya botoks gibi teknikler duruyor. Bizimkisi özellikle şimdiye dek görünmeyen kısma hitap edecek.
Ne demek görünmeyen kısım?
- Botoks piyasaya çıktığında, cerrahi müdahaleleri veya liposuction’ı ortadan kaldırmadı. Biz de onları ortadan kaldırmayız. Burada esas mesele asla bıçak altına yatmayacak, botoks uygulatmayacak, liposuction yaptırmayacak kişiler. Ya korkuyorlar ya da ‘ayıp’ diye düşünüyorlar, sosyal olarak çekiniyorlar. Bir alternatif olarak kremi tercih edebilirler. Dolayısıyla botoksla rekabete gireceğiz diye bakmıyorum.
Kolaylık faktörü bu durumu değiştirmez mi?
- Mümkün. Ama unutmamak lazım, bizim tedavi yöntemimiz bir anda tüm yağı eritmiyor. Bazı kişiler vücutlarında anında, bir gün içinde bir değişim yaşamak istiyor. Biz öyle değiliz.
Neler yapacak XAF5 tam olarak?
- XAF5 esasen bir yağ eritme ilacı. Karında, bacaklarda, kollarda, çene altında kullanabilecek miyiz, bu yönde araştırmalar yürütüyoruz. Bir de birtakım yağ birikimi hastalıkları var. Mesela lipoma. Bu tür hastalıklar, insanların yüzde birini etkiliyor. Mevcut tek tedavi yöntemi de ameliyat. Bu alanda da kullanmak istiyoruz XAF5’i. Bazı kişilerde lipoma anlamında yağ birikimi o denli yoğun oluyor ki anormal görünüyor. Üstelik her birini ameliyatla gidermek de zor. Sonra, AIDS hastalarının bazılarının boyun arkasında büyük yağ birikimleri görülüyor. Uyumalarını, boyunlarını sağa sola oynatmalarını çok güçleştiriyor. Hayat standartlarını düşürüyor. Bazı göz hastalıkları da yağ birikimiyle irtibatlı. Oralarda da kullanılabilir; bir yandan bunları da araştırıyoruz. Tabii diğer ilacımız TAT4’ün de başka kullanım alanları var.
O ne yapıyor?
- TAT4 yağ dokusunu çoğaltıyor. İnsan yaşlandıkça derinin altındaki yağ tabakası incelir, erir. Elde de görünür bu etkiler, yüzde de. Enjeksiyonlar zaten bu yüzden gitgide popüler oluyor. TAT4 işte bu etkileri gidermeye yönelik. Biz, bir dermatoloğa ya da oftalmoloğa (göz hastalıkları uzmanı) bu iki ilacı sunmak; yağı düşürerek ya da yükselterek hastalarını tedavi etme imkânı vermek istiyoruz.
Peki ya dudaklar?
- Evet, TAT4 yüzün değişik yerlerinde kullanılabilecek şekilde geliştirilecek. Her iki ilaç da estetik gerekçelerle kullanılabilecek.
Devrim çünkü derinin altına geçtik
Kestirmeden sorayım; bu bir devrim mi?
- Son araştırmamızın neticelerinin pozitif çıkmasının ardından bilhassa dermatologlar konuya çok sıcak yaklaşmaya başladı. İki hafta evvel, bizim araştırmamızı yöneten oftalmolog çok önemli bir konferansta bir sunum yaptı. Konferansta gelen sorular ve sunumun ardından bir araya geldiğimiz dermatologların söyledikleri bizi daha da heyecanlandırdı. Evet, bunun bir devrim olarak nitelendirilebileceğini söylüyorlar.
Neden?
- İlacımız derinin üstüne tatbik ediliyor ama derinin altına girip işliyor. Derinin altındaki yağ tabakasına doğrudan, farmakolojik bir şekilde tesir eden bir ilaç bundan önce üretilmedi. O yüzden herkes deriyi geçmek için enjeksiyona başvuruyor. Biz deriyi geçtik. Bu yüzden bir devrim olarak görülüyor.
Devrimle beraber ödüller de gelir mi? Bir Türk bilim insanının Nobel aldığını görür müyüz?
- Estetik alanında çalışmalar Nobel almaz (gülüyor). Kansere çare bulmadık sonuçta...
Fonksiyon açısından da soruyorum. Derinin altına geçme başka tedavilere de yol açmaz mı?
- Aslında haklısınız. Teknolojik bakımdan böyle bir şeyi ilaçla yapmak hakikaten zordu. Başkaları da bu teknolojiyi kullanabilir; buradan başka ilaçlar geliştirilebilir. Zaten bizim ikinci ilacımız TAT4 de bu prensibi kullanmamızla
doğdu.
Daha genç eller için...
Ürettiğiniz ilaçlar neye yarıyor?
- XAF5 şu an göz torbaları için geliştiriliyor. TAT4 el ve yüz gençleştirme için...
Bacaklar, kollar, göbek, vücudun geri kalan kısmı? Planlarınıza dahil mi?
- Hepsi için tek tek araştırma yapacağız. Neticeler pozitif çıktıkça devam edeceğiz.
Göz torbalarını yok etmek, onların oluşmasıyla fark edilebilecek hastalıkları teşhisi önlemez mi?
- Bildiğimiz kadarıyla göz torbaları sadece estetik bir problem. İnsanları yorgun ve üzgün gösteriyorlar ama bu o insanların bir hastalığı olduğu anlamına gelmiyor. İnsanlar karşısındakinin önce gözlerine bakar. Yapılan araştırmalar,
sırf bu yüzden, birçok insan hakkında yanlış hükümler verilebildiğini gösteriyor. İş hayatı, özel hayat etkilenebiliyor.
MURAT KALAYOĞLU KİMDİR?
Dr. Murat Kalayoğlu, daha ilkokul çağındayken ailesiyle beraber ABD’nin Pittsburg şehrine yerleşti. Organ naklinde dünyanın sayılı uzmanlarından babası Münci Kalayoğlu, çalışmalarını ABD’de sürdürüyordu. Murat Kalayoğlu, daha sonra yerleştikleri Madison, Wisconsin’de öğrenimini tamamladı, tıp okudu, göz hastalıkları konusunda bir uzman oldu. Yağ birikimi ve kalp hastalıkları konusunda ayrı bir doktora yaptı, ardından da Harvard’da araştırmalarına devam etti. Çalışma arkadaşı ve ortağı Michael Singer’la on yılı aşkın bir süredir beraberce yürüttükleri araştırma şu anda Kalayoğlu’nun başkanı ve CEO’su olduğu Topokine Therapautics isimli firmada devam ediyor. Tıpta devrim yaratması beklenen XAF5 ve TAT4, yönetim kurulunda dünyaca ünlü bilim insanlarının bulunduğu Topokine firması çatısı altında geliştiriliyor. Murat Kalayoğlu, evli ve iki çocuk babası.